Kafirden Dost Olmaz!
Ümmetin bugünkü parçalanmış, perişan, zelil, yenik hale düşmesinin ana sebeplerinden biri de, içimizdeki bazılarının, İslam düşmanı kafirleri dost ve velî edinmesidir.
Allahü Teala Kur’an-ı azimüşşanda çok açık olarak bizleri kafirleri dost ve velî edinmekten men’ ediyor, bu mevzuda öğüt veriyor.
Resul-i Kibriya, aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz uyarıyor.
İslamı bizden iyi bilen ve iyi anlamış olan büyüklerimiz, râsih ulema uyarıyor.
Maalesef içimizdeki birtakım beyinsizler, mü’minleri bırakıp kafirleri dost ve velî ediniyor.
Din bilgisi ve din kültürü yeterli olmayan Müslümanların bir kısmını da kandırıyorlar.
İslam, Tevhid, Kur’an, Resulullah, Şeriat düşmanı kafirleri dost ve velî edinenlerin burunları pislikten kurtulmaz.
Mü’minlerin dostları mü’minlerdir.
Sâlih Müslüman kardeşine cephe alıp da kafirleri ve münafıkları bağırlarına basanların yüreklerinde maraz vardır.
Kafirler İslamın hak din olduğunu kabul etmiyor, (hâşâ) batıl ve uydurma bir dindir diyor.
Onlar Tevhid inancını kabul etmiyor.
Onlar Kur’anın Allah kelamı ve hak Kitab olduğunu kabul etmiyor.
Onlar Resulullahın hak peygamber olduğunu inkar ediyor.
Onlar İslam Şeriatini reddediyor.
Ve sonra birtakım sözde Müslümanlar onlarla kardeşlik, dostluk yapıyor, yularlarını onların eline veriyor.
Onlar benim hak dinimi kabul etmiyor da ben niçin onların muharref batıl dinlerini kabul edecekmişim.
Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü buysa başınızda paralansın!
Kafirlerin eşeddleri ve ehvenleri olabilir ama neticede onların hepsi kafirdir.
Kafirin az iyisi, daha iyisi olmaz.
Küfre az, orta, eskisinden daha iyi diyenler mantık ve akıl fukarasıdır.
Kafir ne demektir? Örten, gözleyen, inkar eden demektir? Neyi? İlahî gerçekleri…
Bizim onlara karşı birinci vazifemiz İslamı tebliğ etmek, kendilerini hakka davet etmektir.
Bu, onlara yapabileceğimiz en büyük iyilik ve hizmettir.
Bu hizmet ve davet ilimle, irfanla, kültürle, medeniyetle, güzellikle, anlayacakları dil ile ve Allah rızası için ihlasla yapılmalıdır. Cahillikle, kabalıkla, hoyratlıkla, kırıcılıkla davet olmaz. Davete, irşada evet, Diyaloğa hayır.
Biz mü’minlerin, Allah ile dost olmayanlarla, Allahın kendilerinden razı olmadığı kimse ve toplumlarla dost olmaya hakkımız yoktur. Allah buna izin vermiyor.
Bize düşmanlık etmeyenlerle, bizimle iyi geçinmeyenlerle biz de iyi geçiniriz ama dost olamayız.
Kafirlerle dost olur, onları velî edinirsek ne olur?
Şu halimize bakın… İşte böyle olur. İki yakamız bir araya gelmez… Zillet ve esaret içinde kalırız, yenilgiden yenilgiye koşarız..
Allahım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme…
Allahü Teala Kur’an-ı azimüşşanda çok açık olarak bizleri kafirleri dost ve velî edinmekten men’ ediyor, bu mevzuda öğüt veriyor.
Resul-i Kibriya, aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz uyarıyor.
İslamı bizden iyi bilen ve iyi anlamış olan büyüklerimiz, râsih ulema uyarıyor.
Maalesef içimizdeki birtakım beyinsizler, mü’minleri bırakıp kafirleri dost ve velî ediniyor.
Din bilgisi ve din kültürü yeterli olmayan Müslümanların bir kısmını da kandırıyorlar.
İslam, Tevhid, Kur’an, Resulullah, Şeriat düşmanı kafirleri dost ve velî edinenlerin burunları pislikten kurtulmaz.
Mü’minlerin dostları mü’minlerdir.
Sâlih Müslüman kardeşine cephe alıp da kafirleri ve münafıkları bağırlarına basanların yüreklerinde maraz vardır.
Kafirler İslamın hak din olduğunu kabul etmiyor, (hâşâ) batıl ve uydurma bir dindir diyor.
Onlar Tevhid inancını kabul etmiyor.
Onlar Kur’anın Allah kelamı ve hak Kitab olduğunu kabul etmiyor.
Onlar Resulullahın hak peygamber olduğunu inkar ediyor.
Onlar İslam Şeriatini reddediyor.
Ve sonra birtakım sözde Müslümanlar onlarla kardeşlik, dostluk yapıyor, yularlarını onların eline veriyor.
Onlar benim hak dinimi kabul etmiyor da ben niçin onların muharref batıl dinlerini kabul edecekmişim.
Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü buysa başınızda paralansın!
Kafirlerin eşeddleri ve ehvenleri olabilir ama neticede onların hepsi kafirdir.
Kafirin az iyisi, daha iyisi olmaz.
Küfre az, orta, eskisinden daha iyi diyenler mantık ve akıl fukarasıdır.
Kafir ne demektir? Örten, gözleyen, inkar eden demektir? Neyi? İlahî gerçekleri…
Bizim onlara karşı birinci vazifemiz İslamı tebliğ etmek, kendilerini hakka davet etmektir.
Bu, onlara yapabileceğimiz en büyük iyilik ve hizmettir.
Bu hizmet ve davet ilimle, irfanla, kültürle, medeniyetle, güzellikle, anlayacakları dil ile ve Allah rızası için ihlasla yapılmalıdır. Cahillikle, kabalıkla, hoyratlıkla, kırıcılıkla davet olmaz. Davete, irşada evet, Diyaloğa hayır.
Biz mü’minlerin, Allah ile dost olmayanlarla, Allahın kendilerinden razı olmadığı kimse ve toplumlarla dost olmaya hakkımız yoktur. Allah buna izin vermiyor.
Bize düşmanlık etmeyenlerle, bizimle iyi geçinmeyenlerle biz de iyi geçiniriz ama dost olamayız.
Kafirlerle dost olur, onları velî edinirsek ne olur?
Şu halimize bakın… İşte böyle olur. İki yakamız bir araya gelmez… Zillet ve esaret içinde kalırız, yenilgiden yenilgiye koşarız..
Allahım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme…
(İkinci yazı)
Sonunuz Kötü Olur
Zina, riba, yüksek bina…
Lüks, israf, sefahat=beyinsizlik…
Namazı bırakıp şehvetlerine uyanlar…
Haram rantlar, haram gelirler, haram zenginlikler…
Haram komisyonlar…
Mü’min kardeşlerine düşmanlık edenler…
Ehl-i Tevhid’i ve Ehl-i Kıble’yi kolayca tekfir edenler…
Meşreblerini din haline getirenler…
Dünyevileşenler…
Sahte dindarlar, yanı mühtediler…
Ümmet olmamakta, birleşmemekte inat edenler…
Boyunlarında biat ve itaat bağı olmayanlar…
Dinleri para, kıbleleri karı olanlar…
Nemrudlar, Firavunlar, Hamanlar, Şeddad’lar…
Deccalların, kezzabların peşinden gidenler…
Dıştan Müslüman görünüp Tâğut’a hizmet edenler.
Rant-horlar, Haram-horlar…
Kur’an deyip, Kur’anın emirlerini yapmayan, yasaklarından kaçmayanlar…
Seher vakitlerinde leşler gibi uyuyanlar…
Kendilerini lâ yuhti ve lâ yüs’el sanan gafiller…
Fâsıklar, fâcirler, âsiler…
Gıybetçiler, yalancılar, müfteriler, tecessüs edenler…
Kafir ve müşriklere yumuşak ve şefkatli, mü’minlere sert ve yavuz olanlar…
Şu yalan dünyayı Cennete çevirmeye çalışanlar…
Bozuk düzenlerin haram, necis, kirli, kara gelirlerine ve menfaatlerine saldıranlar…
Dünkü sahte mücahidler…
Bugünkü müteahhitler…
Tevbe edip doğru yola girmez, haram kazanç ve servetlerinizi tasfiye etmezseniz sizleri korkunç bir akıbet bekliyor.
Bizi kimse uyarmamış, haberdar etmemişti diyemeyesiniz diye yazdım bu satırları…