2015’te yeni bir başlangıç yapabilir miyiz?
Bugün 2014’ün son günü. Bir koca seneyi daha devirdik. Ömürden bir sene daha eksildi. Hiç aklımıza getirmediğimiz ve “kendimize yakıştıramadığımız ölüm”e, sanki “sonsuza kadar bize kalacakmış zannettiğimiz dünya”ya vedaya, “hesap günü”ne bir sene daha yaklaştık.“Asla geri gelmeyen önceki yıllar” gibi, 2014 yılı da bir daha geri gelmeyecek. Hayata dair “nefes sayımız”dan bir senelik bölümü tükettik.
Ömrün tükenen süresini geri getiremeyiz; ama ömrümüzü nasıl geçireceğimizi, ne üzere yaşayacağımızı, nasıl bir sona doğru gideceğimizi, akıbetimizin ne olabileceğini Allah’ın izniyle belirleyebiliriz. Hiç değilse buna çabalayabiliriz. Bu hususta Allah’ın yardımıyla elimizden birşeyler gelebilir.
Dahası, “2014’ün esaslı bir muhasebesi”ni yapıp, “2015’e yepyeni bir sayfa” açabiliriz.
Hayatı, geçip gidene hayıflanmadan, “geçmişin avuntusu”yla yetinmeden veya üzüntüsüyle efkâra boğulmadan, “kalan ömrümüz” ne ise o kadardan ibaret sayıp, işte o kalan ömrü yeniden ve yepyeni bir biçimde yaşamayı plânlayabiliriz. “Eskiye dair hatalar”ımızı yinelemeden, içine düştüğümüz “akıl melekelerimizi kilitleyen düşmanlık ve tarafgirlik anaforu”ndan kurtulmak için, “sağlam dallara tutunma”yı tercih edebiliriz. Böylece 2015’te yeni, “yepyeni bir başlangıç” yapabiliriz.
Bu yeni hayatta “hayatımızın kalan kısmı”nı plânlarken ne yaparız? Mesela şunları yaparız:
“Küresel habis güçler”in oyunlarına kanmamayı öğrenebilir, kendi oyunumuzu kurmayı deneyebiliriz.
“Bizim için kesin olmayan bilgilere veya mahiyetini bilmediğimiz çekişmelere dayalı düşmanlıklar”a saplanıp kalmayız; “bize yararı dokunmayan dostluklar”la avuntu ve övünç duymaktan kendimizi alabiliriz.
“Başkalarının bizim adımıza yaptığı projeler”in taşeronluğunu yapmaktan veya “taşeronların taşıyıcı hamallığı” görevini üstlenmekten kurtulup, hayatımıza dair kendi “özgün projeler”imizi hazırlayıp uygulamaya koyabiliriz.
Kendi “etki çevremizde baş olmak için küresel habis güçlere uşak olma” zilletinden kurtulup “kendi hayatımızın efendisi” olmayı tercih edip, “izzetli bir hayat”a yönelebiliriz.
“Adaleti ikame” edebiliriz; “bizden saydığımız suçluları korumak için başkası olarak gördüklerimizin masumiyetlerini kirletmekten kaçın”abiliriz. Bizden diye hayırsızı, hırsızı, arsızı, nursuzu, dinsizi, imansızı, suçluyu vs. korumaktan kaçınır, rakibimizden bile olsa, “hakkı sahibine iade” edebiliriz.
“Hakkı ketmetmek”ten, “hakikati gizlemek”ten, “hak ile batılı karıştırmak”tan, “hakkın dikenlerine katlanmaktansa batılın sarhoş edici tuzaklarına kapılmak”tan kendimizi çekip alabiliriz.
“Allah Teala’nın rahmeti”ne sığınıp, “dünyevi çıkarlar için şeytani çarkların dişlileri arasına sıkışıp kalmak”tan kurtulabiliriz.
Artık asıl işimize odaklanabilir, “müslümanların birlik ve beraberliği”ni bozan her ne varsa ona karşı “kesin ve vazgeçilmez bir mücadele”vererek, “müslümanların vahdeti”ni, “üm met birliği”ni sağlamanın yollarını açabiliriz. Ötekileştirdiğimiz, iteklediğimiz, tardettiğimiz, kendimizden uzaklaştırdığımız “iman kardeşlerimiz”in hatalarını affetmeyi ve birlikte yeni, yepyeni bir dünyayı, “İslam ile şeref bulmuş bir hayat”ı tesis etmenin çabası içine girebiliriz.
“Dinimiz”e küfredeni veya dinimize zarar verilmesini görmezden gelip de, aynı kişiler veya odaklar “politik ekolümüz”e zarar verdiğinde ya da“taraftarı olduğumuz lider”lere küfrettiğinde “orantısız bir savaş”a kalkışmaktan kurtulabiliriz.
Önceliklerimiz “vahye uygun bir hayat” tesisi olabilir ve bunun için, bizden bildiğimiz kişi veya kurumların “yanlışını aklama”ya, “kirlerini, kirli kalkmasına göz yumup da görüntüde paklama”ya son verebiliriz.
Dost olur, dost bulur, dost kalabiliriz. “Dostlukta ve düşmanlıkta” tek ölçü olarak “Allah rızası”nı, “Allah’ın hudutları”nı, “Allah’ın hükümleri”ni esas olabiliriz.
Gelin, 2015’e “yeni bir başlangıç”la girelim, “yeni bir sayfa” açalım.
“Vahye tâbî olmuş aklımız”ı sonuna kadar özgür bırakalım, “heva ve hevese tâbî olmuş aklımız”ı ise derin mahzenlere gömelim.
Düşmanlıkları bir yana bırakıp, dostlukların kapılarını açalım. Hiçbir gerekçeyle “hak ve adalet ölçüleri”nden ayrılmayalım.
Müslümanlar olarak birbirimizi harcama, aramızdaki bağları koparma, birbirimize düşmanlık etme hakkımızın da, lüksümüzün de olmadığını artık anlayalım.
Önümüzde, bitirecek yeni bir yılımız daha olmayabileceğini, 2014’ü tamamladık ama 2015’in sonunu göremeden ölebileceğini aklımızdan çıkarmayalım.
Bu yılı ömrümüzün son yılı, önümüzdeki günleri hayatımızın son demi, bu zamanı bize verilen son bir fırsat olarak bilelim.
Son nefesten önce kardeş olalım, kardeş kalalım. Üzerimizde müslüman kardeşlerimizin ahı ve hakkı olmadan hayatımızı yaşayalım.
Hakka çağıran, hakta kalan ve hak üzere ölenlerden olalım.
Gelin ey müslümanlar, 2015, gecenin zifiri karanlığının ardından gelen “beklenen aydınlık” olsun!
2015 yılı, müslümanlar için tam bir “birlik/vahdet, kardeşlik ve sulh yılı” olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.