Makine Misin Be Adam!
Bir Kelime-i Şahadeti, haftada bir gün 10 defa okursan 40 milyon sevap kazanıyorsun. Bir haftada 40 milyon günah işleyebilir misin. Otomatiğe mi bağladın be adam. Gavur olmadığın takdirde günahlarının hepsini denkler.
Temîm ed-Dârî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Her kim on kere: “Ben şâhidlik ederim ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O tektir; hiçbir ortağı yoktur, bir tek ilâhtır, Samed’dir (uludur, her şey O’na muhtaç ama O kimseye muhtaç değildir), eş ve çocuk edinmemiştir. Hiçbir şey O’na denk değildir’ derse, Allâh-u Teâlâ ona kırk milyon sevap yazar.” (Tirmizî, De‘avât:63, no:3473, 5/514)
Bu kelime-i şahadeti 10 kere okuyorsun, Allah sana 40 milyon sevap veriyor. Bunu 10 defa okumak 10 dakika tutmaz. En fazla 3-4 dakika! Bunu günde 1 defa dahi yapsan 40 milyon hasene daha gelir.
GARANTİ SEVAP
Hadi sen günde 1 defa yap. Haftada bir Cuma günleri yap. Haftalık senin 40 milyon sevabın garanti. Ne kadar günah yapabilirsin? Bir kadına baktın 1 günah. Bir gıybet 1 günah. Bir dedikodu 1 günah. Yazdık yazdık yazdık… 40 milyon tane günah haftada yapabilir misin? Makine misin be! Otomatiğe mi bağladın?! Ölünceye kadar Cuma günleri bunu okumayı adet etsen “Ey gidi Cübbeli Hoca kurtardın beni be!” dersin ahirette. Ama hoca belki kendini de kurtaramayacak o ayrı mesele. Haftada bir okuyan için bu 40 milyon hasene ne demek biliyor musun? Bir haftada 40 milyon günah nasıl yapacaksın? Hepsinin karşılığını denkler ancak gâvur olmamaya bak.
‘GİT CEHENNEME’
Eğer dinden dönüp mürted olursan bütün sevaplar gider. Zaten mizan kurulmaz, niye? Mizan sevabı günahı olanları tartar. Dinden dönersen hiç sevap kalmaz, sırf günah kalır. “Git cehenneme” derler. Senin terazinle melek mi uğraşacak?!
EDNA İLE YETİNMEYİN
İnsan günahsız olamıyor o ayrı bir şey. Mesele hiç azap görmeden, Rabbimin sitemine maruz kalmadan cennete girme niyeti taşımaktır. Bu niyeti taşımıyorsan, hani bunu becermek demiyorum ama niyetinde bile “Ben sonunda cennete girsem yine razıyım.” olursa, işte bu aşağı dereceyle yetinmektir ki, dünya meselelerinde edna (en az) ile yetinmeyenler, en âlâsına talip olanlar, ebedi ahiret hakkında en düşük seviyelerle idare etmeye kalkarlarsa, bu imanın zafiyetinin göstergesidir.
Dünyada kaç gün kalacağın belli değil, ahirette sonsuz kalacağın kesin. Şüphesiz inanan insan oranın ebediliğini önemser. “Ben cennete sonra gitsem de olur” düşüncesi olacak iş değildir. Rabbim ölmeden evvel bize takvanın 3 basamağını da kazandırsın.
‘ARAFTA BEKLE’
“Hak olan terazi o gün kurulacak” (Ârâf Sûresi:8) diyor Kur’an. Sevaplar aynı bardak tabak gibi gramajı olacak şekilde suretlenecek, günahlar da hani peynir-zeytin tartıyorsun ya onun gibi kesif varlıklar halinde temessül edecek. Sağ tarafa sevaplar, sol tarafa günahlar konulduğu vakitte ne taraf ağır gelecek meselesi var. Kimin sevap tarafları ağır gelirse; bu ne demek oluyor? 500’e 500 denk geldi, ağır gelmedi. Olmadı! Denk gelirse sen cennete giremezsin “Ârafta bekle” diyecekler.
ARAF MARAF BURASI İYİ
Ârafta da yıllar yılı bekleyecek. Ârafta bekleyenler bir taraftan cenneti görecek ama giremeyecek. Diğer tarafta cehennemi görecek “Aman arkadaşlar! Âraf mâraf biz burada iyiyiz şuranın haline bak. Ya Rabbi! Bu zalimlerle bizi aynı yere koyma” diyecekler. Mevla da: “Ben adaletliyim, sizin sevabınız da günahınız da fazla gelmedi. İki taraf denk geldi. O zaman siz biraz bekleyin.” buyuracak. Beklemekte sıkıntı var. Kurban olduğum Allah sıkıntı veriyor. Kişiyi “Niye biraz daha fazla sevap işlemedim? Allah bir sürü sevap yazacak amel söyledi.” diye düşündürmek için.
KIYMIĞIN BİLE HESABINI VERECEKSİN
Her kim yarın ahirette peygamberlerle sıddıklarla, şehitlerle ve salihlerle yani hesapsız ve azapsız cennete gireceklerle haşrolmak isterse takvanın en ala derecesine ulaşıncaya kadar bu konudaki incelikleri araştırmalıdır. Yani şüpheliden bile sakınırsan ahirette hiç azabı cezası olmaz. Şüpheli bile adamı mahşerde bekletir biraz. Ahiret zor iş, çok ince iş. Evliyaullahtan biri adamın bir odunundan kıymık koparmış, kürdan mı yapacaktı artık ne yapacaktı bilmiyoruz. Odunun da kimin olduğu belli değil yani. Biz odunun tümünü alsak götürsek bize ne olur da, adamın makamı yüksek olduğu için hemen manevi ihtar gelmiş. “Bunun hesabını vermeden cennete giremezsin.” buyrulmuş.
Adamın kamyonunu bile çalsak götürsek bize niye böyle buyrulmuyor? Bize buyrulmuyor, çünkü biz muhatap bile değiliz. “Helal haram ver Allahım…” sınıfındayız. Ama adam öyle bir makama gelmiş ki ufak bir olayda bile hemen ihtarı çakıyorlar. Takva büyük iş.
Bizdeki mantık “Ben sonunda cennete gireyim de…” mantığıdır. Zaten girdikten sonra çıkmak var mı? Yok. Sonunda gireyim. Ee başında ne olacak? Birisi: “Biraz cehenneme girsek de, azap görsek de, sitem çeksek de idare ederiz artık oraları da geçeceğiz ne yapalım mecbur” falan derse, bu adamın imanını son nefeste kaybetme tehlikesi vardır. Niye? Çünkü bir miktar azaba, cezaya siteme razı oluyor havası vardır. Bu çok tehlikelidir!
BAŞ AĞRISININ ŞiFASI iÇiN iSM-i ŞERiF
“Ey bütün kötülüklerden pak ve temiz olan Zat ki bütün mahlûkatı içerisinden hiçbir şey O’na denk olamaz. Yâ Kuddûs!”
Her kim bu ism-i şerîfi misk, zâferan (safran) ve gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple temiz bir kağıda yazıp daha sonra bu kağıdı, içerisinde su bulunan bir kaba bırakarak yazı suya tamamen geçtikten sonra bu sudan içerse, Allâh-u Teâlâ’nın izniyle baş ağrısından kurtulur. Ayrıca bu terkip bütün hastalıklar için de tatbik edilebilir.
(Sühreverdî, Şerhu’l-esmâi’l-erbaʽîn, Yazma Nüsha, Ayasofya, no:377, verak:114; Ayasofya, no:3358, verak:149; Yazma Bağışlar, no:2773, verak:13-14; Beyazıd Devlet, no:1256, verak:21-22; Ahmet Mahmut Ünlü, Erba‘în-i İdrîsiyye, sh:210)
DUALARIMIZ NiYE KABUL OLMUYOR?
İbrahim Bin Edhem Hazretlerine sormuşlar: “Ettiğimiz dualar neden kabul olunmuyor?”
Hazret buyurmuş ki: “Hakk’ı bilirsiniz buyruğunu tutmazsınız! Peygamberi bilirsiniz sünnetlerine yerine getirmezsiniz! Kur’an okursunuz fakat onunla amel etmezsiniz! Hak Teâlâ’nın nimetlerini yersiniz, şükrüne eda etmezsiniz! Cenneti bilirsiniz, onu kazanmak için gayret etmezsiniz! Cehennemi bilirsiniz, endişe duymazsınız! Ölüm vardır dersiniz, hazırlanmazsınız! Atanız-ananız ve ölülerinizi kendi ellerinizle kabre koyarsanız, lakin ibret almazsınız! Böyle olunca bu kadar gaflette olan bir kimsenin duası nasıl müstecab ola!” (Tezkiretü’l-Evliya)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.