İki Cinayet: Amerika ve Tarsus
10 Şubat günü Amerika’nın Kuzey Karolayna (North Caroline) eyaletindeki Chapel Hill’de 3 Müslüman genç katledildi. Ziya Ş. Bereket, karısı Yusor Ebu Salha ve Yusor’un kız kardeşi Rezan Ebu Salha, kendisini ateist olarak niteleyen Craig Stephen Hicks tarafından başlarından vurularak şehid edildiler.
Onlar özgürlükler ülkesi diyerek gittikleri Amerika’da katledildiler. Hem de bütün dinlere ve etnisitelere kucak açmış olmasıyla ünlenen Chapel Hill’de; yani “Mabed Tepesi”nde. Dikkat ediniz, işlenen cinayet “Mabed Tepesi” gibi bir adla anılan bölgede vuku buluyor. İnsanların kutsallık anlamı yüklediği bir yer burası; bir mabed bölgesi. Ve burada 3 Müslüman genç katlediliyor ve dünyada hiç kimse Ziya olmuyor, Yusor olmuyor, Rezan olmuyor!... Herkesin Charlie, Dink ve daha bilmem ne olduğu dünyada hiç kimse 21 ve 23 yaşlarında öldürülen Müslüman genç olmuyor.
Bu üç gencin katledilmesi bizim basında da hep “Amerika’da katledilen 3 genç” olarak zikredildi. Çoğu basın organı gençlerin adlarını bile vermediler. Verenler de Ziya’nın adını İngilizlerin yazdığı imla ile “Deah” şeklinde yazdılar. Bir konuşmasında rahmetli Ziya, adını “Ziya-Diya” olarak söylüyor. (Malum Arapça’daki zad harfi, aynı zamanda dad’dır. “kadı”da d, kaza’da z okunur.) Bizler bu gençlerin adlarını kendi medeniyetimize göre değil de çoook uzaktaki bir medeniyete göre yazıp söylemekle, bu gençleri bir daha öldürdük.
Rahmetli Ziya Diş Hekimliği 2. Sınıfta okuyormuş. Yeni paylaştığı bir videoda, önümüzdeki yaz 10 diş hekimi arkadaşıyla Türkiye’ye gelip Suriyeli mültecilere sağlık yardımı yapacaklarını söylüyor. Rahmetli bu projesini gerçekleştiremeden katledildi.
Bu 3 gencin sevenleri o kadar çokmuş ki, cenazesine binlerce kişi katıldı. Müslüman, Hristiyan, dinsiz binlerce kişi… Ama başta Türkiye olmak üzere bütün İslam dünyası konuya son derece duyarsız kaldı. Yazık!...
Ziya’nın annesi, oğlunun morgda çekilmiş bir fotoğrafını yayınladı internette. Rahmetli Ziya, teşehhüde kelime-i şehadet getirirken şehadet parmağını uzatır gibiydi. İnşallah kelime-i şehadetle ruhunu teslim etmiştir.
Batı, başta Almanya olmak üzere, katledilen Müslümanlara karşı son derece duyarsız. Paris’te öldürülen PKK’lılar konusunda, Türkiye’yi zorda bırakmak için ince eleyip sık dokuyan ve öküzün altında buzağı arayan dünya, evleriyle birlikte yakılan Müslümanlar konusunda gıkını çıkarmamıştı; Ziya Bereket, karısı ve baldızı için de kılını kıpırdatmadı. Obama, Tayyip beyin zorlamasıyla, hamamın namusu kurtulsun kabilinden sade suya tirit bir demeç verdi; o kadar.
Katledilen insanları din, mezhep, renk, etnisitelere göre ayırıp ona göre tavır takınmak, terörü daha da arttıracaktır. İnsanlık, katledilenlerin insan olduğundan hareketle bir bilinç ve direnç geliştirirse, bu tür caniyane olayların önüne geçilebilir.
HHH
13 Şubat günü, Tarsus’ta Özgecan Aslan adlı bir üniversite öğrencisi, dolmuşta tecavüze uğradı ve akabinde yakılarak katledildi. Üniversite öğrencisi olan Özgecan, oraya ne umutlarla gelmişti!... Okuyacaktı… Mezun olacaktı… Ülkeye ve insanlığa faydalı olacaktı. Annesi babası da onu okutmak için çırpınıyorlardı. Onlarda ona umut bağlamışlardı… Ama bütün bu umutlar, aramızda insan kılığında dolaşan hayvanlar tarafından bir anlık haz uğruna katledildi. Yazık oldu gencecik kızcağıza.
Ziya, Yusor, Rezan ve Özgecan’a Allah rahmet eylesin. İnsanlık bu tür cinayetlerden ders çıkarsın ve bir daha bu acıları yaşamayalım inşallah.
HHH
Maalesef bu hafta başka bir ölüm daha vardı. Eski Vatikan Büyükelçimiz Prof. Dr. Kenan Gürsoy’un annesi Kainat Hanım da bu hafta Hakk’a yürüdü. Haberi duyunca sanki kainat başıma çöktü. Kainat Hanım’a da Allah’tan rahmet diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.