Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Makine Misin Be Adam!

Makine Misin Be Adam!

Bir Kelime-i Şahadeti, haftada bir gün 10 defa okursan 40 milyon sevap kazanıyorsun. Bir haftada 40 milyon  günah işleyebilir misin. Otomatiğe mi bağladın be adam. Gavur olmadığın takdirde günahlarının hepsini denkler.

Temîm ed-Dârî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiği­ne göre Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle bu­yurdu: 

“Her kim on kere: “Ben şâhidlik ederim ki, Al­lah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O tektir; hiçbir ortağı yoktur, bir tek ilâhtır, Samed’dir (uludur, her şey O’na muhtaç ama O kimseye muhtaç değildir), eş ve çocuk edinmemiştir. Hiçbir şey O’na denk değildir’ derse, Allâh-u Teâlâ ona kırk milyon sevap yazar.” (Tirmizî, De‘avât:63, no:3473, 5/514)

Bu kelime-i şahadeti 10 kere okuyorsun, Allah sana 40 milyon sevap veriyor. Bunu 10 defa okumak 10 dakika tutmaz. En fazla 3-4 dakika! Bunu günde 1 defa dahi yapsan 40 milyon hasene daha gelir. 

GARANTİ SEVAP

Hadi sen günde 1 defa yap. Haftada bir Cuma günleri yap. Haftalık senin 40 milyon sevabın garanti. Ne kadar günah yapabilirsin? Bir kadına baktın 1 günah. Bir gıybet 1 günah. Bir dedikodu 1 günah. Yazdık yazdık yazdık…  40 milyon tane günah haftada yapabilir misin? Makine misin be! Otomatiğe mi bağladın?!  Ölünceye kadar Cuma günleri bunu okumayı adet etsen “Ey gidi Cübbeli Hoca kurtardın beni be!” dersin ahirette. Ama hoca belki kendini de kurtaramayacak o ayrı mesele. Haftada bir okuyan için bu 40 milyon hasene ne demek biliyor musun? Bir haftada 40 milyon günah nasıl yapacaksın?  Hepsinin karşılığını denkler ancak gâvur olmamaya bak. 

‘GİT CEHENNEME’

Eğer dinden dönüp mürted olursan bütün sevaplar gider. Zaten mizan kurulmaz, niye? Mizan sevabı günahı olanları tartar. Dinden dönersen hiç sevap kalmaz,  sırf günah kalır. “Git cehenneme” derler. Senin terazinle melek mi uğraşacak?! 

EDNA İLE YETİNMEYİN

İnsan günahsız olamıyor o ayrı bir şey. Mesele hiç azap görmeden, Rabbimin sitemine maruz kalmadan cennete girme niyeti taşımaktır. Bu niyeti taşımıyorsan, hani bunu becermek demiyorum ama niyetinde bile “Ben sonunda cennete girsem yine razıyım.” olursa, işte bu aşağı dereceyle yetinmektir ki, dünya meselelerinde edna (en az) ile yetinmeyenler, en âlâsına talip olanlar, ebedi ahiret hakkında en düşük seviyelerle idare etmeye kalkarlarsa, bu imanın zafiyetinin göstergesidir. 
Dünyada kaç gün kalacağın belli değil, ahirette sonsuz kalacağın kesin. Şüphesiz inanan insan oranın ebediliğini önemser. “Ben cennete sonra gitsem de olur” düşüncesi olacak iş değildir. Rabbim ölmeden evvel bize takvanın 3 basamağını da kazandırsın.

‘ARAFTA BEKLE’

“Hak olan terazi o gün kurulacak” (Ârâf Sûresi:8) diyor Kur’an. Sevaplar aynı bardak tabak gibi gramajı olacak şekilde suretlenecek, günahlar da hani peynir-zeytin tartıyorsun ya onun gibi kesif varlıklar halinde temessül edecek. Sağ tarafa sevaplar, sol tarafa günahlar konulduğu vakitte ne taraf ağır gelecek meselesi var. Kimin sevap tarafları ağır gelirse; bu ne demek oluyor? 500’e 500 denk geldi, ağır gelmedi. Olmadı! Denk gelirse sen cennete giremezsin “Ârafta bekle” diyecekler. 

ARAF MARAF BURASI İYİ

Âraf­ta da yıl­lar yı­lı bek­le­ye­cek. Âraf­ta bek­le­yen­ler bir ta­raf­tan cen­ne­ti gö­re­cek ama gi­re­me­ye­cek. Di­ğer  ta­raf­ta ce­hen­ne­mi  gö­recek  “A­man ar­ka­daş­lar! Âraf mâ­raf biz bu­ra­da iyi­yiz şu­ra­nın ha­li­ne bak. Ya Rab­bi! Bu za­lim­ler­le bi­zi ay­nı ye­re koy­ma­” di­ye­cek­ler. Mev­la da: “Ben ada­let­li­yim, si­zin se­va­bı­nız da gü­na­hı­nız da faz­la gel­me­di. İki ta­raf denk gel­di. O za­man siz bi­raz bek­le­yin.” bu­yu­ra­cak. Bek­le­mek­te sı­kın­tı var. Kur­ban ol­du­ğum Al­lah sı­kın­tı ve­ri­yor. Ki­şi­yi “Ni­ye bi­raz da­ha faz­la se­vap iş­le­me­dim? Al­lah bir sü­rü se­vap ya­za­cak amel söy­le­di.” di­ye dü­şün­dür­mek için.

KIYMIĞIN BİLE HESABINI VERECEKSİN

Her kim ya­rın ahi­ret­te pey­gam­ber­ler­le sıd­dık­lar­la, şe­hit­ler­le ve sa­lih­ler­le ya­ni he­sap­sız ve azap­sız cen­ne­te gi­re­cek­ler­le haş­rol­mak is­ter­se tak­va­nın en ala de­re­ce­si­ne ula­şın­ca­ya ka­dar bu ko­nu­da­ki in­ce­lik­le­ri araş­tır­ma­lı­dır.  Ya­ni şüp­he­li­den bi­le sa­kı­nır­san ahi­ret­te hiç aza­bı ce­za­sı ol­maz. Şüp­he­li bi­le ada­mı mah­şer­de bek­le­tir bi­raz. Ahi­ret zor iş, çok in­ce iş. Ev­li­ya­ul­lah­tan bi­ri ada­mın bir odu­nun­dan kıy­mık ko­par­mış, kür­dan mı ya­pa­cak­tı ar­tık ne ya­pa­cak­tı bil­mi­yo­ruz. Odu­nun da ki­min ol­du­ğu bel­li de­ğil ya­ni. Biz odu­nun tü­mü­nü al­sak gö­tür­sek bi­ze ne olur da, ada­mın ma­ka­mı yük­sek ol­du­ğu için he­men ma­ne­vi ih­tar gel­miş. “Bu­nun he­sa­bı­nı ver­me­den cen­ne­te gi­re­mez­sin.” buy­rul­muş. 
Ada­mın kam­yo­nu­nu bi­le çal­sak gö­tür­sek bi­ze ni­ye böy­le buy­rul­mu­yor? Bi­ze buy­rul­mu­yor, çün­kü biz mu­ha­tap bi­le de­ği­liz. “He­lal ha­ram ver Al­la­hı­m…­” sı­nı­fın­da­yız. Ama adam öy­le bir ma­ka­ma gel­miş ki ufak bir olay­da bi­le he­men ih­ta­rı ça­kı­yor­lar. Tak­va bü­yük iş. 

Biz­de­ki man­tık “Ben so­nun­da cen­ne­te gi­re­yim de­…” man­tı­ğı­dır. Za­ten gir­dik­ten son­ra çık­mak var mı? Yok. So­nun­da gi­re­yim. Ee ba­şın­da ne ola­cak?  Bi­ri­si: “Bi­raz ce­hen­ne­me gir­sek de, azap gör­sek de, si­tem çek­sek de ida­re ede­riz ar­tık ora­la­rı da ge­çe­ce­ğiz ne ya­pa­lım mec­bu­r” fa­lan der­se, bu ada­mın ima­nı­nı son ne­fes­te kay­bet­me teh­li­ke­si var­dır. Ni­ye? Çün­kü bir mik­tar aza­ba, ce­za­ya si­te­me ra­zı olu­yor ha­va­sı var­dır. Bu çok teh­li­ke­li­dir! 

BAŞ AĞRISININ ŞiFASI iÇiN iSM-i ŞERiF

“Ey bütün kötülüklerden pak ve temiz olan Zat ki bütün mahlûkatı içerisinden hiçbir şey O’na denk olamaz.  Yâ Kuddûs!”
Her kim bu ism-i şerîfi misk, zâferan (safran) ve gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple temiz bir kağıda yazıp daha sonra bu kağıdı, içerisinde su bulunan bir kaba bırakarak yazı suya tamamen geçtikten sonra bu sudan içerse, Allâh-u Teâlâ’nın izniyle baş ağrısından kurtulur. Ayrıca bu terkip bütün hastalıklar için de tatbik edilebilir. 

(Sühreverdî, Şerhu’l-esmâi’l-erbaʽîn, Yazma Nüsha, Ayasofya, no:377, verak:114; Ayasofya, no:3358, verak:149; Yazma Bağışlar, no:2773, verak:13-14; Beyazıd Devlet, no:1256, verak:21-22; Ahmet Mahmut Ünlü, Erba‘în-i İdrîsiyye, sh:210)

DUALARIMIZ NiYE KABUL OLMUYOR?

İbrahim Bin Edhem Hazretlerine sormuşlar: “Ettiğimiz dualar neden kabul olunmuyor?”
Hazret buyurmuş ki: “Hakk’ı bilirsiniz buyruğunu tutmazsınız! Peygamberi bilirsiniz sünnetlerine yerine getirmezsiniz! Kur’an okursunuz fakat onunla amel etmezsiniz! Hak Teâlâ’nın nimetlerini yersiniz, şükrüne eda etmezsiniz! Cenneti bilirsiniz, onu kazanmak için gayret etmezsiniz! Cehennemi bilirsiniz, endişe duymazsınız! Ölüm vardır dersiniz, hazırlanmazsınız! Atanız-ananız ve ölülerinizi kendi ellerinizle kabre koyarsanız, lakin ibret almazsınız! Böyle olunca bu kadar gaflette olan bir kimsenin duası nasıl müstecab ola!” (Tezkiretü’l-Evliya)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi