“Kutsiyetpenahları” Papa, İslam’ın budanmasını önermiş
İslam alemi darmadağınık, müslümanlar paramparça, Ümmet-i Muhammed başsız ya...
Müslümanları “ümmet birliği” etrafında toplayacak bir “siyasi-idari otorite” yok ve İslam coğrafyası, “gayriislami yönetim sistemleri”nin tasallutu ve tahakkümü altında ya...
“Hilafet” adındaki İslami otorite “Laik-Kemalist Türkiye Cumhuriyeti”rejimi ve rejimin kurucusu M.Kemal tarafından kaldırıldı ya...
Özellikle ülkemizdeki müslümanlar, “sandıkta oy vermekle vazifesini tamamladığı”na dair “saçmasapan bir kanaat”le “tembelliğe sarmış”, en önemli “İslami vazifeler”ini bile başkalarının yapmasını bekler hale gelmişler ya...
Kâfire ve küfre karşı sus-pus olan müslümanlar birbirlerini bitirmeye, batırmaya, imha etmeye çalışıyor ve heyecanlarını birbirlerini kırmakla söndürmeye çalışıyorlar ya...
İşte böyle bir çağda, böyle bir dünyada müslümanlar olarak işimiz gerçekten çok zor; imtihanımız gerçekten çok çetin.
“Müslümanın kanı/canı”nın hiçbir kıymeti olmadığı şu zalim dünyada gelen de, giden de müslümana vuruyor. İslam coğrafyasında oluk oluk müslüman kanı akıyor, gruplar halinde müslüman canı alınıyor. Ancak kimse bunları görmüyor!
Buna karşın, birkaç “İslam düşmanı”nın, “Allah düşmanı”nın, “Hz. Muhammed (sav) düşmanı”nın yaptığı pisliğe karşı “canı yananlar”ın karşılık vermesi üzerine, bütün dünya ayağa kalkıp sözüm ona “İslamcı terörizm”e karşı birlik oluşturuyor. Bundan daha vahim olanı, “bizim müslümanlar” da onların kalabalığını artırma, “İslam’a biçim, müslümana rol tayin etme” yarışına katılıyorlar. Dün yazdıklarımı tekrarlamayayım, “cihad”ı devre dışı bırakacak şekilde “İslam barış dinidir” diye bir tanımlamayla, müslümanlara “uysal koyun” olmalarını öğütleyen bir “İslam tipolojisi” üretiyorlar.
İslam’a mensup olduğunu söyleyenler böyle yaparsa, gayrimüslimler neler yapmaz!
Yapıyorlar da... Dünyanın her yanında İslam’a ve müslümana karşı savaşan gayrimüslim odaklar, “müslümanı köleleştirecek bir uyduruk İslam tarifi”ni belleklere yerleştirmek için her fırsatı değerlendiriyorlar.
Nitekim bunlardan biri, Katolik aleminin ruhani lideri“Kutsiyetpenahları” Papa Franciscus. El’an Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yüzbinlerce müslüman Hıristiyanlar tarafından palalarla, satırlarla doğranarak öldürülürken sesini çıkarmayan Bay Papa; Paris’te Hz. Muhammed’e (sav) hakaret eden karikatüristlerin öldürülmesi üzerine müslüman liderlere çağrıda bulunup, “dinin şiddeti haklı çıkarmak için kullanılmasını kınamaları”nı istiyor.
Görüyor musunuz, hıristiyanlar, kendi halindeki müslümanları satırlarla doğrarken gıkını çıkarmayan, canı acımayan ve “dini şiddet”i hatırlamayan “Kutsiyetpenahları” Papa Franciscus, “Rasulullah’a (sav) saldıranların öldürülmesi” üzerine birden bire “dini şiddet”i hatırlıyor. Hatırlıyor da, hiç inandırıcı olmuyor; “içten pazarlıklı” olduğuna dair kesin kanaatimizi izale edemiyor.
Afrika’nın her yerinde, Asya’nın çoğu yerinde, Ortadoğu’nun pek çok yerinde müslümanlar katledilirken bunu “trajik” bulmayan “Kutsiyetpenahları” Papa Franciscus, Paris’te Rasulullah düşmanlarının öldürülmesini “trajik katliam” olarak nitelendiriyor. Hıristiyan köktendincilerinin özellikle Afrika’da yaptıkları ortadayken, Papa, müslümanları kastederek “köktenci terörün Irak ve Suriye’de korkutucu bir biçimde yayıldığı”na işaret ediyor.
Aynı Papa bunu “Hıristiyan dünyasının müslüman katliamları”nda niçin söylemiyor? Müslümanların “meşru müdafaa”ları karşısında“köktenci terörü Tanrı’nın da reddettiği”ni vurgulama gereğini hisseden “Kutsiyetpenahları” Papa, kastettiği “tanrı”nın “Hıristiyan köktendinci terörü”ne ne dediğini niçin açıklamıyor? İşine gelmediğinden olmasın!
Ortadoğu’da evlerini terk etmek zorunda kalan “Hıristiyan azınlığın korunması” için “uluslararası toplum”a somut adımlar atma çağrısında bulunan Papa, sadece Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yüzbinlerce müslümanın, Hıristiyanların katliamları karşısında evlerini, arazilerini, hatta ülkelerini terk ederek çevre ülkelere sığınmak zorunda kalmaları karşısında niye susuyor?
Çağrısında samimi değil de ondan... Amacı “katliamların durdurulması”değil, sadece “Hıristiyanların daha rahat yaşaması”nın temin edilmesi.
“Kutsiyetpenahları” Papa Franciscus daha da ileri giderek, “İslam’ın budanması”nı ya da kendi arzusuna göre “törpülenmesi”ni öneriyor. Batı’nın “ateş deryası”na çevirdiği Ortadoğu’da devam eden çatışmalara değinirken bakın ne diyor:
“Müslüman liderlerin, bu tür şiddet eylemlerini haklı çıkarmayı amaçlayan dinin köktenci ve aşırıcı yorumlarını kınamalarını bekliyorum.”
Biz de senin, Fransa’nın el’an Mali’de, Hıristiyan çetelerin Orta Afrika’da sürdürdüğü katliama karşı açıklama yapmanı bekliyoruz bay Papa!
Genel verilere baktığımızda, Papa’nın, “hakkını arayan, cihadı hatırlayan ve artık kendine yapılana karşı susmayıp göze göz, dişe diş cevap veren müslümanları İslam adına zapturapt altına alacak bir yeni İslam yorumu”nu kastettiğinden adım gibi eminim.
“Dinin köktenci ve aşırıcı yorumlar”dan kastı, İslam’ın budanarak müslümanları “uysal koyunlar”a dönüştürecek bir “ılımlı İslam” yorumunun “dinin yerine ikame edilmesi”ni sağlamak.
Artık aklımızı başımıza almalı; birbirimizle didişmeyi bırakıp, Kur’an ve Sünnet etrafında “İslam biriği”ni kurmalıyız.
Yoksa görüyorsunuz, biz birbirimizi yerken, Papa bile çıkıp “müslüman liderler”i İslam’a biçim vermeye çağırıyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.