Sevgililer gününün ardından
Gölgenin olmadığı, güneşin bir mızrak boyu mesafe yakınlığında olduğu bir günde Allah’ın gölgeleyeceği yedi zümreden birisi de Allah için sevenlerdir. Sevgi ve muhabbet şifadır. Sohbet şifa kaynağıdır. Kurak gönülleri vaha haline getirir. Peygamberlerin sohbetiyle nice çorak gönüller dirilmiştir. Keza muhabbetiyle de öyledir. Peygamberimiz gelecekteki kardeşlerinden bahsetmiştir. Bunun üzerine sahabeler ‘ Ey Allah’ın Resulu! Biz senin kardeşlerin değil miyiz ?’ sorusu üzerine şöyle cevap vermiştir:” Siz benim arkadaşlarımsınız. Kardeşlerim sonradan gelecekler ve beni görmedikleri halde bana iman edecek olanlardır…” Sahabelerin sermayesi sohbet ve beraberlik bizim sermayemiz ise muhabbettir. Bu da kardeşlik makamının köprüsüdür. İnsanların bir kısmı birbirini manevi güzelliklerden dolayı severler. İşte Allah’ın gölge olmayan günde gölgelendireceği zümre, çıkar için değil, beden için değil; ruh güzelliği ve manevi değerler için sevenlerdir. Günümüzde insanlar birbirini manevi hasletler için değil çıkar için veya bedenleri için seviyorlar. Manevi güzellik olmadığından da birbirlerine arkalarını dönmeden ihanet ediyorlar. Birbirlerini maddi sermaye olarak kullanıyorlar. Bu nedenle Valentine's Day olarak anılan Sevgililer Günü, ten zevkine matuf veya hedonist ve paganist bir bayramdır. Derinliği olmayan uyduruk bir gündür.
Sevgililer günü sevgiyi bedene indirgediğinden dolayı kimileri bu güne fuhşiyat günü de demektedir. Kimileri de bu güne ‘zinakarlar günü’ demeyi yeğlemektedir. Hiçbir hukuki bağla hatta manevi bağla bağlı olmadan karşı cinslerin bugünde bir araya gelmelerine başka ne anlam verilebilir ki! Katar’da Doha’da Osman Bin Affan Camiinde Cuma hutbesinde İslam ahlakına temas eden hatip Muhammed Bin Hasan el Merihi ahlakın bir kefede dünyanın da öteki kefede olduğunu ifade etmiştir. İmam Rabbani hazretlerinin de ifade ettiği gibi bir sünnet gittiğinde yerine bir bidat yerleşir. Bu itibarla Müslümanlar günlerini ve hasletlerini unuttuklarında ithal değerlerle karşı karşıya kalırlar. Pagan, küfür, bidat ehlinin ahlakını kabule yatkın hale gelirler. Dünyaya hayvani ve behimi duygularla bakmaya başlar, kendilerini zevk ve hazza kaptırırlar. Böylece ahlakın binası yıkılır ve çatısı çöker. Haya abidesi Osman Bin Affan Camii Hatibi Muhammed Bin Hasan el Merihi, Müslümanların asıllarını ve fasıllarını unuttukları için her gün ithal veya çakma bir bayramla tanıştıklarını, yüz yüze geldiklerini lakin bunların gönül ve ruhu doldurmadığını ve doyurmadığını bayramlar enflasyonuyla birlikte duygu açısından daha fakir hale geldiğimize temas ediyor. Rezillik alıp başını giderken fazilet ise yetim hale gelmiştir. Anneler günü, babalar günü esasen anne ve babaların ikiyüzlü bir biçimde bir gün hatırlamalarına karşılık, 364 gün unutma bayramıdır. Riyakarlık bayramıdır.
Muhammed Bin Hasan el Merihi Sevgililer Günü ile alakalı da şunları söylemektedir: “ Bizim sahamıza atılan bayramların en sonuncusu ise sevgililer günü veya bayramıdır. Bihakkın sevgililer günü fahişeler bayramıdır. Zira helal bağla bağlı olmayan karşı cinsler, haram bağlantı altında buluşmaktadır. Bu sözde bayram ve sağladığı buluşma fuhuş ve rezilliğe götüren bir köprüdür. Şeytanın ortaklığına açık bir buluşma şeklidir.” Bu hüküm cümleleri Sevgililer Gününe itibar edenlerin hoşuna gitmeyecektir. Neden? Hüküm yanlış olduğundan dolayı mı yoksa hüküm doğru olduğu halde nefsin hesabına gelmediğinden midir? Biz ten zevkinin esiri değiliz. Ten bittiğinde sevgiden eser kalmayacak mıdır? Hatta günümüzde ten bitmeden sevgi bitiyor. Sevginin kısalığı Sevgililer Gününe bile sığmıyor, dayanmıyor! Dolayısıyla bugüne sevgililer günü denmesi bir tezattır. Sevgi ile aldatma günü dense muvafıktır, uygundur. Ahlak adına kırılmalara neden olmakta ve haya duygusunu zedelemektedir. İnsanın safi duygularını köreltmektedir. Altı boş, sahtecilik ve aldatmadır. Elbette hocaların sözleri kimilerinin kulağına hoş gelmeyecek ve dudak büküp geçeceklerdir. Kendileri bilir. Ama Kur’an’da bir ifade var. ‘Şehide şahidun min ehlihi’ diye bir ibare var. İçeriden tanık olanlar, tanıklık edenler anlamındadır. İçeriden tanıklardan birisi olan Aşkın Nur Yengi adlı sanatçı olup münhasıran sevgililer gününe özel olmasa da günümüzde kemiyetin ve tenperestliğin egemen olduğuna parmak basmaktadır. Bakın ne diyor: Artık eski aşklar yok. İlişkiler var. O yüzden eskisi gibi şarkılar yapılmıyor… Sevgi günümüzdeki gibi kavuşmanın tüketilmesi değil, kavuşamamaktır. Özlemektir, iç geçirmek ve çekerek olgunlaşmaktır. Yoksa insan bedeninin gayyasına veya kuyusuna düşer, hapsolur. Sevgililer gününde olduğu gibi. Bizi Valentine's Day/ günü değil Allah’ın gölgeliği buluştursun. İvazsız garazsız sevgileri sonsuza dek yudumlamak ümidiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.