Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Batı Tarzı İlahiyat!

Batı Tarzı İlahiyat!

Ba­tı­’dan ge­len po­zi­ti­vizm rüz­gar­la­rıy­la bir­lik­te, son yüz­yıl­da İs­la­m’­ı red ve cerh eden bir ila­hi­yat akı­mı mo­da ha­li­ne gel­miş­tir. Bu in­kar ce­re­ya­nı ye­ni bir ila­hi­yat akı­mı­nı do­ğur­muş­tur. Ba­tı­lı­lar bu ila­hi­yat akı­mı­nı  ‘Av­ru­pa İs­la­mı­’ tar­zın­da ta­mim et­mek is­ti­yor­lar. Ba­tı ile ba­rı­şık ye­ni imam ti­pi­nin üre­til­me­si nok­ta­sın­da it­hal imam­lar ye­ri­ne yer­li ve ye­rel ku­rum­lar­da ye­tiş­miş imam ti­pi­ni dev­re­ye sok­mak is­ti­yor­lar. Bu­nun alt­ya­pı­sı­nı oluş­tur­mak için Av­ru­pa­’da yer­li ila­hi­yat ens­ti­tü­le­ri ku­rul­ma­sı fik­ri gün­de­me gel­di. Bu­nun­la bir­lik­te ye­ni imam nes­li­ni ye­tiş­ti­re­cek mer­ci­le­rin İs­la­m’­la ta­ban ta­ba­na zıt fi­kir­ler ta­şı­ma­la­rı bu yön­de­ki kö­tü ve­ya giz­li ni­yet­le­rin açı­ğa çık­ma­sı­na ve­si­le ol­muş­tur. Ba­tı tar­zı imam ye­tiş­tir­me­ye aday olan ki­mi Ba­tı­lı ila­hi­yat­çı­lar zo­run­lu ve mü­sel­lem İs­la­mi bil­gi­yi (ma üli­me mi­ned­di­ni biz­za­ru­re) red­det­mek­te­dir­ler. Dos­tu­muz Muh­sin Cey­la­n’­ın sun­muş ol­du­ğu Ateş Çem­be­rin­de( Ka­nal Av­ru­pa) ele alı­nan me­se­le­ler­den bi­ri­si buy­du. Ya da da­ha ön­ce­ki soh­bet­le­rin­de Bü­lent Uçar ho­ca bu­na da­ir ba­zı so­mut ör­nek­ler ver­miş­tir. Bu tar­tış­ma­lı ret­çi isim­ler­den bi­ri­si olan Prof. Dr. Mu­ham­med Sven Ka­lisch Müs­lü­man bir isim ta­şı­ma­sı­na rağ­men İs­la­m’­ın te­mel­le­ri­ni red­de­di­yor ve­ya en azın­dan sor­gu­lu­yor.

İs­la­mı içe­ri­den çö­kert­mek için ken­di­le­ri­ne gö­re ba­zı yön­tem­ler de­ni­yor­lar. Bun­lar­dan bi­ri­si 1990’lı yıl­lar­da ba­zı ila­hi­yat­çı­la­rın gün­de­me ge­tir­dik­le­ri  her­mö­ne­tik me­se­le­si­dir. Ya­pı bo­zum için Ka­lisch, her­mö­ne­ti­ğin kul­la­nıl­ma­sı­nı tav­si­ye edi­yor. Bu­na mu­ka­bil Mus­ta­fa Öz­türk gi­bi ye­ni yet­me­ler, Ku­r’­an ko­nu­sun­da yi­ne Ba­tı­’dan dev­şir­me demy­tho­logy yön­te­mi­ne baş­vu­ru­yor­lar. Böy­le­ce Ku­r’­an kıs­sa­la­rı bir ne­vi fabl de­re­ke­si­ne in­di­ril­miş olu­yor.  Ka­lisch söy­le­ye­ce­ği­ni eğip bük­me­den söy­lü­yor. Müns­ter Wil­helms Üni­ver­si­te­si Din Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi­’n­de “İs­lam Di­ni­” Pro­fe­sö­rü ve ay­nı za­man­da hu­kuk­çu olan Prof. Dr. Mu­ham­med Sven Ka­lisch, Pey­gam­be­ri­miz Mu­ham­med (sav)’in var­lı­ğı­nı ve Ku­r’­an-ı Ke­ri­m’­in sü­bu­tu­nu is­pat­la­yan ta­ri­hi bir ka­nı­tın ol­ma­dı­ğı­nı ile­ri sür­müş­tür.  Adam İs­lam kis­ve­sin­de kü­für ku­su­yor. Ka­lisch, Ku­r’­an her­mö­ne­ti­ği ko­nu­sun­da geç­miş ke­lam il­min­den is­ti­fa­de edil­me­si ge­rek­ti­ği­ni sa­vu­nu­yor. İs­la­m’­ın fi­kir ta­ri­hi­nin Mu­te­zi­le, İbn Si­na, İbn Rüşd, Süh­re­ver­di el-Mak­tul ve­ya ta­sav­vuf­çu­lar­la ye­ter­li po­tan­si­ye­le sa­hip ol­du­ğu­nu sa­vu­nan Ka­lisch, ka­dim ke­lam­cı­la­rın da Ku­r’­an’­da­ki bir­çok ola­yın ta­ri­hi ol­du­ğu­na işa­ret et­tik­le­ri­ni ile­ri sü­rü­yor.

Ka­lishc söz­le­ri­ni şöy­le sür­dü­rü­yor: “T­ho­mas Thomp­son, Phi­lip Da­vi­es, Ni­els Pe­ter Lemc­he ve­ya Is­ra­el Fin­kels­te­in gi­bi Es­ki Ahid ve Ar­ke­olo­ji uz­man­la­rı, son on yıl­lar­da bi­ze Hz. İb­ra­him, Hz. Mu­sa­’yı ve İn­ci­l’­de ve Ku­r’­an’­da yer alan di­ğer ba­zı pey­gam­ber­le­ri ger­çek­ten ya­şa­mış olan ta­ri­hi şa­hıs­lar lis­te­sin­den si­le­bi­le­ce­ği­mi­zi öğ­ret­ti­ler. Bu bil­gi­ler, Ku­r’­an her­me­nö­ti­ği­nin da­ha da ge­liş­ti­ril­me­si­ni, va­hiy kav­ra­mı­nın tek­rar ele alın­ma­sı­nı ve din­ler­le il­gi­li İs­la­mi Ke­la­m’­da ye­ni pers­pek­tif­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si­ni ge­rek­ti­ri­yor. Bu, özel­lik­le anı­lan Müs­lü­man fi­lo­zof ve ta­sav­vuf­çu­la­rın pers­pek­tif­le­ri üze­ri­ne te­sis edi­le­bi­lir.”

Göt­tin­gen Üni­ver­si­te­si ho­ca­la­rın­dan  Gerd Lü­de­mann ay­nı yol­dan yü­rü­ye­rek  Haz­re­ti Me­si­h’­in ta­ri­hi var­lı­ğı­nı red­det­mek­te­dir. La­kin bu­nu Hı­ris­ti­yan kim­li­ğiy­le yap­mak­ta­dır. Hı­ris­ti­yan­lı­ğın ku­ru­cu­su­nun ger­çek an­lam­da Pav­los ol­du­ğu­nu be­yan edi­yor la­kin öte­si­ne de ge­çe­rek yan­lış bir so­nu­ca va­rı­yor: Ta­rih­te Haz­re­ti İsa adın­da bi­ri­si ya­şa­ma­mış­tır! Bü­yük Ya­nıl­gı: Ger­çek­te Me­sih ne idi ve Ne Söy­le­di (Der große Bet­rug: Und was Je­sus wirk­lich sag­te und tat) baş­lık­lı bir ki­tap ka­le­me al­mış ve bu yö­nüy­le afa­ro­za da uğ­ra­mış­tır. As­lın­da İs­la­mı ken­di­si­ne da­ya­nak ve kay­nak yap­say­dı da­ha doğ­ru bir so­nu­ca var­mış olur­du.  Ma­ale­sef bu ser­best ila­hi­yat­çı­lar­dan ev­vel Fre­ud gi­bi­ler de Haz­re­ti Mu­sa­’nın ta­ri­hi şah­si­ye­ti­ni sor­gu­la­mış­lar­dır. Ki­mi­le­ri Haz­re­ti Mu­sa­’yı sor­gu­la­ma­sa bi­le mu­ci­ze­le­ri­ni; Kı­zıl­de­ni­z’­in ken­di­si­ne ya­rıl­ma­sı­nı sor­gu­la­mak­ta­dır. Bu mo­da akım İs­lam dün­ya­sı­na da yan­sı­mış, uğ­ra­mış­tır.  Ni­te­kim Ca­hi­li­ye Şi­iri­ne Da­ir ad­lı ki­ta­bın­da Ta­ha Hü­se­yin ben­ze­ri bir an­la­yı­şı ses­len­dir­miş­tir; “Ge­nel ola­rak ta­rih­sel araş­tır­ma­lar ya­pan ve özel ola­rak da us­tu­re­le­ri (ef­sa­ne­ler) ve kıs­sa­la­rı araş­tır­ma­da de­rin­lik ka­za­nan­lar açık­ça şu hu­su­su gör­mek­te­dir­ler: Bu (Kah­tan-Ad­na­no­ğul­la­rı) dil te­ori­si, di­ni, ik­ti­sa­di ve si­ya­si ih­ti­yaç­la­rın et­ki­siy­le da­ha son­ra­ki asır­lar­da oluş­tu­rul­muş­tur. Hem Tev­rat ve hem de Ku­r’­an, İb­ra­him ve İs­ma­il’­le il­gi­li çe­şit­li ha­ber­le­ri an­lat­mak­ta­dır. An­cak bu iki is­min Tev­rat ve Ku­r’­an’­da geç­me­si, il­gi­li kıs­sa­la­rın İb­ra­him oğ­lu İs­ma­il’­in Mek­ke­’ye hic­ret et­ti­ği­ni ve müs­ta­’ri­be (Arap­la­şan) Arap­la­rın bu­ra­da ne­şet et­tik­le­ri­ni is­pat­la­ma­sı bir ya­na on­la­rın ta­rih­sel var­lık­la­rı­nı is­pat­la­ma­ya da ka­fi de­ğil­dir. Biz bu kıs­sa­da, bir yan­dan Ya­hu­di­ler ve Arap­lar ara­sın­da; di­ğer yan­dan İs­lam ile Ya­hu­di­lik ve Ku­r’­an ara­sın­da iliş­ki bu­lun­du­ğu­nu is­pat­la­mak hu­su­sun­da bir tür yol bu­lun­du­ğu­nu gör­mek zo­run­da­yız."  Kı­sa­ca, Kur'an'a in­ti­hal de­mek is­ti­yor. Hı­ris­ti­yan­lar da İs­la­m’­ı Hı­ris­ti­yan­lık­tan bir sap­ma ha­re­ket ola­rak gör­me­di­ler mi?

Bu ila­hi­yat an­la­yı­şı kök­le­şe­cek olur­sa; ge­ri­de İs­lam ve­ya din na­mı­na bir şey bı­rak­ma­ya­cak­tır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi