D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Hafızamızı onarmak: Babaski müftüsü Ali Rıza Efendi’yi hatırlamak!

Hafızamızı onarmak: Babaski müftüsü Ali Rıza Efendi’yi hatırlamak!

Hatırlamak, insanî bir haslet. İnsan akleder, düşünür, konuşur ve hatırlar...

Hatırladıklarımızı zihimizde taşımak yetmez, kayda geçiririz; yazarız. Yazdıklarımız bugüne ve yarına mesajdır. İnsan hatırladığı kadarıyla kendisidir. Millet de öyle.

Sadece övünülecek şeyleri hatırda tutmak yeterli midir? İnsanı insan yapan, övünüleceklerin yanında, vicdan kanatan hadiseleri unutmamaktır. Hayat her an bir muhasebedir. Kendimizi, nefsimizi hesaba çekerken, tarihi de iyi ve kötü taraflarıyla hatırlamak durumundayız. Tarihle ilgilenmek, toplumlara böyle bir muhasebe fırsatı verir. 

Millet hafızasını belli kalıplar içinde oluşturmak için resmi öğretim sistemi, iletişim kanalları on yıllardır çalışıyor.  “Bu iyi, bu kötü, bu övünülecek, bu yerinilecek… Bunlar kahraman, bunlar hain…”

Cumhuriyet’in tek parti döneminde yapılan haksızlıklar, adaletsizlikler, baskılar, zulümler bu sistem içinde yer almaz. Hep iyiyi, en iyiyi, millet için ideali işlemişler ve yapmışlardır! 

Bu böyle midir gerçekten? Böyle olsa idi, Türkiye’nin çok partili hayata geçişten sonraki tarihi farklı olurdu. Tek parti döneminde yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler, baskılar, zulümler, milletin zihninde taze iken, çok partili hayata geçildi ve Türkiye’yi kurtarmak ve kurmak iddiasındaki tek parti, seçimleri kaybetti! Hem de bir daha iktidar olmamak üzere!

İşte o zaman, resmi ideoloji ve o güne kadar yapılıp edilenler sorgulanmalı idi. Hukuksuzlukların üzerine gidilmeli idi. Zulme uğrayanlar, yaşama hakkı elinden alınanlar, itibarsızlaştırılanlar hatırlanmalı ve gereği yapılmalı idi. Başlangıçta, yani 1950’de harekete geçilmeliydi. 

Demokrat Parti, ne bu anlayışta idi ve ne de bu güçte. Resmî ideoloji halkın seçimine rağmen sürdürüldü. DP’nin icadı olan “Koruma kanunu” ile de hukuksuzlukları, zulümleri deşifre etme imkânı ortadan kaldırıldı. 

Bugün hâlâ birileri Atıf Hoca’nın İstiklâl Mahkemesi tarafından asılmasını “meşrû” görebiliyor! Bu ancak bakmadan görme olabilir! Körü körüne hatada ısrar olabilir. Adaletin, hukukun temel prensipleri konusunda bütün dünyada görüş farkı yok. Uygulama, ayrı bir şey elbette. 

İstiklâl Mahkemelerinin kararlarının tamamına yakın büyük ekseriyeti, bu prensipleri ihlal etmekle kalmaz, adeta iptal eder! Adı “mahkeme”dir ama, “muhakeme”ye müsait değildir! Bu mahkemede muhakeme yapılmaz, en ağırından ceza verilir!

Binlerce insanımız, bu mahkemeler tarafından cezalandırıldı. Binlercesi hayatının baharında, darağaçlarında sallandırıldı. Ankaralı İbrahim Ethem, Urfa’da idam edildiğinde 22 yaşındaydı. İdadiyi, liseyi bitirmiş, görüşleri, düşünceleri var. Heyecanlı, bunları açıklıyor, yazıyor. Bunlar gençlik düşünceleri, belki de, hayat onu olgunlaştıracak farklı yerlere varacak. 

İskilipli Atıf hoca, şapka inkılabından yaklaşık iki sene önce küçük bir kitap kaleme almış. Şapka inkılabı sırasında kitabın mevcudu yok… İnkılapçılar, ismi inkılabın fiyakasını bozan bu kitabın müellifini, o anda bu görüşleri açıkça savunup savunmamasına bakmadan, idam ediyorlar!

İskilipli Âtıf Hoca, Türkiye’nin gündemine 1980’li yıllarda döndü. Onun haksız yere asıldığı, genel bir kanaat halinde yaygınlaştı. Eserleri yeniden yayınlandı. Hukuksuz idamı film konusu oldu. 4 Şubat 1926’da idam edildiğine göre, önümüzdeki yıl 90. yıldönümü. Bu sene birz kaç toplantı ile anıldı Âtıf Hoca. Önümüzdeki yıl daha fazlası yapılacığından şüphe edilmez. 

Atıf Hoca ile birlikte idama gönderilen bir kişi vardı ki, sadece, onunla birlikte ismi geçiyordu. Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi.

“Ve Ali Rıza Efendi…”

Peki “Ali Rıza Efendi” kimdir? Mesnetsiz iddialarla idama gönderilen bu ilim ve din adamını merak eden olmadı bugüne kadar. Ulemadan Ali Rıza efendi müderrislik ve müftülük yapmış. İdam edildiğinde 58 yaşında imiş. Hiçbir siyasi faaliyete karışmamış. 1922 yılında Divan-ı Harb-i Örfi’de yargılanması ve beraat etmesinden başka bir adliye kaydı da yok. Üstelik o dönemle ilgili TBMM tarafından af ilan edilmiş....

Ali Rıza Efendi’yi hatırlamak insanlık borcumuz.

Yayın Hattı: Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi. Dr. Mehmet Sılay, Âtıf Hoca ile ilgili çalışmalarından sonra onun darağacı arkadaşı Ali Rıza Efendi ile ilgili bilgileri kitaplaştırdı. (Düşün yayıncılık, +90 212 524 7 524   +90 212 521 91 13)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi