Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

İstismarcılara hakkımı helal etmiyorum

İstismarcılara hakkımı helal etmiyorum

Benim adımı kullanarak kabir azabından koruyan kefen satıyorlarmış. Benim bunlarla alakam yoktur. Allah’ın azabı geldiği zaman hiçbir şey kurtaramaz. Allah istismarcıların belasını versin.

Bir in­ter­net si­te­sin­de adam­lar 375 TL’­ye ke­fen sa­tı­yor­lar­mış. Be­nim soh­be­ti­mi de ko­yu­yor­lar­mış. Onun üze­ri­ne ha­ber­ler çık­tı. İh­san Eli­açı­k’­da ko­nuş­ma­sa ol­maz! “Bu­nu ka­bul et­mi­yor­sa da­va aç­sın.” fa­lan de­miş. Ben de bu­nun üze­ri­ne di­yo­rum ki Al­lah-u Teâ­lâ is­tis­mar eden­le­re fır­sat ver­me­sin. Bu iş­ler is­tis­ma­ra gir­miş. Ben böy­le bir is­tis­ma­ra kar­şı­yım. Be­nim böy­le bir şey­le ala­kam yok. An­cak ke­fen ka­bir aza­bın­dan ko­ru­yor­muş. Yan­maz ke­fen­miy­miş ney­miş. Yan­mak ile ne ala­ka­sı var. Al­lah-u Teâ­lâ yak­tı­ğı za­man ke­fe­nin içi­ni ya­kı­yor za­ten. Ke­fe­nin dı­şın­dan ateş gel­mi­yor ki ka­bir­den. Ne saç­ma sa­pan adam­lar. Ar­ka­daş in­sa­nı an­cak ima­nı ve ame­li ko­rur.  Ke­fen ne­dir bu me­se­le­yi an­la­ta­lım, izah ede­lim. 

HZ. İD­RİS’e VAH­YE­DİL­Dİ

Er­ba'in-i İd­ri­siy­ye, İd­ris (Aley­his­se­lam)a vah­ye­di­len 40 ta­ne ism-i şe­rif­tir. Bu ism-i şe­rif­ler hak­kın­da ha­dis-i şe­rif­ler de var. İb­ni Abi­din en bü­yük fa­kih. Ben hu­ra­fe­ci bi­ri de­ği­lim. Ki­tap­ta gör­me­di­ğim bir şe­yi yaz­mam. İb­ni Abi­din gi­bi Ha­ne­fi fı­kı­hın­da son mer­ci olan bir zat ki­ta­bın­da bu­nu be­yan edi­yor. Ora­dan İmam Su­yu­ti­’ye atıf ya­pı­yor. İmam Su­yu­ti bu­nu Fe­ta­va­’sın­da zik­re­di­yor.

 İd­ris (Aley­his­se­lam)ın üm­me­ti çok bü­yü­cüy­dü. Üm­me­ti öy­le bir bü­yü yap­tı ki İd­ris (Aley­his­se­lam) ağ­rı­dan, sı­kın­tı­dan, bu­na­lım­dan pe­ri­şan ol­du. Bü­yüy­le ko­ca pey­gam­be­ri pe­ri­şan et­ti­ler. İd­ris (Aley­his­se­lam) “Ya Rab­bi kur­tar be­ni bu üm­me­tim­den.” de­di. Bu 40 ism-i şe­ri­fi Al­lah-u Teâ­lâ sırf İd­ris (Aley­his­se­lam)ı kur­tar­mak için in­dir­di. Ve İd­ris (Aley­his­se­lam) bu ism-i şe­rif­ler­le gök­le­re kal­dı­rıl­dı. “Biz onu yü­ce me­kâ­na kal­dır­dık.” (Mer­yem Su­re­si). İd­ris (Aley­his­se­lam) 4. kat se­ma­da­dır. 

Bu 40 ism-i şe­ri­fin as­lı Sür­ya­ni­ce­dir. Son­ra­dan Arap­ça­ya çev­ril­miş. Bü­tün pey­gam­ber­ler Arap­ça ko­nuş­mu­yor­du. Bun­lar ule­ma ta­ra­fın­dan çev­ril­miş. 

FARZ DE­ĞİL, VA­CİP DE­ĞİL

Me­se­la bi­rin­ci ism-i şe­ri­fin fay­da­la­rı hak­kın­da şöy­le ri­va­yet edi­li­yor: “Her kim bu ism-i şe­rî­fi ölü­lün ke­fe­ni­ne ya­zıp onun­la bir­lik­te def­ne­der­se, Al­lâh-u Te­‛â­lâ bu mey­yi­tin li­sâ­nı­nı sor­gu-su­al me­lek­le­ri­nin ce­va­bıy­la (ra­hat­ça) ko­nuş­tu­rur, o ki­şi me­za­rın­da kork­maz, deh­şe­te ka­pıl­maz. Al­lâh-u Te­‛â­lâ kab­rin­de ona cen­net­ten bir pen­ce­re açar, kab­ri­ni cen­net bah­çe­le­rin­den bir bah­çe ya­par. Bu ri­va­yet­le amel et­mek is­te­yen ki­şi ön­ce­den ke­fe­ni­ni ha­zır­la­ma­lı, Zem­ze­m’­le yı­ka­ma­lı, bu ism-i şe­rî­fi yaz­dır­ma­lı ve ya­kın­la­rı­na da bu ke­fe­nin ye­ri­ni öğ­re­te­rek va­si­yet­te bu­lun­ma­lı­dır.”

Uy­gun­dur di­yor. Farz de­ğil, va­cip de­ğil.  Sen “Ke­fen ada­mı kur­ta­rı­r” di­yor­sun. Ya­hu ar­ka­daş Al­la­h’­ın is­min­den bah­se­di­li­yor. Ke­fen ada­mı kur­ta­rır mı ya?! Her ta­raf ke­fen do­lu. Sen git en iyi ku­maş­tan ke­fen yap. İpek­ten at­las­tan ke­fen yap. Mil­le­tin ke­fe­ni 60 li­ra. Sen git her ye­ri­ne mü­cev­her tak­tır 600 tril­yon­luk ke­fen yap­tır. Kur­ta­rır mı bu ke­fen? Kur­tar­maz. An­cak Al­la­h’­ın ism-i şe­ri­fi kur­ta­rır. 

AT­LA­RIN AYAK­LA­RI­NA YA­ZIL­MIŞ­TIR

Al­la­h’­ın is­miy­le yer­de gök­te za­rar yok. Bu­na da­ir bir de­lil “Yer­de ve gök­te Al­la­h’­ın adı olun­ca hiç­bir şey za­rar ve­re­mez.” Me­lek­ler gel­se azap et­me­ye, me­lek Al­la­h’­ın is­mi­ne iti­bar eder. Me­lek ke­fe­nin pa­ha­lı ol­ma­sı­na iti­bar et­mez. Do­la­yı­sıy­la bu­ra­da biz Al­la­h’­ın is­min­den bah­se­di­yo­ruz. Sa­ha­be­yi ki­ram har­be gi­der­ken at­la­rın ayak­la­rı­na bi­le ism-i şe­rif­ler yaz­mış­tır. Os­man­lı ec­da­dı­mız san­cak­la­ra ism-i şe­rif­le­ri yaz­mış­lar­dır. Kı­lıç­la­ra yaz­mış­lar­dır. Pa­di­şah­la­rın iç göm­lek­le­ri ayet, ha­dis­ler­le do­lu­dur. Bu­ra­da ko­ru­ma­yı sağ­la­yan Al­la­h’­ın ken­di­si­dir. Al­lah-u Teâ­lâ ba­zı isim­le­ri­ne ba­zı özel­lik­ler ver­miş­tir. Ada­mın ame­li bo­zuk­sa bu ke­fen­de­ki ism-i şe­rif ona fay­da ve­rir mi? Fay­da ver­mez di­yo­ruz. O za­man da adam “Ma­dem ada­mın ame­li iyiy­se bu­na ne ha­cet?” di­yor. An­cak Ra­su­lul­lah (Sal­lal­la­hu Aley­hi ve Sel­lem) “Si­zin hiç­bi­ri­ni­zi ame­li kur­ta­ra­maz.” bu­yu­ru­yor. “Ya Re­su­lal­lah pe­ki se­ni de mi kur­ta­ra­maz.” di­ye so­ru­yor­lar. “Be­ni de kur­ta­ra­maz.” bu­yu­ru­yor. Al­la­h’­ın faz­lı ke­re­mi kur­ta­rır. Ama Al­la­h’­ın faz­lı ke­re­mi ki­me ge­lir? Sa­lih ame­li olan­la­ra ge­lir. Şim­di “Za­ten Al­la­h’­ın faz­lı ke­re­mi ge­lir­se ge­le­cek. Na­ma­za oru­ca ne ge­rek var?” di­ye­bi­lir mi­yiz?!  O za­man “Ma­dem iyi adam, ism-i şe­ri­fi yaz­ma­ya ne ge­rek var?” da di­ye­me­yiz. Çün­kü bu fa­zi­let­li bir amel. Bu bi­zim için bir müj­de­dir, mü­kâ­fat­tır. Al­la­h’­ın is­mi­nin be­re­ke­ti. Bu ay­rı bir şey. Bu­nu ben ki­tap­ta yaz­dım. 

SON­RA­SI­NA KA­RIŞ­MAM

Al­lah-u Teâ­lâ se­bep ya­ra­tır, onu ona bağ­lar. Ama bu ada­mın ame­li bo­zuk­sa bu­na fay­da ve­re­cek an­la­mı­na gel­mez. Ama ba­zı ri­va­yet­ler­de de der ki “He­sa­bı mah­şe­re ka­lır, ka­bir­de ra­hat­sız edil­mez.” Böy­le ri­va­yet­ler de ge­çi­yor. İsm-i şe­ri­fin hür­me­ti­ne di­ye ge­çi­yor. Ben kay­nak­la­rı ve­ri­rim. Ter­cü­me­yi ya­pa­rım. Ki­ta­bı­mı ya­za­rım. On­dan son­ra baş­ka­sı­na ka­rış­mam. 

Me­se­la on se­ki­zin­ci ism-i şe­rif. “Her kim cey­lan de­ri­sin­den bir par­ça üze­ri­ne misk ve saf­ran­la ya­zıp mey­yi­tin ke­fe­ni­nin gö­ğüs kıs­mı­na ko­ya­rak def­ne­der­se, o mey­yit Al­lâh-u Te­âlâ’­nın iz­niy­le kab­rin­de ra­hat eder, azâ­ba dû­çar ol­maz, ka­bir suâ­li ça­buk ge­çer ve be­de­ni ka­bir­de çü­rü­mez. Ölen ki­şi bü­yük bir gü­nah­kâr ol­sa bi­le böy­le­ce te­sir eder.” 

Ee bun­lar var ki­tap­lar­da. Kay­nak­lar ve­ril­miş. Ki­ta­bı­mı­zın adı Er­ba'in-i İd­ri­siy­ye. Ama ben bun­la­rın kaç li­ra ol­du­ğu­nu bil­mem ki. Kim ka­ça sa­tı­yor, is­tis­mar edi­yor, ne ya­pı­yor bil­mem ki. 370 li­ra ne olu­yor ya! 

ALA­KA­MIZ YOK­TUR

Bun­la­rı na­sıl is­tis­mar et­miş­ler, na­sıl çı­kar­mış­lar bu fi­yat­la­ra?! Be­nim bun­lar­dan ha­be­ri yok. Ama Al­la­h’­ın is­mi mus­ka ola­rak ya­zı­lır. Ölü­nün ke­fe­ni­ne ya­zı­lır. Ben de ri­va­yet­le­ri ki­ta­ba yaz­dım. O ki­tap­ta ri­va­yet do­lu. Ev­le­ne­me­ye­ne, rız­kı dar ola­na­… 

Ben ki­tap­ta ter­cü­me­yi doğ­ru yap­mak­la mü­kel­le­fim. On­dan son­ra­sın­da adam ka­ça sat­mış, ne yap­mış ben bil­mem. Soh­be­ti­mi de al­mış ora­ya koy­muş. Be­nim adım­la sa­tış ya­pı­yor. Ben de bü­tün is­tis­mar­cı­la­rın Al­lah ce­za­sı­nı, müs­ta­hak­kı­nı ver­sin di­yo­rum. Ben is­tis­ma­ra mü­sa­it de­ği­lim. Ben ki­tap ya­za­rım, kay­nak ko­ya­rım. Sen be­nim kay­nak­la­rı­mı araş­tı­rır­sın. Yan­lış ise ge­lir “Bu kay­nak­ta bu yok.” der­sin. Sen ba­na bu­nu der­sen ben özür de di­le­rim, ka­bul de ede­rim. İb­ni Ömer Haz­ret­le­ri kü­çük ço­cuk­lar kork­tu­ğu za­man, ço­cuk­lar dua­yı oku­ya­ma­ya­ca­ğı için ya­zar, üs­tü­ne ta­kar­dı. Bu sa­ha­be­nin en bü­yük fı­kıh­çı­la­rın­dan­dır. Ço­cu­ğa ta­kıl­ma­sı­nın se­be­bi ço­cu­ğun oku­ya­ma­ya­cak yaş­ta ol­ma­sın­dan­dır. Me­se­la sa­ha­be­le­rin yü­zük­le­rin­de de ya­zar­dı. 

Ama sen bu­nu alır­sın kaç kat fi­yat çe­ker­sin, sa­tar­sın. Bun­dan ben so­rum­lu de­ği­lim. Me­se­le bun­dan iba­ret­tir. İs­tis­mar eden­ler­le ala­ka­mız yok­tur. Bu iş­le­ri ya­pan­la­ra da hak­kı­mı he­lal et­mi­yo­rum. Bir in­ter­net si­te­sin­de adam­lar 375 TL’­ye ke­fen sa­tı­yor­lar­mış. Be­nim soh­be­ti­mi de ko­yu­yor­lar­mış. Onun üze­ri­ne ha­ber­ler çık­tı. İh­san Eli­açı­k’­da ko­nuş­ma­sa ol­maz! “Bu­nu ka­bul et­mi­yor­sa da­va aç­sın.” fa­lan de­miş. Ben de bu­nun üze­ri­ne di­yo­rum ki Al­lah-u Teâ­lâ is­tis­mar eden­le­re fır­sat ver­me­sin. Bu iş­ler is­tis­ma­ra gir­miş. Ben böy­le bir is­tis­ma­ra kar­şı­yım. Be­nim böy­le bir şey­le ala­kam yok. An­cak ke­fen ka­bir aza­bın­dan ko­ru­yor­muş. Yan­maz ke­fen­miy­miş ney­miş. Yan­mak ile ne ala­ka­sı var. Al­lah-u Teâ­lâ yak­tı­ğı za­man ke­fe­nin içi­ni ya­kı­yor za­ten. Ke­fe­nin dı­şın­dan ateş gel­mi­yor ki ka­bir­den. Ne saç­ma sa­pan adam­lar. Ar­ka­daş in­sa­nı an­cak ima­nı ve ame­li ko­rur.  Ke­fen ne­dir bu me­se­le­yi an­la­ta­lım, izah ede­lim. 

HZ. İD­RİS’e VAH­YE­DİL­Dİ

Er­ba'in-i İd­ri­siy­ye, İd­ris (Aley­his­se­lam)a vah­ye­di­len 40 ta­ne ism-i şe­rif­tir. Bu ism-i şe­rif­ler hak­kın­da ha­dis-i şe­rif­ler de var. İb­ni Abi­din en bü­yük fa­kih. Ben hu­ra­fe­ci bi­ri de­ği­lim. Ki­tap­ta gör­me­di­ğim bir şe­yi yaz­mam. İb­ni Abi­din gi­bi Ha­ne­fi fı­kı­hın­da son mer­ci olan bir zat ki­ta­bın­da bu­nu be­yan edi­yor. Ora­dan İmam Su­yu­ti­’ye atıf ya­pı­yor. İmam Su­yu­ti bu­nu Fe­ta­va­’sın­da zik­re­di­yor.

 İd­ris (Aley­his­se­lam)ın üm­me­ti çok bü­yü­cüy­dü. Üm­me­ti öy­le bir bü­yü yap­tı ki İd­ris (Aley­his­se­lam) ağ­rı­dan, sı­kın­tı­dan, bu­na­lım­dan pe­ri­şan ol­du. Bü­yüy­le ko­ca pey­gam­be­ri pe­ri­şan et­ti­ler. İd­ris (Aley­his­se­lam) “Ya Rab­bi kur­tar be­ni bu üm­me­tim­den.” de­di. Bu 40 ism-i şe­ri­fi Al­lah-u Teâ­lâ sırf İd­ris (Aley­his­se­lam)ı kur­tar­mak için in­dir­di. Ve İd­ris (Aley­his­se­lam) bu ism-i şe­rif­ler­le gök­le­re kal­dı­rıl­dı. “Biz onu yü­ce me­kâ­na kal­dır­dık.” (Mer­yem Su­re­si). İd­ris (Aley­his­se­lam) 4. kat se­ma­da­dır. 

Bu 40 ism-i şe­ri­fin as­lı Sür­ya­ni­ce­dir. Son­ra­dan Arap­ça­ya çev­ril­miş. Bü­tün pey­gam­ber­ler Arap­ça ko­nuş­mu­yor­du. Bun­lar ule­ma ta­ra­fın­dan çev­ril­miş. 

FARZ DE­ĞİL, VA­CİP DE­ĞİL

Me­se­la bi­rin­ci ism-i şe­ri­fin fay­da­la­rı hak­kın­da şöy­le ri­va­yet edi­li­yor: “Her kim bu ism-i şe­rî­fi ölü­lün ke­fe­ni­ne ya­zıp onun­la bir­lik­te def­ne­der­se, Al­lâh-u Te­‛â­lâ bu mey­yi­tin li­sâ­nı­nı sor­gu-su­al me­lek­le­ri­nin ce­va­bıy­la (ra­hat­ça) ko­nuş­tu­rur, o ki­şi me­za­rın­da kork­maz, deh­şe­te ka­pıl­maz. Al­lâh-u Te­‛â­lâ kab­rin­de ona cen­net­ten bir pen­ce­re açar, kab­ri­ni cen­net bah­çe­le­rin­den bir bah­çe ya­par. Bu ri­va­yet­le amel et­mek is­te­yen ki­şi ön­ce­den ke­fe­ni­ni ha­zır­la­ma­lı, Zem­ze­m’­le yı­ka­ma­lı, bu ism-i şe­rî­fi yaz­dır­ma­lı ve ya­kın­la­rı­na da bu ke­fe­nin ye­ri­ni öğ­re­te­rek va­si­yet­te bu­lun­ma­lı­dır.”

Uy­gun­dur di­yor. Farz de­ğil, va­cip de­ğil.  Sen “Ke­fen ada­mı kur­ta­rı­r” di­yor­sun. Ya­hu ar­ka­daş Al­la­h’­ın is­min­den bah­se­di­li­yor. Ke­fen ada­mı kur­ta­rır mı ya?! Her ta­raf ke­fen do­lu. Sen git en iyi ku­maş­tan ke­fen yap. İpek­ten at­las­tan ke­fen yap. Mil­le­tin ke­fe­ni 60 li­ra. Sen git her ye­ri­ne mü­cev­her tak­tır 600 tril­yon­luk ke­fen yap­tır. Kur­ta­rır mı bu ke­fen? Kur­tar­maz. An­cak Al­la­h’­ın ism-i şe­ri­fi kur­ta­rır. 

AT­LA­RIN AYAK­LA­RI­NA YA­ZIL­MIŞ­TIR

Al­la­h’­ın is­miy­le yer­de gök­te za­rar yok. Bu­na da­ir bir de­lil “Yer­de ve gök­te Al­la­h’­ın adı olun­ca hiç­bir şey za­rar ve­re­mez.” Me­lek­ler gel­se azap et­me­ye, me­lek Al­la­h’­ın is­mi­ne iti­bar eder. Me­lek ke­fe­nin pa­ha­lı ol­ma­sı­na iti­bar et­mez. Do­la­yı­sıy­la bu­ra­da biz Al­la­h’­ın is­min­den bah­se­di­yo­ruz. Sa­ha­be­yi ki­ram har­be gi­der­ken at­la­rın ayak­la­rı­na bi­le ism-i şe­rif­ler yaz­mış­tır. Os­man­lı ec­da­dı­mız san­cak­la­ra ism-i şe­rif­le­ri yaz­mış­lar­dır. Kı­lıç­la­ra yaz­mış­lar­dır. Pa­di­şah­la­rın iç göm­lek­le­ri ayet, ha­dis­ler­le do­lu­dur. Bu­ra­da ko­ru­ma­yı sağ­la­yan Al­la­h’­ın ken­di­si­dir. Al­lah-u Teâ­lâ ba­zı isim­le­ri­ne ba­zı özel­lik­ler ver­miş­tir. Ada­mın ame­li bo­zuk­sa bu ke­fen­de­ki ism-i şe­rif ona fay­da ve­rir mi? Fay­da ver­mez di­yo­ruz. O za­man da adam “Ma­dem ada­mın ame­li iyiy­se bu­na ne ha­cet?” di­yor. An­cak Ra­su­lul­lah (Sal­lal­la­hu Aley­hi ve Sel­lem) “Si­zin hiç­bi­ri­ni­zi ame­li kur­ta­ra­maz.” bu­yu­ru­yor. “Ya Re­su­lal­lah pe­ki se­ni de mi kur­ta­ra­maz.” di­ye so­ru­yor­lar. “Be­ni de kur­ta­ra­maz.” bu­yu­ru­yor. Al­la­h’­ın faz­lı ke­re­mi kur­ta­rır. Ama Al­la­h’­ın faz­lı ke­re­mi ki­me ge­lir? Sa­lih ame­li olan­la­ra ge­lir. Şim­di “Za­ten Al­la­h’­ın faz­lı ke­re­mi ge­lir­se ge­le­cek. Na­ma­za oru­ca ne ge­rek var?” di­ye­bi­lir mi­yiz?!  O za­man “Ma­dem iyi adam, ism-i şe­ri­fi yaz­ma­ya ne ge­rek var?” da di­ye­me­yiz. Çün­kü bu fa­zi­let­li bir amel. Bu bi­zim için bir müj­de­dir, mü­kâ­fat­tır. Al­la­h’­ın is­mi­nin be­re­ke­ti. Bu ay­rı bir şey. Bu­nu ben ki­tap­ta yaz­dım. 

SON­RA­SI­NA KA­RIŞ­MAM

Al­lah-u Teâ­lâ se­bep ya­ra­tır, onu ona bağ­lar. Ama bu ada­mın ame­li bo­zuk­sa bu­na fay­da ve­re­cek an­la­mı­na gel­mez. Ama ba­zı ri­va­yet­ler­de de der ki “He­sa­bı mah­şe­re ka­lır, ka­bir­de ra­hat­sız edil­mez.” Böy­le ri­va­yet­ler de ge­çi­yor. İsm-i şe­ri­fin hür­me­ti­ne di­ye ge­çi­yor. Ben kay­nak­la­rı ve­ri­rim. Ter­cü­me­yi ya­pa­rım. Ki­ta­bı­mı ya­za­rım. On­dan son­ra baş­ka­sı­na ka­rış­mam. 

Me­se­la on se­ki­zin­ci ism-i şe­rif. “Her kim cey­lan de­ri­sin­den bir par­ça üze­ri­ne misk ve saf­ran­la ya­zıp mey­yi­tin ke­fe­ni­nin gö­ğüs kıs­mı­na ko­ya­rak def­ne­der­se, o mey­yit Al­lâh-u Te­âlâ’­nın iz­niy­le kab­rin­de ra­hat eder, azâ­ba dû­çar ol­maz, ka­bir suâ­li ça­buk ge­çer ve be­de­ni ka­bir­de çü­rü­mez. Ölen ki­şi bü­yük bir gü­nah­kâr ol­sa bi­le böy­le­ce te­sir eder.” 

Ee bun­lar var ki­tap­lar­da. Kay­nak­lar ve­ril­miş. Ki­ta­bı­mı­zın adı Er­ba'in-i İd­ri­siy­ye. Ama ben bun­la­rın kaç li­ra ol­du­ğu­nu bil­mem ki. Kim ka­ça sa­tı­yor, is­tis­mar edi­yor, ne ya­pı­yor bil­mem ki. 370 li­ra ne olu­yor ya! 

ALA­KA­MIZ YOK­TUR

Bun­la­rı na­sıl is­tis­mar et­miş­ler, na­sıl çı­kar­mış­lar bu fi­yat­la­ra?! Be­nim bun­lar­dan ha­be­ri yok. Ama Al­la­h’­ın is­mi mus­ka ola­rak ya­zı­lır. Ölü­nün ke­fe­ni­ne ya­zı­lır. Ben de ri­va­yet­le­ri ki­ta­ba yaz­dım. O ki­tap­ta ri­va­yet do­lu. Ev­le­ne­me­ye­ne, rız­kı dar ola­na­… 

Ben ki­tap­ta ter­cü­me­yi doğ­ru yap­mak­la mü­kel­le­fim. On­dan son­ra­sın­da adam ka­ça sat­mış, ne yap­mış ben bil­mem. Soh­be­ti­mi de al­mış ora­ya koy­muş. Be­nim adım­la sa­tış ya­pı­yor. Ben de bü­tün is­tis­mar­cı­la­rın Al­lah ce­za­sı­nı, müs­ta­hak­kı­nı ver­sin di­yo­rum. Ben is­tis­ma­ra mü­sa­it de­ği­lim. Ben ki­tap ya­za­rım, kay­nak ko­ya­rım. Sen be­nim kay­nak­la­rı­mı araş­tı­rır­sın. Yan­lış ise ge­lir “Bu kay­nak­ta bu yok.” der­sin. Sen ba­na bu­nu der­sen ben özür de di­le­rim, ka­bul de ede­rim. İb­ni Ömer Haz­ret­le­ri kü­çük ço­cuk­lar kork­tu­ğu za­man, ço­cuk­lar dua­yı oku­ya­ma­ya­ca­ğı için ya­zar, üs­tü­ne ta­kar­dı. Bu sa­ha­be­nin en bü­yük fı­kıh­çı­la­rın­dan­dır. Ço­cu­ğa ta­kıl­ma­sı­nın se­be­bi ço­cu­ğun oku­ya­ma­ya­cak yaş­ta ol­ma­sın­dan­dır. Me­se­la sa­ha­be­le­rin yü­zük­le­rin­de de ya­zar­dı. 

Ama sen bu­nu alır­sın kaç kat fi­yat çe­ker­sin, sa­tar­sın. Bun­dan ben so­rum­lu de­ği­lim. Me­se­le bun­dan iba­ret­tir. İs­tis­mar eden­ler­le ala­ka­mız yok­tur. Bu iş­le­ri ya­pan­la­ra da hak­kı­mı he­lal et­mi­yo­rum. 

SA­HiP­LEN­MiYOR­SA MEM­NUN OLU­RUM

Ben Ali Bu­laç Efen­di­’den ri­ca edi­yo­rum. Ali Bu­laç Aban­t’­ta Hay­ret­tin Ka­ra­ma­n’­a “Po­le­mik De­ğil Di­ya­lo­g” ki­ta­bın­da­ki so­ru­la­rı so­ran adam. Lüt­fen Ali Bu­-      la­ç’­a ka­nal­lar mik­ro­fon uzat­sın. “Bu ki­tap­ta­ki so­ru­la­ra Hay­ret­tin Ho­ca böy­le mi ce­vap ver­di? Yok­sa siz mi bu­nu ile­ri-ge­ri ya­pa­rak yan­lış an­la­şıl­ma­ya mü­sa­it ha­le ge­tir­di­niz?” di­ye sor­sun­lar. Ba­ka­lım Ali Bu­laç ne di­ye­cek? Ha­ki­ka­ten bas­kı­da, diz­gi­de ile­ri-ge­ri mi ol­muş di­ye Ali Bu­la­ç’­tan da bir ce­vap bek­le­me hak­kı­mız var. Çün­kü şa­hit ara­ya­ca­ğız olay­lar­da. 

 “Ben bu­nu sa­hip­len­mi­yo­ru­m” di­yor. Ya­hu sa­hip­len­me­ye­bi­lir­sin. Ben bu­na gö­re red­di­ye yap­tım, ni­ye ya­lan­cı olu­yo­rum şim­di? Se­nin adı­na bir ki­tap çık­mış. Ya­yı­ne­vi ta­ra­fın­dan bu ki­tap ya­yın­lan­mış. Ben bu­nu oku­mu­şum. Şu an biz bir­çok ko­nu­da ne­ye gö­re red­di­ye ya­pı­yo­ruz. Ada­mın ki­ta­bın­da bu­lu­yo­ruz ona gö­re red­di­ye ya­pı­yo­ruz. Ada­ma te­le­fon açıp “Sen ne de­din.” di­ye so­ra­ma­yız ki. Be­nim de bu ka­dar ki­ta­bım var. Sen de ba­na red­di­ye yap. Be­nim yaz­dı­ğım bir şe­ye red­di­ye yap­tı­ğın za­man o ge­çer­li­dir. Ka­ra­man Ho­ca bu­nu sa­hip­len­me­ye­bi­lir ben bir şey de­mi­yo­rum. Sa­hip­len­mi­yor­sa mem­nun olu­rum.  

CE­VAP VER­ME HAK­KIM VAR

Bir in­sa­nın bir ki­tap­ta adı­na ya­zı­lar çı­kar da tek­zip et­mez ise ben ne ya­pa­bi­li­rim? O ki­tap­tan al­dı­ğı­mı da şe­ri­ata mu­ha­lif gö­rür­sem ce­vap ver­me hak­kım yok mu?! Ni­ye ya­lan­cı olu­yo­rum?! O ki­tap­tan har­fi­ni, nok­ta­sı­nı de­ğiş­tir­me­den ak­ta­rı­yo­rum. Ba­kın ne di­yor ki­tap­ta: “Pey­gam­be­ri­miz ‘Ya­hu­di mut­la­ka Müs­lü­man ol­sun!’ de­mi­yor, 

‘H­ris­ti­yan mut­la­ka Müs­lü­man ol­sun!’ de­mi­yor. Di­yor ki: ‘Ya­hu­di­ler ve Hris­ti­yan­lar tek Al­lâ­h’­a inan­sın­lar, ahi­re­te inan­sın­lar ve ken­di ki­tap­la­rın­da da bu­lu­nan iyi­lik­le­re gö­re ya­şa­sın­lar (ya­ni bi­zim amel-i sa­lih de­di­ği­miz şey­ler); be­ni de sah­te­kâr­lık­la, ya­lan­cı­lık­la it­ham et­me­sin­ler. Ge­tir­di­ğim ki­ta­bı da şu­ra­dan bu­ra­dan ça­lın­tı ol­du­ğu­nu söy­le­me­sin­ler.’ Do­la­yı­sıy­la ‘Bu tak­dir­de on­lar da cen­ne­te gi­der­le­r’ de­miş olu­yor.” (Po­le­mik De­ğil Di­ya­log, sh:35) 

Ki­tap­ta ya­zan bu. Ben bu­na ce­vap yaz­dı­ğım için ni­ye ya­lan­cı olu­yo­rum ar­ka­daş?! Sen “Bu­nun tek­zi­bi­ni 3 se­ne ev­vel yap­tı­m” di­yor­sun ama kaç se­ne­dir do­la­şı­yor bu ki­tap!

TAH­RİF EDİL­MİŞ

Ben ki­ta­bım­da bu gö­rü­şe ce­vap­lar ver­mi­şim. Me­se­le­miz Hay­ret­tin Ho­ca ile de­ğil gö­rü­şe ce­vap ver­dik. Bu gö­rüş yan­lış, sa­kat gö­rüş. Se­nin de gö­rü­şün de­ğil­se ta­mam, mem­nun ol­duk. Ba­ka­lım di­ğer ki­ta­bı in­ce­le­ye­ce­ğiz, ora­da­ki gö­rü­şü­nü gö­re­ce­ğiz. Ama ben bu­na ce­vap ver­mek zo­run­da­yım. Ya­ni “Al­la­h’­a, ahi­re­te inan­mak ye­ter. Bir de Tev­ra­t’­ta­ki, İn­ci­l’­de­ki ame­li sa­lih­ler on­la­ra ye­ter.” de­miş olu­yor­sun. Tev­rat ve İn­cil tah­rif edil­miş. Bo­zul­muş ki­tap­ta sa­lih amel mi ka­lır? Ben bu­na red­di­ye yap­tım. 

Şim­di so­ru­ya bak: “Şim­di bir adam hem Ehl-i Ki­tab olur hem de kâ­fir ol­ma­ya­bi­lir mi? Evet, bu müm­kün. bu­nun de­li­li, iş­te o 62. âyet­tir.  Bu âye­te gö­re Al­lâ­h’­a şirk­siz ina­nan, âhi­re­te iman eden kâ­fir de­ğil­di­r…­” 

Ve­lev ki pey­gam­ber­le­ri, me­lek­le­ri in­kar et­sin o de­mek ya­ni. Ya­ni “Bir adam ehl-i ki­tap iken ka­fir ol­ma­ya­bi­li­r” di­yor. 

SE­NİN SÖ­ZÜN­LE VU­RU­RUM

Yi­ne di­yor: “Ba­ka­ra Sû­re­si­’nin 62. âyet-i ke­rî­me­sin­de îman şart­la­rın­dan iki önem­li hu­sus açık­la­nır­ken, di­ğer şart­lar da bun­la­rın zım­nın­da de­ğer­len­di­ril­miş­tir.” Ken­di­si de di­yor ki: “Şu ku­ra­lı tek­rar­la­yıp du­ru­yo­rum: Biz eğer bir tek aye­ti alıp da onun üze­ri­ne hü­küm bi­na eder­sek yan­lış yap­mış olu­ruz.” (Po­le­mik De­ğil Di­ya­log, sh:43)

Ben de ona di­yo­rum ki bu ayet­te iki şart var, di­ğer ayet­te “Her kim Al­lâ­h’­ı, me­lek­le­ri­ni, ki­tap­la­rı­nı, pey­gam­ber­le­ri­ni ve o son gü­nü in­kâr eder­se, mu­hak­kak ki o, (dö­nü­şü dü­şü­nü­le­me­ye­cek şe­kil­de) pek uzak bir sap­may­la (hak yol­dan) sa­pıt­mış­tır.” (Ni­sâ Sû­re­si:136’dan)  

Kaç şart bu­ra­da peş pe­şe. 5’i de bu­ra­da. O za­man sen de Ba­ka­ra­’nın 62’sin­de­ki iki şart­la ye­ti­ne­mez­sin. Ben se­ni, se­nin sö­zün­le vu­ru­rum. Sen “Biz eğer bir tek aye­ti alıp da onun üze­ri­ne hü­küm bi­na eder­sek yan­lış yap­mış olu­ruz.” di­yor­sun.

O za­man iman şart­la­rı­nı da bir bü­tün ola­rak de­ğer­len­dir­me­miz la­zım. Bir­bi­rin­den ayı­ra­ma­yız. 

İHMALCİ OLDUN

Biz Hay­ret­tin Ho­ca me­se­le­sin­de de­ği­liz. Bu gö­rüş­ler de­vam edi­yor. Baş­ka­la­rın­da var bu gö­rüş­ler.  O da ben­de yok di­yor. Ta­mam, yok di­ye­ne de biz il­la var mı di­ye­ce­ğiz?! Ben ne ya­pa­yım ki­tap çık­mış pi­ya­sa­ya. Ben de ona gö­re al­dım cüm­le­le­ri hiç oy­nat­ma­dan. Hep­si­nin al­tı­na say­fa­sı­nı da yaz­dım. Ben ni­ye ya­lan­cı ol­dum şim­di? Sen bu­ra­da ih­mal­ci ol­dun. Se­nin ön­ce dav­ra­nıp tek­zip yap­man la­zım­dı. Bu ki­tap pi­ya­sa­ya çık­tı, do­lan­dı. Ba­na ge­le­ne ka­dar sa­na gel­me­di mi ar­ka­daş? Sen ni­ye bu­nu gö­rüp de tek­zip yap­mı­yor­sun. Or­ta­lık sı­kı­şın­ca, çar­şı-pa­zar ka­rı­şın­ca, Abant top­lan­tı­la­rı bo­zu­lun­ca, di­ya­log­cu­lar­la aran açı­lın­ca böy­le olur mu ar­ka­daş. Ben se­nin ha­yat hi­kâ­ye­ni araş­tı­rıp du­ra­mam ki. Ya­ni kim­ler­le ko­nuş­tun, ba­rış­tın, da­rıl­dı­n… 

MEV­ZU­LAR AÇ­TI 

Ta­bi o ki­tap­ta di­ğer­le­ri­nin de ba­zı laf­la­rı var. İş­te bir ta­ne adam o za­man ye­ni öl­müş. Va­ti­ka­n’­ın bu­ra­da­ki el­çi­si Hris­ti­yan adam. On­lar da onu sa­vu­nu­yor­lar. “Bu adam ya­ta­ğı­nın ke­na­rı­na bes­me­le yaz­dır­mış­tı. Bi­zim Pey­gam­be­ri­mi­z’­e çok say­gı­lıy­dı. Bu da o za­man cen­ne­te gi­rer.” di­yor­lar. Ken­di ken­di­le­ri­ne hü­küm ve­ri­yor­lar. Ya­hu say­gı­lı ol­mak­la cen­ne­te gi­ril­mi­yor. İman­sız cen­ne­te gi­re­mez. İman da sa­de­ce 

“İ­nan­dı­m” de­mek­le ol­maz. “Ya­lan­cı de­ğil­si­n” de­mek­le ol­maz. “Ben es­ki di­ni bı­rak­tım. İs­la­m’­a gir­dim. Bun­dan son­ra es­ki din­le mü­kel­lef de­ği­lim. Hiç onun­la amel et­mem.” de­mek­le olur. Cen­ne­te gir­me­nin şar­tı­nın bu ol­du­ğu­na da­ir bir­çok ayet-i ke­ri­me ve ha­dis-i şe­rif­ler be­yan edil­miş. O hal­de se­nin ba­na ya­lan­cı de­me­ye hak­kın yok. Çün­kü ben se­nin adı­na ya­zıl­mış bir ki­tap­ta­ki laf­la­ra ce­vap ver­dim ve red­di­ye yap­mak du­ru­mun­da kal­dım. Ama sen “Yan­lış an­la­şıl­ma­la­ra mü­sa­it ol­muş.” la­fı­nı da 3 se­ne ev­vel de­me­din. Da­ha ye­ni, bir­kaç ay ev­vel. Yi­ne be­nim gün­de­me ge­tir­me­le­rim­le mi­dir ne­dir?! Hal­bu­ki çok da uğ­raş­mı­yo­rum onun­la. İs­la­moğ­lu­’n­dan çok va­kit kal­mı­yor­du. Fa­kat ken­di ken­di­ne yi­ne mev­zu­lar aç­tı. Aç­tı­ğı mev­zu­lar­da da böy­le bir ko­nu­yu gün­de­me ge­tir­di. 

ÜS­TÜ­NE GİT­MEZ­DİK

Şim­di gün gel­miş bu­ra­ya. Sa­at gel­miş bu vak­te. Bu ka­dar ba­ğır­mı­şız, ça­ğır­mı­şız. Hap­se gir­me­den ev­vel kaç se­ne bu iş­le­rin üze­ri­ne git­mi­şiz. Bu red­di­ye­le­ri ya­yın­la­mı­şız. Her ta­ra­fa da­ğıl­mış. O za­man bi­le kö­şen­de bir ke­re “Bu ki­tap yan­lış an­la­şıl­ma­ya mü­sa­it. İle­ri-ge­ri var. Ben sa­hip­len­mi­yo­rum.” de­me­miş­sin. Da­ha ye­ni di­yor­sun. Ben na­sıl ya­lan­cı olu­yo­rum ya?! Sen bu­nu tek­zip et­sey­din. Bu la­fı se­ne­ler ev­vel de­sey­din. Biz za­ten bu ko­nu­nun üze­ri­ne se­nin adı­na bu ka­dar git­mez­dik. Ge­nel hat­ta gi­der­dik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi