Çözüm süreci” elbette halkın destek verdiği bir umut projesi. Devlet bu projeye halel gelmemesi için bölgede ağır çekim modunda. Buna mukabil, silahlı dağ kadrolarını sınır dışına çekeceği söylenen terör örgütü unsurları ise konumlarını muhafaza etmekle kalmıyor, şehirlerde zemin oluşturuyor. Ve 6-7 Ekim’den beri milletin gözünün içine baka baka etnik temizlik yapıyor. Diyeceksiniz ki, ‘ölen de Kürt, öldüren de, neresi etnik temizlik!’

Ben de diyeceğim ki, ‘şu sıralar terör örgütüne teslim olmayan herkes Türk’tür!’ 

Asıl hedef, terör örgütünün rakip gördüğü bir siyasî hareket değildir. Terör örgütü onlar üzerinden mesaj veriyor: Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla! Tercümesi: Şu anda Hüda-Par’a saldırıyorsam da, asıl hedefim AK Parti! 

Asıl mesaj, bölgede AK Parti’ye oy veren yüzde 40’lar civarındaki kitleyedir. 

Aynelarap nasıl allem kallemle Kobani oldu?

Bu operasyon birilerinin gözünü açmalı. Aynelarap, adı üstünde Arap gözü, Osmanlı “Arap pınarı” dermiş. Şimdi herkes Kobani diyor. Hatta terör örgütüne yalakalık olsun için “Kobane” diyenler de var. 

Kobani Kobani olmadan önce Aynelarap’tı. Çünkü Suriye’nin birçok yerinde olduğu gibi burada da çoklu bir etnik yapı vardı. Öncelikle Araplar, sonra Kürtler ve Türkmenler. Şimdi kim var bu yenli isimli yerde? 

Buradan Türkmenler ve Araplar tard edildiler. Şimdi Güneydoğu’da terör yandaşları etnik temizlikten sonra bölgenin adını da koydular: Kürdistan!

Güneydoğu’nun birçok bölgesinde patlak veren kanlı olaylar, yakıp yıkmalar aynı hedefe yönelik operasyonlar. Bu oyun yeni değil, daha önce bölgeden çok göç oldu. Bunların bir kısmının köy boşaltmalarından kaynaklandığını düşünelim. Fakat şehirlerden vukubulan göçleri ne yapacağız? 
İstanbul’a, İzmir’e, Antalya’ya ve Türkiye’nin diğer büyük şehirlerine bölgeden çok sayıda “Türk” geldi. Bunu etnik mânada söylemiyorum. Türk etnik isim olmanın ötesindedir. Türkiye’de herkes Türk olabilir. Etnik menşeine bakılmaz. Bu yüzden Güneydoğu’dan göçen şehirliler Türk, Çerkez, hatta Kürt olsun terör örgütünün baskıları karşısında şehirlerini terketmiş Türkler’dir. Nitekim bunlar gittikleri yerlerde Türkiye partilerine rey vermişlerdir. 

Şimdi sıra kimde? Hüda Parlılar’da mı? 

Hüda Par’ın bölgeyi terk etmeye direneceği ortada. Bu yüzden onlara saldırılıyor, fakat asıl mutedil kesim tesir altına alınmak isteniyor. 

Şunu araştırmak lazım: Diyarbakır’dan, Cizre’den, Siirt’ten, Muş’tan, Van’dan, Bitlis’ten... Son yıllarda şehirli göçü ne nisbettedir? 

İşte bu şehirli göçü bize etnik temizliğin şifresini veriyor. Bu göçenler Türkiye’nin kültürel bütünlüğü içinde kendini ifade eden her türlü etnik unsurdur. Bunlar bölgede iken AK Parti’nin seçmeni idi. 

Şu sorunun cevabı önemli: Önümüzdeki seçimde bölgede AK Parti oyları artacak mı? Bu hava gösteriyor ki, önümüzdeki seçimde böyle bir artış söz konusu olamaz. Çünkü örgüt her türlü silahlı tedbiri alıyor, tedhişi yükseltiyor ve normal vatandaşları korkutarak kaçırıyor. Ya Kaçmayanlar/ kaçamayanlar? Onları da kendisini destekleyecek konuma çekiyor. Verilen mesaj hayati: Devletin gözü önünde yakar yıkarız, öldürürüz! Canınız devlete değil, bize emanet!

Haziran’da göreceğiz. 

Çanlar kimin için çalınıyor, salalar kimin için veriliyor!

Çanlar çalınıyorsa, terör örgütü için; sala veriliyorsa AK Parti için olduğundan şüphe etmeyiniz!