Onlar Kur’anı Sattılar
ONLAR Kur’an ayetlerini sattılar… Onlar İslam’ın içini boşaltıyor… Onlar ehl-i iman ve ehl-i kıble olan yüz milyonlarca Müslümanı şirkle suçlayıp tekfir ediyor… Onlar İslam adına terörizm yapıyor…
Onlar beyinlerini yıkadıkları fedailerine, hiçbir suçu olmayan sivilleri, ihtiyarları, çocukları merhametsizce ve vahşice öldürtüyor… Onlar, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Allahü Tealaya, mahlukata ait noksan sıfatlar yakıştırıp kendileri küfre düşüyor. Onlar mukaddes İslam dinini siyasî ideoloji ve aktivist cereyan haline dönüştürmek istiyor. Onlar, kendileri gibi düşünmeyenleri ve yorumlamayanları sapıklıkla suçluyor… Onlar kendilerini Ehl-i Sünnet olarak gösteriyor ama aslında gerçek Ehl-i Sünnete savaş ilan etmişlerdir.
Onlar ABD’nin ve İsrail’in müttefikidir… Onlar ruhunu kayb etmiş şekilcilerdir…
Onlar ellerine geçen trilyonlarca petrodoları i’lâ-i Kelimetullah için değil, zevkleri safaları kendi bid’at mezheplerinin revacı için israf etmişlerdir ve etmektedirler.
Resulullah onlar için dua etmemiş, şeytanın boynuzu (Karnü’ş-Şeytan) oradan çıkacaktır buyurmuştur.
İslam aşktır, şevktir, mânevî neş’edir, gözyaşıdır, tebessümdür, mürüvvettir… Onlarda bunlar yok.
İslamda cihad vardır ama terörizm yoktur…
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ümmeti içinde bir ihtilaf ve tefrika zuhur ettiğinde, Sevad-ı âzama tâbi olunmasını emr ve tavsiye buyurmuştur. Sevad-ı âzam büyük karaltı, büyük topluluk demektir. Onlar, Sevad-ı âzam değildir, gulüvve sapmış küçük bir azınlıktır. Ehl-i Sünnet cadde-i Kübradır, onlar çıkmaz sokak ve patikadır.
Onlar İbn Teymiyeyi imam kabul ederler ama onun vur dediğini öldürürler.
Asıl şirk Allah'a, mahlukatta olan noksan sıfatları izafe etmektir. Allahü Teala zamandan, mekandan, cihetten münezzehtir.
Resulullah Efendimiz, başlangıçta kabir ziyaretini men’ etmişti ama bilahare buna izin vermiştir. Bir kabre gidip, sevabını ölünün ruhuna hediye etmek üzere Kur’an okumak şirk değildir, mezarperestlik değildir.
Onlar tarikat ve tasavvuf velilerine evliyauşşeytan diyorlar. Ne büyük sapıklık!
Onlar kendilerini Selefî gösteriyor. Selef-i Sâlihîn efendilerimiz bir vâdide, onlar bambaşka bir vâdidedir.
Bazı kusurları olmakla birlikte, Osmanlı İslam devleti, Hulefa-i Râşidînden sonra, Kitab ve Sünnete en uygun İslam uygulamasını ortaya koymuş ve Viyana önlerine kadar Kelime-i Tevhid bayrağını dalgalandırmıştır.
Ehl-i Sünnet İslamın medeniyetidir, onlar ise bedeviyeti temsil ediyor.
Aşksız, şevksiz, mânevî neş’esiz, merhametsiz, mürüvvetsiz İslam olmaz. Onların sergiledikleri İslam nasıl bir İslamdır.
Mukaddes şehir, Ümmü’l-Kura Mekke-i mükerremeyi (Zadallahu şerefehu) Las Vegas’a benzetenler hiç şüphe yok ki, yanlış bir yoldadır.