Hasbihal
Vahdet gazetesi ile birlikte yeni bir siftah yaptık. Allah utandırmasın. Birinci yazımızda ‘Vira bismillah’ diyerek yeni yola çıkan gazeteye kendimizce, üslubumuzla hoş geldin dedik. Bu ikinci yazımızda ise hasbihal yapacağız. Hasbihalin dayanağı olan hasbilik dinimizden ve ihlasımızın bir meyvesi ve ürünüdür. Hisbeten lillah anlamında Allahın hakkının gözetilmesidir. Hasbihal ise durumu, ahvali paylaşmak, bir başka anlamıyla dertleşmektir. Zaman zaman okurla da dertleşmeliyiz. Kültürümüz sohbet kültürü ve dolayısıyla hasbihale dayalıdır. Candanlıktır. Akçeli işlerimiz olsa da akçe elimizin kiridir. Akçeler cebimize girse de aramıza giremez. Girmemeli. Dünyamız kadar hesaplı ahretimiz kadar hasbi olmalıyız. Yeni bir gazete sevdasıyla yola çıkan arkadaşlar bizden de katkı istediler. Doğrusu benim gibi merdumgiriz, günümüzün tabiriyle asosyal olan birinin yerleştiği kuşe-i uzletini terk etmesi veya kozasını kırıp dışarıya kanatlanması zordur. Burada imdadımıza sevk-i ilahi ve kader girmektedir. Zorlamalar olmasa biz de kolay kolay bağdaş kurduğumuz yeri terk etmeyiz. Bir minberden diğerine bir minderden ötekine kanat ve kulaç atmayız. Lakin vahdet havzası ortak minberimizdir. Bu süreçte kader anları vardır onu yaşadık. Elbette her anın bir kader anı olduğunun farkındayız. Lakin bu anların da yoğunlaştığı demler vardır. Dönüm noktaları vardır. Ben de hiç hesapta yokken böyle bir anla karşı karşıya kaldım. Hep de nedense Aralık ayına rastlar. Kışın dünyaya geldiğimden mi nedir; kaderim genellikle sonbahar ve kışla kesişmiştir. Hoş yazlar da yabancımız değildir. Lakin son dönemlerde nedense kaderim sonbaharla ve aralık ayıyla karılmış. Bu defa da öyle oldu. Aralık ayı yollarımın kesiştiği zemin oldu.
Yeni gazete yeni bir heyecan dalgası demektir. Son sıralarda yeknesaklık ve tekdüzelik oldu ve camia olarak heyecanımızı yitirdik. Bazı değerlerimizi de sulandırdık. Toparlanmalıyız. Altyapının kökleştiği bir anda yeknesaklığı ve rutini kırmak kolay değil. Bünye alışmış bir kere. Bunu kırmak için zora talip olmak gerekir. Bunu da ancak heyecanının doruğunda yaşayanla yapabilir. Kaybedilmiş heyecanı geri kazanmak destan yazmakla eş anmalıdır. Yoldaki zorlukları katlanmak anlamına geliyor. Doğrusu benim gözüm kesmez olmuştu. Biz de kendimizi heyecan fırtınasının odağında bulduk. Kendi heyecan ve iştiyak kırıntılarımızı kafiledekilerin heyecanına katık ettik.
Evvel Allah bundan böyle farklı gazetelerde dağınık olarak yazdıklarımı Vahdet platformunda buluşturmaya karar verdim. Buradaki yazılarım da inşallah tek düze olmayacak. Olması gerektiği gibi dış politika yazılarına fikri yazılar da eşlik edecek. Zaman zaman iç politikanın dışına doğru zaman zaman da dış politikanın içine doğru uzanacağız. Bu minvalde çapraz okumalarımız olacak. Dileriz Vahdet toplayan, dağıtmayan, kolaylaştıran zorlaştırmayan bir minber olur. Vahdet ocağı kuruldu inşallah bundan böyle hep tüter. Hep buluşmalara hizmet eder. Birlikten dirlikten yana olur. Mutlaka kusurlarımız olacaktır lakin yolda süreçte düzelteceğiz, düzele düzele, düzelte düzelte ilerleyeceğiz.
Gayret bizden Tevfik Allah’tan.
Yol ola doğruya vara göz ola doğruyu göre kalp ola vuslata ere. Dualarınızla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.