Olması Gereken
İstihbarat birimlerinin vermiş olduğu rapora göre 17Aralık’ta iktidarı kompasa alan güçler gayelerine varmak üzere iken Allah(cc) bu millete yardım etti.
Değilse, o gece külliyen hazine soyuluyordu.
Olayın içerisinde kimler vardı, kimler yoktu bunun çözümü yargıya ait.
Ağır basan görüş, darbe teşebbüsünde bulunan dış güçler devlet içerisinde kadrolaşan cemaat elemanlarını kullandılar. Gerekçeleri, rüşvet ve yolsuzluk.
Herhalde, cemaat adamına kadın kız dersen isteneni yapmaz, rüşvet dersen yapar.
27 Mayıs darbesinin de gerekçesi anayasayı tağyir ve tahrif!
12 Eylül’ün Konya mitingi, 28 Şubatın irtica!
Yeter ki darbeye soyun bahanesi bulunur.
Alet olanlara sorsanız, verecekleri cevap, “biz görevimizi yaptık” şeklinde olacaktır.
Bir bakıma haklılar da, ancak o görevin ülkeye kaça mal olacağından haberleri yok...
Kullanma dediğimiz olay işte bu.
Vatana, millete ihaneti kimileri bilerek yapar, kimileri de kullanıldığının farkında olmaz. Bu tip görevlere hizmet aşkı ile talip olurlar.
Oysa kıble yanlış, oruç ramazan orucu değil.
Yıllar öncesi bu MOSSAD projesini çokça yazdım.
Dedim ki, önce cemaatle iktidarı kapıştıracaklar, akabinde laiklerle laik olmayanların savaşı başlatılacak. O savaş bugünkü Suriye demektir.
Öyle ya, kalkınmanı yap, IMF’den hesabi kes, yerli yatırımlara giriş...
Nerede bu yoğurdun bolluğu?
Ağır sanayiyi kuracağım diyen merhum Erbakan Hoca’ya az mı çektirdiler?
Ona yaptılar sana da yapacaklar...
Buraya kadarı işin bir yanı.
Diğer yanda mahkeme kararlarının uygulanmaması gibi yanlış işler var.
Nezarete al, üç gün sonra hakim serbest bırakırsa hiç olmaz.
Kimileri ucuzundan kahraman yapılmış olur.
Kimseler ucuz kahraman olmasın, kimselere de haksizlik yapılmasın.
Düşüncelerimi yetkililer ciddiye alsa iyi olur.
Bu operasyonlar bir taraftan devam ederken, diğer taraftan açılan davalar tecrübeli ve liyakatli hukukçular eliyle incelemeye alınmalı.
Görelim hangisi delilli, hangisi boş...
Bu tip bir çalışmanın ya Başbakanlık’ta veya Cumhurbaşkanlığı’nda bir heyet tarafından yapılmasının çok uygun olacağı görüşündeyim. Bu şekilde yetkililer anında uyarılmış olur.
Sallabaşını giderse, bu yükün altından kalkamamak da var...
Yargının nasıl işlediğini bilen birisiyim.
Ergenekoncular hakkında yapılan bazı hatalar burada da yapılmasın istiyorum.
Düşünebiliyor musunuz? Yargıtay’ın onaylamış olduğu müebbet hapis cezaları bu ülkede kale direğinden geri dönebiliyorsa bunun ciddi nedenleri var.
Adalet o kadar ucuz değil...
Hele de yaz boz tahtası hiç değil.
Şiir okuyan nasıl mahkûm edilmişse o süreç aynen devam ediyor.
Özellikle organize suç örgütlerinde telefonlara takılanlar...
Eyleminden ziyade bir kaçakçı veya esrar ticareti yapanla konuşmuşsa yandı.
Bu tip mağdurları sıraya dizseniz bir manga asker olur.
Gördüğüm manzara; bir kısım siyasiler olaylar hakkında kafi derecede bilgiye sahip değilken asıp kesiyorlar, bir başkası da Pensilvanya’da oturduğu halde görmediği dosyalar hakkında rüşvet ve yolsuzluklardan ahkam kesiyor...
İkisi de sakıncalı, ikisi de mahzurlu, veballi...
Müsaade etsinler; yargı yapacağını yapsın, son sözünü söylesin...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.