Euzu billahi mineşşeytani ve IŞİD!
Cemaleddin Afgani boğazına, ümüğüne kadar siyasete battığında onun ötesinde adeta siyasi komitacı haline geldiğinde Muhammed Abduh üstadıyla yollarını ayırır. Herkes kendi yolunu seçer. Muhammed Abduh ıslahçılık anlamında temellere ya da eğitime dönmek ister. Zira siyasi yol tıkanmıştır, onun ötesinde dejenere olmuştur. Bu yolla hizmet imkansız hale gelmiştir. Siyasi yapı hakkı kabul ve iz’an (içselleştirme) değil, zıtlaşma üzerine kaimdir ve bu yolda seyretmektedir. Adeta bizdeki 1970’li yıllarda bu siyasi zıtlaşma ve çekişme bir kez daha tekerrür etmiştir. At izi it izine karışmıştır. Siyaset adeta post modern kabileciğe dönmüştür. Hakkaniyete değil, asabiyete tabidir. Mısır’da da Hasan el Benna’nın şahadeti veya 1952 darbesi öncesi de siyasi hayat keza böyledir. Bu nedenle Hasan el Benna o günleri hizipçilik ifadesiyle anar. Bu bazen örgütlerde klikçilik şekline bürünür. Entrika ve zıtlaşmalar üzerinde seyretmektedir. İttihatçıların yüzeye çıktıkları sıralarda da Türkiye’de siyaset anlamını kaybetmiştir. Çoğulculuğa geçilmiş ama çoğulculuk kendisini imha etmiştir. Bediüzzaman bu siyasi ahval üzerine nokta-i nazarını şöyle dile getirmiştir: "Bir salih alim, kendi siyasî fikrine uyan bir münafığı hararetle sena ve siyasetine muhalif bir salih hocayı tenkit ve tefsik edebilmiştir." Hadiseye şahit olan Bediüzzaman, bu dehşetli hatayı işleyen alimi, "Bir şeytan senin fikrine yardım etse rahmet okutacaksın. Senin fikr-i siyasiyene muhalif bir melek olsa lânet edeceksin" sözleriyle ikaz etmiş ve işte bundan sonradır ki euzu billahi mine'ş-şeytani ve's-siyase diyerek, şeytanîleşen siyaset anlayışı ve ortamından Allah'a sığınmıştır. (Bkz. Hutbe-i Şamiye, s. 52, Hâşiye)…”
Dolayısıyla Bediüzzaman ile Muhammed Abduh, Bediüzzaman ile Hasan el Benna’nın siyasete bakışını, yaklaşımlarını biraz da bu siyasi ortamlar etkilemiş, şekillendirmiştir. Bu samimi adamların yapacağı iş değildir. Bu durum, 1970’li yılların sonlarında kendisine saygısı olan bazı jönlerin Yeşilçam’ı terk etmelerine benzer. Zira temsil için uygun zemin ve vasat kalmamıştır.
*
Suudi Arabistanlı davetçilerden Aiz El Karni, bir yazısında Muhammed Abduh ile Bediüzzaman’ın siyasete yaklaşımlarını buluşturan ‘ euzu billahi mineşşeytani ve’s siyase’ ifadesini sena makamında tekrarlamıştır. Onları kendi hayatı ve yaşadığı vasat üzerinden de tasdik etmiştir. Siyaset davaya hizmet etmeyi esas almalı veya Bediüzzaman’ın ifadesiyle din siyasete alet olmamalı belki siyaset dine hizmet etmelidir. Ancak bu yolla siyaset istikamet bulur. Aksi taktirde, menfaat kapısı, aracı olur. Çekişme ve kavgalara sürükler. İdeallere götürmez belki realitenin daha da tefessüh etmesine yol açar.
Bugün İslam adına ortaya çıkan bazı yapılanmalar siyasetten de ziyade bizleri istiazeye (Allah’a sığınmaya) sevk etmekte, mecbur kılmaktadır. Bu hareketlerin başında da günümüzde kurmaca bir hareket olarak temayüz eden IŞİD gelmektedir. Kitap ve insan yakma eylemleriyle birlikte tamunun ve bir esfel- safilin yolcusu olduğunu ortaya koymuştur. İslamiyet insaniyet-i kübradır ve kaybolan insanlığı diriltmeye amadedir, gelmiştir. Amacı insanlığı son kez teyit etmek ve vurgulamaktır.
*
IŞİD’in temsil ettiği anlayış ise insanlıktan çıkmak ve barbarlığa kulaç atmaktır. Anlam buharlaşması ve manevi olarak fakirleşmenin ve çölleşmenin öteki adresidir. Muhammed Gazali’nin ifadesiyle bedevi bir anlayış, fıkıhtır. İnsanlığı değil, Vandalların ve Cengiz’in yasasını diriltmektir. İslam suretinde bir Cengiz Han modelidir. Bununla birlikte Cengiz Han müstakil bir şahsiyettir. Ebubekir Bağdadi ise ancak bir kopya veya suret veya maskara olabilir. Sonuç itibarıyla, ağaç meyvesinden belli olur. Meyvesi ise cehennem meyvesi olan zakkumdur. Olaylar açık bir surette göstermektedir ki, IŞİD nihilist bir harekettir ve hayra yatkın bir yapısı ve kapısı yoktur. İstense de kendisinden bir hayır sadır olamaz. Bu yüzden de Euüzü billahi mineşşeyştani ve IŞİD demeliyiz ve demekteyiz. Şeytandan ve IŞİD’den Allaha sığınırız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.