Birkaç hatırlama ve bir hatırlatma
TRT İstanbul Radyosu’nda “Eylül Kırgınları” adıyla güzel bir program yayınlanıyor.
Her on yılda bir gelenek haline gelen darbelerin, halkımıza ve ülkemize verdiği telafisi imkânsız zararlar, mutlaka hatırlatılmalı ve üzerinde konuşulmalıdır.
İşte, Eylül Kırgınları’nda 12 Eylül öncesi ve sonrasında yaşanılanlar, şahitleri tarafından anlatılıyor.
Memleketimizin önünü açan ve sadece darbelerin, muhtıraların değil, onlarca yıllık kirlenmişliğin bütün devrelerinin aydınlatılmasını sağlayan 12 Eylül 2010 referandumundan sonra gözümüzün önü ışıdı, yediğimizi içtiğimizi bilir olduk, şükür korkulu günler geçti.
İşte “Eylül Kırgınları” bunları hatırlatmaktadır. Meğer bilmediğimiz neler yaşanmış.
•
Geleceğe çıkılan merdiven basamaklarını, geçmişin tecrübeleriyle kuran siyasi hareket başarılı olur.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, bir lider olarak bunu başardı ve milletimizi yasaklardan, korkulardan kurtararak, geleceğe umutla yürümemizi sağladı.
Bu yürüyüşte Erdoğan’ı halkımız yalnız bırakmadı ve özgür iradesiyle Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına taşıdı.
Elbet bugünlere kolay gelinmedi. Lafla değil, emekle gelindi. Safa ile değil, cefa ile gelindi. Ağır bedeller ödendi. Geçelim.
•
Geçen hafta hem sohbet hem ziyaret amacıyla, Süleyman Arif Emreağabeye uğramıştım. Birlikte Türkiye’nin yakın tarihine kısa bir yolculuk yaptık.
Söz; siyasi hayatının ana hatlarında dolaşırken bugünlere,Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Başbakanımız Davutoğlu’na geldi.
Arif ağabey 50 yıllık devlet adamı ve siyasetçi, elbet ne söyleyeceğini bilir. Birkaç yıl öncesine kadar AK Parti ve Erdoğan’a “ağabey”kontenjanından ikazlı eleştiriler yapıyordu.
Fakat bu “destek eleştirileri”, hangi ahlaka sığdırılıyorsa, bazı medya organlarına şiddetlenerek yansıyordu. Arif ağabey bundan şikâyetçi oldu.
Dünyanın değiştiğini, Türkiye’nin değiştiğini, ülkenin koalisyon yıllarından kurtulduğunu ve devletin milletin kaynaştığını söyledi.
Tayyip Bey için iyi dileklerde bulunarak, Türkiye’nin önünü açtığını ifade etti. Başbakan Davutoğlu’nun da çok donanımlı olduğunu ve başarılı olacağını söyledi.
•
Arif ağabey 91 yaşında ve yalnız. Kimseye bir kırgınlığı yok ama yine de ziyaret edilerek sohbet etme beklentisi var.
Siyasette ve iş başında olduğu yıllarda, yakın çevresinde olan arkadaşlarının, şimdi de arayıp sormaları gerekmez mi” diyelim ve geçelim.
•
Bir başka hatırlatmak ve düzeltmek istediğim husus da Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu beyle ilgili.
Önceki hafta Veysel Bey’in bakanlık olarak icraatlarından söz etmiş veCHP zihniyetinin, memleketi nasıl yıllarca soyup soğana çevirdiğini rakamlarla yazmıştım.
Veysel Bey bakanlığa geldikten sonra ihalesi yapılan bütün işleri masaya yatırmış ve haksız ödemelerin hepsini geri tahsil etmişti.
Ben de tahsil edilip devletin kasasına konulan bu paranın 2 katrilyon olduğunu yazmıştım. Meğer rakam 2 katrilyon değil, 3.2 katrilyonmuş.
Rabbim Veysel Bey gibilerin sayısını çoğaltsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.