Namazda Mesnevi okunur mu?
M. İslamoğlu, Nur şakirtlerinin bazen cenazelerde Risale okuduklarını söylediğinde irkilmiştim. Kulağıma inanamamıştım. Bunun mutat sataşmalarından veya hazımsızlıklarından bir diğeri olabileceğine hükmetmiştim. Haliyle sözüne pek itimat edemedim. Kabullenememe ve inkar makamında bir Nur talebesinin yanında bu meseleyi açınca beklemediğim bir cevapla karşılaştım. Bu cevap taaccübümü daha da arttı. Elbette İslamoğlu’nun üslubunu onaylamadan bu meyanda söylediğini tasdik etti. Öyleyse mesele bir olmaktan çıkmış ikilime dönüşmüştü. Bazı cenazelerde Risale-i Nurdan derslerin okunduğunu ve yapıldığını tasdik etti. Nur talebesinin bu tasdiki yerindeyse nadanlara malzeme taşımanın ötesinde bazı iç sorunlarımız var demektir. Elbette fitneye mahal vermemek için daha özenli, düzenli olmalıyız. Elbette bunu sadece dışarıya karşı yaparsak bu riyakarlık dairesine girer. Meslek muhabbetimizin sınırları da dahil, her halimizde müteşerri çizgiyi. ölçüyü benimsemeli ve bunu aşmamalıyız. Buna aykırı hallerimiz varsa şer-i şerif aynasında kendimize çeki düzen vermeliyiz. İbadetler bilindiği gibi tevkifidir onun dışına çıkıldığında bidat sureti kazanır. Bu hususta da ibtida değil, ittiba mesleğine tabiyiz.
Muhabbet ve sevgimiz hiyerarşik olmak zorundadır. Muhabbette bile hiyerarşik bir düzen vardır. Muhabbet dairesinde de beşeri olanı ilahi olanın önüne geçirmemeliyiz. ‘İman edenler Allahı daha çok/şiddetli severler ( Bakara : 165)' buyruğu muhabbetimizin hiyerarşisine delalet etmektedir. Muhabbet makamının da şirki vardır. Diğer şefkatler onun şefkatinden diğer muhabbetler onun muhabbetinden doğmuştur. Ondan tefeyyüz etmektedir. Bu makamda da harfi manada kalmamalı, esbaba takılmamalıyız. Allah sevgisinin üzerine sevgi çıkarmamak gerektiği gibi talebelerinin üstatlarını sevmesini de kıskanmak, çekememek de hamlıktır. Bizim yanlışlarımızı, tökezlememizi dört gözle, tarassutta bekleyen ve bunu meşrebimizin butlanına delil sayanlar çoktur. Yanlışlarımızla başkalarının imtihanı ve fitnesi olmayalım. Felaketlerine neden olmayalım. Bu konuda en fazla nazar altında olan meşreplerden birisi de Mevleviliktir. Genelde tasavvuf karşıtları özelde ise bazı selefiler Mevlevilerin yanlışlarını avlıyor ve pusuda bekliyorlar. Bu yönüyle günümüzde Mevlana ve yazdıkları tartışma konusudur. Şer’i daireden Mevlevilerin amellerini ve işlerini teraziye ve mihenge vuruyorlar. Bu mihenge vurma işleminde bazen ölçü şer-i şerif olmaktan çıkıyor yerine nefis geçiyor. Yakıştırmalar delilin yerini alıyor.
Bu yakıştırmalardan birisi de, Mevlevilerin namazda Kur’an yerine Mesnevi okuduğu iddiasıdır. M. İslamoğlu gibi kimileri paralel yollardan ve Kur’an’lardan bahsederken kimi Mevlevi düşmanları da Mevlana’nın peygamberlik tasladığını ve Mesnevi’yi de Kur’an makamına çıkardığını ileri sürerler. Elbette bu bühtandır. Halbuki, Mevlana kainatın sırrına agah olmuş bir arifi billahtır. Allah’ın muhteşem sanatı karşısında hayret makamında kalmış ve coşmuş ve bu coşkunluğu şükür babından dışarı vurmuştur. Günümüzde Mikail Bayram örneğinde olduğu gibi geçmişte de Mevlana muhalifleri çoktur. Bunlardan birisi Osmanlı alimlerinden Muhammed (Mehmet) Şahin’dir. Nakdu’l Mesnevi adıyla bir eser kaleme almıştır. Bütün tetebbuatı ve birikimi Abidin Paşa şerhinin ilk üç cildini okumaktan ibaret kalmıştır. Gerçi Mevlana’yı anlamak için okumaktan ziyade iz’an gereklidir. Konya’da oturmak veya Mesnevi’yi okumak Mevlana’yı anlamaya yetmez. Hindistanlı Mevlana hayranı ve müdekkiki olan Kadı Hüseyin Gevrekhpûrî’nin de Nakdu’l Mevlevi adlı bir başka eseri vardır. Rihletü’l İmam Bedreddin Ayni İla Konya ve Re’yihi Fi Celaleddin Rumi ve Kitabihi’l Mesnevi adlı eserinde Selefilerden Ebu’l Fadl Kunevi Muhammed Bin Abdullah Ahmed, Mehmet Şahin’in eserinden bol bol alıntı yapmış ve Mevlevilerin namazda Mesnevi okudukları iddiasını gündeme getirmiştir.
İspat iddia makamına aittir. Günümüzde Mevlana, İslamsız tasavvuf çığırına alet edilmek istenmektedir. Mevlana bunlardan beridir. Bununla birlikte o gayri Müslimlere İslam köprüsüdür. İslama açılan kapılarından, köprülerinden birisi olmaya namzettir. Gazali gibi İslam’ın huccetlerindendir. Karanlık dünyanın solmayan Muhammedi ışıklarından, yıldızlarından birisidir. Boş iddialarla ne kendimize ne de ona kara çalalım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.