Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Allah kısas diyor sen hapiste besliyorsun

Allah kısas diyor sen hapiste besliyorsun

Özgecan kızımızın başına gelenleri kendi kızlarımızın başına gelmiş gibi hissediyoruz. Zaten bu şekil hissetmeyenler de doğru bir Müslüman olamazlar. 

Madem Müslümanız Allah’ın dininin hükmü olarak kısasın tatbiki şarttır. Bu tatbik edildiği takdirde Türkiye ve İslam vatanlarına çok büyük huzur ve güven gelecektir.  Ancak 30 bin kişinin katili olan birinin serbest bırakılması için çaba gösterilirken idamı da, kısası da konuşmak zor oluyor.

Madem Müslümanız Allah’ın dininin hükmü olarak kısasın tatbiki şarttır. Bu tatbik edildiği takdirde Türkiye ve İslam vatanlarına çok büyük huzur ve güven gelecektir. Ancak 30 bin kişinin katili olan birinin serbest bırakılması için çaba gösterilirken idamı da, kısası da konuşmak zor oluyor.

Bakara Suresi’nin 178 ve 179. Ayeti kerimelerinde zikredildiği üzere Rabbimiz bizlere “Ey inanmış kullar öldürülenler hakkında sizin üzerinizde kısas farz edildi” buyurmaktadır. 

Müslüman bir toplum için namaz, oruç, zekat nasıl farz ise kısas da aynı şekilde farzdır. Kısas haksız yere insan öldürenin idamı demektir. 

Hatta öldürdüğü şekliyle öldürülmesi demektir. Yani nasıl öldürdüyse o şekil kendisine uygulanması demektir. 

KISASTA HAYAT VARDIR

Yine 179. Ayeti kerime de “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.” Eğer adam idam edileceğini bilirse karşı tarafı öldürmüyor. Öldürmeyince hem karşı taraf kurtuluyor, hem kendi de kurtulmuş oluyor. Çünkü katil olduğu zaman o da öldürülecek. Dolayısıyla kısas tatbik edilmesinde büyük hayat var. Müslüman milleti için hayat hakkını Allah-u Teâlâ kısasa bağlamış. 

Çeşmeden su içer gibi...

İdam kaldırıldığı için günümüzde maalesef çeşmeden su içer gibi insan öldürülüyor. Ve bu cinayetleri işleyenler birkaç sene yatıp çıkıyor. Ya af çıkıyor, ya genel af çıkıyor ya da başka bir bahaneyle bunlar hapisten çıkıyor. Ve bunların birçoğu tekrar adam öldürüyor. Tekrar tekrar içeri girmelerine rağmen cani ve katiller aramızda hala dolaşmaktadır. Onun için insanlarda can güvenliği hissetmiyor, büyük tehlikeler yaşıyorlar. Madem Müslümanız Allah’ın dininin hükmü olarak kısasın tatbiki şarttır. 

Bu tatbik edildiği takdirde Türkiye ve İslam vatanlarına çok büyük huzur ve güven gelecektir. 

Bebek katilini savunuyorlar

Ama 30 bin kişinin katili olan birinin serbest bırakılması için çaba gösterilirken, hala bu hususta uğraşanlar varken, idamı da, kısası da konuşmak zor oluyor. Çünkü kısas öldüreni öldürmek demektir. İnsan öldürme kısas gerektirir. Hangi şekilde olursa olsun. İnsan öldüren öldürülecektir. İslam’da bunun başka bir çözümü yoktur. 

Şimdi bazıları bebek katili, 30 bin kişinin katilinin serbest kalmasını savunuyorlar hem de bu cinayetleri telin ediyorlar. Bunların tutarlı tarafı yoktur. Samimi olmadıkları da ortadadır. 

Musibet Müslümana verilir

Bugün ekonominin bozulması, fakirliğin hâkim olmasının bir sebebi Allah’ın indirdiği kısas gibi hükümlerin tatbik edilmemesidir. Rasulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) “Bir Müslüman toplum Allah’ın indirdiklerinin dışında bir şey ile hükmederse mutlaka onlar için de fakirlik yaygınlaşır” buyuruyor. Allah sana kısas diyor, sen hapse atıp besliyorsun. “Amerika, Almanya Allah’ın indirdiğini tatbik etmiyor da niye zengin?” dersen onlar Müslüman değil zaten. Allah imtihanı, musibeti Müslüman’a verir. Neden? 

Çünkü emirlerini tutmadığı için. Kâfirler için ahirette cehennem olduğu için, “Dünya müminin zindanıdır, kâfirin cennetidir.” Dünyada onlar rahat edebilir. Ama burada Müslümanlar hakkında konuşuyoruz. Sen kısas yapıp idam edeceğin yerine hapse atıp beslersen mutlaka fakirlik yaygınlaşır. Onun için toplumda güven yok. Herkes fakru zaruret içinde. Bütün bunlar İslam’ın tatbik edilmemesinden oluyor. 

Acısı Ciğerimizde

Özgecan kızımıza Allah-u Teâlâ’dan rahmetler niyaz ediyoruz. Ailesine Allah’ım çok sabır versin.  Ciğerimizin içine kadar, en derin köşesine kadar bu acıyı hissediyoruz. Hepimizin kızları var, kendi kızlarımızın başına gelmiş gibi hissediyoruz. Zaten bu şekil hissetmeyenler de doğru bir Müslüman olamazlar. 

Müslüman, kadınlara kötü gözle bakmaz

Bir de şu meseleye dikkat çekmek lazım. Bazıları “Kadınlar da açık gezmesin” gibi twitler atmış. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır.  

Çünkü Allah Müslüman erkekler Nur Suresi’nde “Gözlerini yumsunlar, namuslarını korusunlar” buyuruyor. 

ÇOK ÇARPIK BİR YAKLAŞIM

Kadının kapanması, örtünmesi ayrı bir boyuttur, erkeğin de kadına kötü gözle bakmaması gözünü yumması, kendi namusunu koruması ve iffetli olması ayrı bir emirdir. Bunlar birbirine bağlanarak “Kadınlar açık gezdikleri için bu işleri teşvik ediyorlar” gibi bir yaklaşım Müslüman yaklaşımı olamaz. 

Bu çok çarpık bir gözlemdir. Müslüman her ortamda gözünü muhafaza eder, önüne bakar, milletin karısına-kızına kötü gözle bakmaz. İnsanlar açık gezebilir, bizim onlara karışacak veya engelleyecek bir şeyimiz yoktur. Mühim olan kendi gözümüze sahip olmaktır.   

BAK MÜJDEYE BAK!

“İki Müslüman karşılaşıp musafaha ederlerse, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e salavat getirirlerse o iki kişinin elleri geçmiş ve gelecek günahları af olmadan birbirinden ayrılmaz.” Bak müjdeye bak! Bu “gelecek günahları” müjdesi birçok hadiste olmaz. Alimler bu “gelecek günahları” meselesini 20-27 noktada toplamışlar. 

MAĞFUREN VUKU BULACAK

Gelecek günahlar demek; günahın vuku bulduğu anda bile mağfuren vuku buluyor. Burada en aklımıza yatacak mana şöyle ki; o günahlar kalmayacak, çünkü mutlaka o günahlardan tövbe nasip olacak. Tövben de kabul edilecek ki bu amele muvaffak etti seni.  Buradan ona bir müjde çıkarıyoruz. Kul kusursuz durmayacak ama günahla da ahirete gitmeyecek inşallah. Mutlaka tövbesine muvaffak edilecek. “O iki kişinin elleri geçmişleri ve gelecekleri bağışlanmadan birbirinden ayrılmayacak.” 

MEZARLIKLARDA MUM YAKMAK

Türbeye  gelen giden ziyaretçiler oluyor. Yolda kalanlar, türbede yatanlar, hastasını götürenler oluyor.  Adetler böyledir. Tekkelerde kalanlar oluyor. Oraya ışık lazım. Işık temini için gönderiyor. 

“Mezarlıklarda mum yakmayın” falan diyorlar. Eğer ki sen bir dilek tutup da o dileğin kabul olsun diye mum yakarsan o caiz değil. Ama evvelce mezarlıkta ışık yoktu. Gece ziyarete gelse adam ışık olmadığı için tökezlenecek. Onun için kandil, mum falan yakarlardı gelene gidene kolaylık olsun diye. 

Adam bir evliyayı, sahabeyi ziyarete gidecek, Kur’an, salavat okuyacak, zikredecek sevap yapacak. Adam bidat yapmayacak ki. 

Onun da gelmesine gitmesine mumun yani ışığın yardımı olur. Mezarlıklar hala kapkaranlık. O mum oradan kalıyor. Diyanette bir şey bilmez “Mezarlıklarda mum yakmayın, çaput bağlamayın, dilek tutmayın” diye yazı yazmış. Deli miyiz, tabiki yapmayız! Ne yazıyorsun onu oraya?! Sanki çok büyük bir ilim keşfettiler. Çaput kim bağlıyor? Mum niye yakalım zaten ışık var. Bunlar ne kadar gericilik yapıyorlar yahu. Işık dönemindeyiz Diyanet! Elektrik var, ışıklar geldi. Biz mum yakmayız. Deli mi millet?! 

HA ÖLÜYE HA DİRİYE

Mesela İmam Nablusi “Bir adam falan evliyanın kabrine şu kadar mum göndereceğim diye adasa, bu adak sahihtir yapması lazımdır” diyor. Çünkü o zaman elektrik yok. Bir söz veriyorsan, o sözü yapman lazım. Ha ölüye söz verdin ha diriye söz verdin. O mübarek zat vefat etti diye onun Allah’ı ölmedi ki. Sen söz verdin, Mevla şahittir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi