Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Muta zina ile eşittir

Muta zina ile eşittir

Mu­ta ke­li­me ma­na­sı ola­rak fay­da­lan­mak de­mek­tir. Ya­pı­lan iş­le­min ni­kâh­la ala­ka­sı yok­tur. “Mu­ta ni­kâ­hı­” Pey­gam­be­ri­miz ta­ra­fın­dan kı­ya­me­te ka­dar ya­sak­lan­mış­tır. Bu­nun zi­na­dan far­kı yok­tur.

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Ebu Davud’ta geçen sahih bir hadis-i şerifte “Muta nikahı kıyamet gününe kadar haram edilmiştir.” buyuruyor. Yani hiçbir zaman helal olma ihtimali yok. Zaten Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in vefatıyla vahiy kesildiği ve din tamamlandığı için artık bunun caiz olacağını söyleyen bir kişi çıkamaz. Fakat Şia mezhebinde, çirkin Şia fırkasında caiz ve helal olmaktan öte teşvik edilen bir ibadet kabul edilmektedir. 

ALDANMAMAK LAZIM

Bu hususta “Acem palavraları” dediğim hadisler uydurmuşlar. Birçok rivayetler uydurmuşlar. “Bir kere muta yapana şu kadar sevap. İki kere muta yapana şu kadar şehit sevabı” şeklinde uydurmalar. Öyle ecirler, sevaplar, mükafatlar uydurmuşlar ki bunları yeni nesil uydurmuyor. Şia’nın yüzlerce yıllık kitaplarında bu belalar mevcuttur. Bunlara aldanmamak lazım. 

Muta Arapça bir kelimedir ve faydalanmak, menfaat manasındadır. Tabi ki nikah suretiyle eşler birbirinden faydalanıyor. O ayrı dava. 

DİNDARI TERCİH EDİN

Fakat bizim kabul ettiğimiz, meşru saydığımız, İslam’ın teşvik ettiği nikahtır. Yine hadis-i şeriflerde “Kadın 4 şey için nikahlanır. Güzelliği, malı, şöhreti ve dindarlığı. Siz dindarlığı tercih edin.” Zevaç tabiri geçiyor burada. Zevacın tam manası evlenmek demektir. İzdivaç da buradan geliyor. Bunların hepsi meşru nikahtan bahseder. Ama Şia litaretüründe geçen tabir evlenmek değildir. Çünkü orada zevaç değil muta geçiyor. Muta da faydalanmak demektir. 

NiKAH ŞARTLARI YOK

Burada İslam’ın nikâh şartları yok. Şartlar olmadığından adına nikâh denilse de bu zinadır ve haramdır. Aksi takdirde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) niye kıyamete kadar haram edildiğini buyursun. Şia mezhebinin aşırı bir Hazreti Ömer (Radıyallâhu Anh) düşmanlığı var. Zaten geçen günlerde gazetemizde bu hususta bir haber çıkmıştı. 

TERAVİH KILMAZLAR

Hazreti Ömer Efendimiz’in öldürüldüğü günü bayram ilan ediyorlar. Şii mollası hocalarından biri de bu bayram caiz diyor. Yani “Hazreti Ömer’in öldürülme bayramını kutlamak caiz” diyor. 

Onu öldüren Ebu Lülü denen Mecusi’ye türbe de yapmışlar. Kendi orada yatmıyor. Medine’de gebertildi zaten ama makam gibi yapmışlar. Bunlar böyle zındık fikirli. “Muta nikâhını da Hazreti Ömer kaldırmış” diyorlar. Bunlar Hazreti Ömer ne yaptıysa reddeder. Teravihi Hazreti Ömer sünnet haline getirmiş diye teravih kılmazlar. Ne alakası var halbuki Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kendi 3 kere kıldırdı mescitte. Sonra “Evlerinizde kendiniz ayrı ayrı kılın.” buyurdu. Farz olur tehlikesinden dolayı. Hazreti Ömer kurmadı ki teravih düzenini. Vahiy kesilince farz olma tehlikesi kalktı. Hazreti Ömer Efendimiz de Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in yaptığını devam ettirdi. 

HADİSE DAYANIYOR

Hazreti Ömer Efendimiz mutayı haram etmedi ki. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) haram etti. Ebu Davud’daki hadis Hazreti Ömer’in sözü değil ki. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kıyamete kadar yasak diye buyuruyor. Hazreti Ömer bunu halife olması hasebiyle yeniden yayınladı. 

Tebligat yani. Çünkü İslam devletinin sınırları büyüdükçe büyüdü. Devlet büyükdüçe halifeler de bildirimler sunmaya başladı. Tabi bu bildirimler hadise dayanan bir şey. 

KI­YA­ME­TE KA­DAR HA­RAM

Muta nikahı diye bir nikah yoktur. Bu zina ile eşittir. Zina ne ise muta nikahı aynıdır. Kıyamete kadar haram edilmiş. Nikah olsa haram buyurur mu Rasulullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)?!

Nikah, evlenmek teşvik edilmiş Kur’an-ı Kerim’de emredilmiş. Hadis-i şerifte “Evlenin, çoğalın.” denilerek teşvik edilmiş. “Kıyamet günü sizin çokluğunuzla ümmetlere karşı iftihar ederim.” Emredilen, teşvik edilen, ayetle, hadisle belirtilen bir nikâh var, bir de kıyamet gününe kadar haram edilen muta nikahı var. 

BUNDAN HELALLİK ÇIKMAZ

Şimdi böyle bir durumda emredilen şey nasıl haram edilir?! Böyle bir tezat İslam’da olabilir mi?! 

Allah’ın kelamında, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in beyanlarında böyle bir tenakuz, tezat olabilir mi?!

O zaman biz bunu nasıl anlayacağız? Mutanın adına nikâh koymuşlar ama bu nikah değildir. Muta eşittir zinadır. Çünkü haram olan ilişkinin adı zinadır. Sen adına ne koyarsan koy. Sen rakıya, şerbettir, şuruptur, Türklerin milli içeceğidir desen rakı helal oluyor mu? Olmuyor. Burada da muta nikâhı deyince nikah anlaşılmaz bu. Bu nikâhtan helallik çıkmaz. Çünkü bu muamele olarak zinadır. 

HZ. ÖMER DÜŞMANLIGI

Helal-haramı Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ancak Allah’tan alarak yapabilir. Hadisler de vahiy olduğu için hadislerle de haram sabit olur. Erkeğin altın yüzük takması haram olduğu gibi. Ayet de yoksa da haramdır. Çünkü hadis var. 

BÖYLE BİR YETKİSİ YOK

Ama Hazreti Ömer haram edemez ki bir şeyi. Hazreti Ömer haram olduğunu beyan edebilir. Bundan dolayı muta denen olayı Hazreti Ömer haram etmedi. Çünkü böyle bir yetkisi yok. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) haram etti. 

Hadis-i şerifler sahihtir ve Ebu Davud’da zikredilmiştir. Bu zinadır, kıyamete kadar haramdır ve nikahla hiçbir alakası yoktur. Şii’lerin Hazreti Ömer düşmanlığından dolayıdır. Nasıl teravihe düşmanlarsa öyle. 

ACEM PALAVRALARI

Allah’ın namazına düşman adam. Bakarsınız Şii’ler Mekke’ye Ramazan’da hiç gelmezler. “Teravihe mecbur olmayalım.” diye. Gelseler de millet camiye girerken bunlar akşamdan sonra bekler bekler, teravih yaklaşınca oluk oluk camiden çıkarlar. 

Mekke’de Medine’de devamlı gördüğümüz bir olay. Bunlar böyle bir mutaassıp, bağnaz, ilimden uzak, acem palavralarıyla yaşayan bir millet. Allah ıslah etsin, hidayet etsin. 

TÜRKiYE iÇiN BÜYÜK TEHLiKE

Muta işleminin nikâhtan farkı vardır. İslam’a göre nikâh kıyılırken iki şahit olmak durumundadır. Yine nikâhın meşru olabilmesi için kadın-erkek bir mecliste hazır olup karşılıklı “Ben seninle evlendim.” demelidir. Nikâhta cami imamı olması şart değil. Tabiri bilen herkesin yapabileceği bir şey ama bir besmele, salatü selam, dua… Bunlar müstehap kabilindendir ama onları da yapsın diye imamlar çağırılıyor. Yoksa İslam’da imam nikâhı diye bir tabir yok. 

İslam’da nikâh nikâhtır. İmam nikâhı, kadı nikâhı diye bir fark yok. 

ESAS FARK ZAMAN

Ama bu nikâh kıyılırken İslam’ın getirdiği şartlar var. İki tane şahit olmak zorundadır. Ondan sonra nikâh lafzı veya zevaç lafzı geçmelidir. Arapçası, Osmanlıcası kullanılmasa da Türkçe’deki karşılığı evlenme tabiri geçmelidir. “Ben seninle evlenmeyi kabul ettim.” O da “Ben seninle evlenmeyi kabul ettim.” demelidir.

Hatta Hanefi mezhebinde “Aldım, kabul ettim.” tabiri de olur. Ama Şafi mezhebinde bu olmaz. Orada “Evlenmeyi kabul ettin mi?” tabiri geçmesi gerekir. Dört mezhebe göre de sağlam bir nikâh olsun dersek evlenme tabiriyle sual-cevap yapmak uygundur. Şafi mezhebinde veli şartı da vardır ama Hanefi mezhebinde veli şartı da aranmaz. Nikâhın mutadan esas farkı zamanla ilgilidir. Nikâh ebedidir. Bu ne demek? Yani süre ile kayıtlanmayacak. Mesela “Bir seneliğine seninle evlendim.” derse bu nikâh sahih değildir. Bir günlüğüne, bir cimalığına, bir birleşimine… Bunlar caiz değildir. “20 seneliğine” de dese caiz değildir. Çünkü süre konmuş oluyor. Belki bir sene sonra ölecek o ayrı dava. Ama süre konulan nikâhlar İslam fıkıhına göre caiz değildir. Onun için nikâh kıyılırken süre asla konuşulmaz. 

İDDETE RİAYET YOK

Mutanın zina olması ve bildiğimiz nikâhtan ayrılmasının da başlıca nedeni süre belirlenmesidir. Çünkü bunlar affedersiniz kerhane gibi yerlere de girerler, kapıda yarım saatliğine muta kıyarlar. Ondan sonra işini bitirip çıkarlar. Öyle de acayip bir şey ki iddet lazım. Çünkü belki ondan hamile kaldı. Rahminde çocuk var mı yok mu diye anlaşılması için en az 3 ay beklemesi lazım. O iddete de riayet yok. Peşine bir başkası girer. Yine o da yarım saatliğine, 2 günlüğüne neyse nikâh kıyabilir. Böyle işleri var bunların. 

ADAMLARDA NESEP YOK

Öyle bir rezillikler var ki adamın biri Şia mezhebinden çıkmasına sebep olarak bunu gösteriyor. “Bize sevap dediler, fazilet vaat ettiler. Hadisler uydurdular. Biz bu mutayı kıydık, ettik.” diyor. Muta evleri var bunlarda. Muta evleri, yuvaları, yurtları… Adam 20 sene sonra yine gitmiş. 18-20 yaşlarında bir kızla muta kıyacakmış, o kendi kızı çıkmış. Nerden anladıysa artık. Çoğu anlamıyor bile bunu. Adamlarda nesep yok. Mutada nesep olmaz ki. Şahitsiz, yarım saatlik, kim kimden hamile… 

NİKAH TABİRİ GEÇMEZ

Bu şekil birkaç tane olay yaşanmıştır. İnsan kendi kızı olduğunu anlamasa onunla da birleşecek. Çünkü bilme ihtimali yok. Burada nesep sabit olabilir mi?! İddet de beklemiyorlar. Şahit şartı yok. İddet şartı yok. 

Bir de mutada nikâh tabiri geçmez. Türkçesi’nde de Arapçası’nda da evlenme ve zevaç tabiri geçmez. Faydalanma tabiri geçer. “Ben senden bir saatliğine faydalanabilir miyim?” Sen “Faydalanabilirsin.” dediğinde buna göre nikâh oluyormuş!!! Zaten faydalanma tabiriyle 4 mezhebin hiçbirine göre nikâh olmaz. Mutada iki tane şey öne çıkıyor. Faydalanma tabirinden ve süre konduğundan dolayı nikâh olmuyor. Bu iki sebepten dolayı bu tamamen zina oluyor. 

ŞANTAJ iÇiN KULLANIYORLAR 

Yalnız şuraya aldanmayalım. Türkiye’de bu işi yapmaya ve yaymaya çalışanlar var. Şia’nın burada uzantıları var. Bazı insanları ele geçirmek için, tehdit ve şantaj yapmak için bunu kullanıyorlar. “Bak Şia’da ne kadar güzellik var. Yat-kalk yarım saatliğine nikâhlar var.” gibi sözlerle Ehl-i Sünnet’ten alıkoyup, Hazreti Ebubekir’e, Hazreti Ömer’e, sahabeye düşman edecek. Esas derdi o. Bizim Ehl-i Sünnet gençlerimizi saptırmanın, caydırmanın en kolay yolu biliyorsunuz para ve kadın işleri. Maalesef bunlar insanların zayıf noktaları. Cinsellik hele de gençlerin en zayıf noktası. Bir de sana “Haram da değil, günah da değil. Hadis var. 50-100 şehit sevabı getiriyor. Ne kadar yaparsan o kadar sevap.” diyor. Yani bu Türkiye için çok büyük tehlikedir. Hatta ben Başakşehir gibi bazı bölgelerde özel muta imamları tayin edildiği ve bunlara insanların gittiğini duydum. Bu bilgiler elimizde vardır. Onun için Müslümanları uyarıyoruz. 

SiZi HiLEYLE ALDATMASINLAR

Burada uyandıracağımız bir konu daha var. Türkiye’de iş gören ajanlar ben sizi uyardığım için faydalanma tabirini kaldırıp yerine evlenme lafını kullanabilirler. Sizi aldatmasınlar. Evlenme tabiriyle de, nikâh tabiriyle de olsa eğer süre konuyorsa bu nikâh yine sahih olmaz. 50 sene de olsa süre konuşulan nikâh zinadır ve nikâhlıktan çıkmıştır. Bir de şu mesele var. Nikâh tabiri kullanılır, süre de konmaz ama adamın içinde bir gün sonra boşama niyeti vardır. Veyahut 5-10 birleşimlik gibi içinde niyeti varsa, kalpte niyet gizlenmesi olursa bu adam günahkârdır. Zinadır diyemiyoruz buna. Çünkü akitin geçerlilik şartlarının tümü mevcut. Ama Şia’nın mutasında çeşmeden su içmek gibi süre konulur zaten. Ama bizim gibiler milleti uyardığı için belki Türkiye şartlarına uygun yeni oyunlar geliştirebilirler. Buna dikkat edelim. İnsanın evlenmekte gayesi bir yastıkta kocamak ve ahirette de beraber olacak şekilde nikâhı devam ettirmektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
26 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi