Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İftar ve sahurda ezan okutan televizyonlar

İftar ve sahurda ezan okutan televizyonlar

Ramazan-ı Şerif her bakımdan pek çok güzelliklerle dolu. Elhamdülillah her yönü ayrı bir güzellik, ayrı bir bereket, ayrı bir hoşgörü, ayrı bir samimiyet ve ayrı bir ibadet lezzeti sunuyor insana.
Elbet istifade edebilen ve istifade etmek isteyen kişi ve kişiler için geçerli bu söylediklerim. Bir de nasip meselesi var. Allah; iman eden hiç kimseyi, ezandan, namazdan ve bunların getireceği hayırdan yoksun bırakmasın.
Bir insan; “Ben de Müslümanım” diyor ama ezanı eleştiriyor, namazı eleştiriyor, ezana ve namaza yön vermeye kalkıyor, sonra dedikleri olmayınca da yine hala; “Ben de Müslümanım” demeye devam ederek, ezana ve namaza iman eden büyük topluluktan kopuk yaşıyor ve “Acaba yanılıyor muyum” diye kendisine sormuyorsa, nasipsiz demektir.
Ezan ve namaz konusunda şimdiye kadar böyle pek çok örneklere rastladık. Bugün yazmak istediklerim aslında bu ve benzeri konular değildi. Televizyonlarda okunan iftar ve sahur ezanlarında gözden kaçanlar ve dinleyenlerin ezana olan saygılarından dolayı dile getiremediği küçük ama önemli ayrıntılardan söz edecektim.
Allah’a şükür ki, CHP’li yıllar çoktan bitti ve bir daha kıyamete kadar iktidara gelmemek üzere, kendi çılgınlıkları, kendi zaafları ve kendi inançları çerçevesinde, yeryüzündeki vazifelerini tamamlayıp her canlı gibi öteki aleme göçecekler.
Artık ne ezanımıza, ne Kur’an’ımıza, ne de namazımıza dil uzatsalar da milletin iman gücünün üzerine çıkaracakları bir güç olmadığı için, bu topraklar Müslüman olarak ve Müslüman şehadetleriyle kıyamete kadar yaşayacaktır. Ezan’ın aslından uzaklaştırılması ve tekrar aslına döndürülmesi bile bu söylediklerimize yeter de artar.
Şimdi gelelim televizyonlardaki ezan okuyan güzel sesli ve gür sesli müezzinlere. Genelde iftar ve sahur programları, haliyle “Ezan-ı Muhammedi” ve “Ramazan-ı Şerif”e” saygısı ve sevgisi olan televizyon kanallarında daha çok izleniyor. Lakin ezan sevenlerin burada bir şikâyeti var. Onu izah etmeye çalışayım.
Canlı yayın yapan televizyonlardaki stüdyo yönetmenleri, kameramanları yönetirken, kameraları ezan okuyan müezzin efendilerin ağzına öyle bir dayattırıyorlar ki, ekranda kocaman bir ağız, diş ve dili gözüken, dudakları ve çenesi ezanın okunuş biçimine göre oynayan garip bir görüntü çıkıyor ortaya.
Oysa ezan okuyan kişilerin görüntüsü, en çok göğüs planıyla çekilmelidir. Baş planı çekildiğinde ekranı ağız doldurduğundan seyirciyi çok rahatsız etmekte ama ezanın hatırına bir şey denilmemekte. En iyi görüntü göğüs planıdır. Göğüs planında ezan okuyan birinin; göz, kaş, dudak ve çene hareketleri biraz daha makul hale gelir.
Yakın plan çekilen ezanlar, ezanın manasını, muhtevasını ve dinlenilmesini zayıflatıyor. İzleyenler ezan değil, ezanı okuyanın mimik hareketlerini seyrediyor ve ezandan kopuyor. Ezanda ve namazda beden dili son derece önemlidir. İnsanları esastan kopartan her hareket, namaza ve ezana karşı kişilerin soğumasına sebep olur.
Ülkemiz sinemasında biliyorsunuz yıllardır her filmde ezan yarım okunmuştur. Tamamının okunması sansür kurulu tarafından yasaklanmıştı. Bir de ezanı okuyacak kişinin kılık, kıyafeti ve hareketleri, düzgün bir din adamını andırmayacak diye gizli madde vardı.
Ezanı okuyacak kişinin mutlaka seyircinin gözünde nefret uyandıran bir kişi olmasına dikkat çekilirdi. Söz konusu filmlerde imamları, müezzinleri veya din adamı kisvesinde bulunanları gözlerinizin önüne getirdiğinizde ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Evet, tekrar televizyonlarda okunan ezanlara dönecek olursak. Elbet her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Kimsenin işine gücüne karışacak değiliz. İsteyen yönetmen istediği gibi stüdyosunu yönetebilir ama müezzinlerimizin ezan okuyuşunu baş plan çekerek seyirciye göstermek de hiç şık değil. Ne ezana, ne okuyana, ne de izleyene iyilik yapılmış olunmuyor.
En iyi çekim planı, göğüs ve bel planıdır. Bel planından boy planına kayıldığında da kilolu olan ezan okuyanlarımızın göbekleri ortaya çıkmakta ki, o da iyi bir görüntü vermiyor. Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Hayırlı Ramazanlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi