Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Işid bir oyundur

Işid bir oyundur

IŞİ­D’­i  gâ­vur­lar Müs­lü­man­la­rı  dün­ya­ya kö­tü   gös­ter­mek   için kur­du.   Amaç­la­rı   Bü­yük Or­ta­do­ğu   Pro­je­si­’ni ha­ya­ta   ge­çi­re­rek,Ehl-i Sün­net    va­tan­la­rı­nı Ya­hu­di­’ye    ver­mek. En   bü­yük des­tek­çi­le­ri de İran.

IŞİD her gün pı­ra­sa gi­bi doğ­ra­yıp du­ru­yor. Bir de ya­kı­yor­lar ar­tık. Bil­mi­yo­rum bun­lar fo­to­mon­taj mı­dır ne­dir? Cid­di­ye al­ma­ma­ya baş­la­dım. Bun­lar na­sıl in­san ya­hu?! Ha­dis-i şe­rif­te “Al­la­h’­ın aza­bıy­la azap et­me­yi­n” buy­ru­lu­yor. Ateş Al­la­h’­ın aza­bı­dır. En bü­yük gâ­vu­ra bi­le ateş ile azap ca­iz de­ğil­dir, ha­ram­dır. 

Ama on­lar­da mez­hep var mı, ha­dis var mı, din var mı?! Yok! Ada­ma ne di­ye­cek­sin o za­man. 

HA­Dİ SEN DE GEL

Gâ­vur­lar on­la­rı kur­dur­muş ki “Müs­lü­man­lar böy­le yam­ya­m” di­ye dün­ya­ya gös­ter­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. Ja­pon­lar­dan da bi­ri­ni kes­tir­di ki “Sa­vaş va­r” de­di­ğin­de Ja­po­n’­a “Ha­di sen de ge­l” di­ye­cek. Ür­dü­n’­e “Ha­di gir ba­ka­lım bu işin içi­ne, bak se­nin pi­lo­tu­nu yak­tı­” di­ye­cek. Şu an­da 40 ül­ke des­tek ve­ri­yor­muş. Des­tek­le­ri art­tır­mak is­ti­yor­lar. 

Ne­den? Çün­kü Bü­yük Or­ta­do­ğu Pro­je­si­’ni ha­ya­ta ge­çir­mek için, Ira­k’­ı, Su­ri­ye­’yi her ye­ri iş­gal et­mek için. En bü­yük des­tek­çi­si ve yar­dım­cı­sı da Şi­a İran. Onun­la bir­le­şip bü­tün Ehl-i Sün­net va­tan­la­rı­nı böl­dü­rüp, par­ça­lat­tı­rıp, Ya­hu­di­’ye ver­dir­mek için kur­du­rul­muş bir pro­je­dir. 

Biz bun­la­rı an­la­tır­ken her­kes “Ne var ne yok bek­le­ye­lim ba­ka­lı­m” di­yor­du. Za­ten ha­dis-i şe­rif­ler bi­ze her şe­yi bil­dir­miş­ti. Al­lah şer­le­rin­den mu­ha­fa­za ey­le­sin. 

BiZDE PEYGAMBER SEVGiSi YERLESMEMiS!

Hazreti Ebu Bekir’in Müslüman olmasıyla birlikte Müslümanların sayısı 38’e çıktı. Hazreti Ebu Bekir bunun üzerine “Açığa çıkalım Ya Resullellah” diye ısrar etti. Bu işi millet hep Hazreti Ömer ile oldu bilir. Meselinin altına girelim şimdi. 

Hazreti Ebu Bekir’i, Hazreti Ömer hiçbir işte geçemedi. Hazreti Ömer her meselede olduğu gibi “Ya Eba Bekir! Hangi işte öne atılsam mutlaka beni geçtin” dedi. Geçer arkadaş. O Ebu Bekir (Radıyallahu Anh). 

ÇIĞIR AÇTI

Hazreti Ömer pehlivandı, yiğitti tamam buna diyecek laf yok. Müslümanların sayısı 40 olunca ortaya çıktı. Ama Hazreti Ebubekir sayı daha 38 iken ortaya çıktı. Hazreti Ebu Bekir ile Hazreti Ömer’in farkı şu: Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) dayak yedi, çok eziyet çekti. Hazreti Ömer dayak yemedi, dayak attı. “Varsa karısını dul, çocuğunu yetim bırakmak isteyen buyursun çıksın karşıma” dedi. Hazreti Ebu Bekir ile farkı o. Ama çığırı açan Hazreti Ebu Bekir. 

GRUP GRUP AYRILALIM

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Ya Eba Bekir! Biz azız” dedi. Yani “38 kişi bu işe yetmez” dedi. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yönetici tabi, ümmeti düşünmek zorunda. Ebu Bekir Sıddık (Radıyallahu Anh) “Bu böyle yürümez. Gizli gizli nereye kadar. 

Bir şey yapmamız lazım” dedi. “Ne yapacağız?” diye sorulunca “Mescide çıkalım. Grup grup ayrılalım” dedi.  

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu kabul ederek “Tamam,  topla arkadaşları mescidin etrafında 3-5 kişilik gruplar yapalım. Herkes aşiretiyle otursun” buyurdu. Neden aşiretiyle? Çünkü aşireti Müslüman olmasa bile kavmiyetçilik devreye girer. Onlara bir saldırı olursa aşiret de devreye girer onları korurlar diye. 

KAFALARI DAZLAK MOLLALAR

Ebu Bekir Sıddık Kureyş kabilesinden ama altta da boylar var. Ebu Bekir Sıddık da Teymoğulları'ndan. Herkes mescidde otururken Hazreti Sıddık bir atak yaptı. Kalktı ayağa hutbe okudu. Bu Ebu Cehil döneminde oluyor. Rasulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) de mescidde oturuyor. İlk hutbeyi okuyan Ebu Bekir Sıddık’tır. Kolay mı oluyor bu birincilik?! Kolay mı oluyor bu önderlik?! 

Ondan sonra Hazreti Ali mi üstün? Hazreti Ebu Bekir mi üstün? Hazreti Ömer bile “Bütün ömrümün ibadetinin hepsi Hazreti Sıddık’ın mağaradaki bir gecesine feda olsun” diyor. Sen ne konuşuyorsun! Hazreti Ali ile Ebu Bekir’i tartışmaya, çarpıştırmaya, yarıştırmaya açıyorsun! Sen kimsin! Hey gidi kafaları dazlak mollalar! Takke bile yok kafanızda be! Akıl uçmuş başınızdan! Sen ne konuşuyorsun! 

Hazreti Ali’ye sor bakalım kim efdalmiş?! 

İLK HATİP EBU BEKİR

Bugün Efendimiz’den sonra Hazreti Sıddık olmasa zekât diye bir şey kalmamıştı. Mürtet olmuştu bütün Arap kabileleri. Hazreti Sıddık 2 senesini mürtetlerle savaşa verdi. Hazreti Ömer bile “Yahu namaz kılıyorlar bari bırakalım” dedi. Hazreti Ebu Bekir “Namazla zekâtın arasını ayıranın kafasını ayırırım” dedi. Hazreti Sıddık o. 

Sen onun cesaretini, şecaatini biliyor musun?! Allahu Teâla’ya imana ve Resulu (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e ittibaya davet eden tarihteki ilk hatip Ebu Bekir Sıddık (Radıyallahu Anh)tır. 

BURNU SEÇİLMİYORDU

Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) hutbede müşriklere dönerek “Bütün kâinatın yaratıcısı olan Allahu Teâlâ’yı bırakıp, niçin gidip, bu âciz putlara tapıyor, onlara yüz sürüyorsunuz. 

Gelin, Allah’a ve O’nun Resul’ü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e iman edin!” dedi. 

Bunun üzerine müşrikler, hep birlikte Ebu Bekir Sıddık’a saldırdılar. Şiddetli şekilde Hazreti Ebu Bekir’i dövmeye başladılar. Ebu Cehil ayarında en büyük fasık Utbe Bin Rebia takunyalarla Hazreti Ebu Bekir’in bütün yüzünü dağıttı. Hazreti Sıddık öyle bir hale geldi ki yüzünde burnu seçilmiyordu. O arada Teymoğulları geldiler. Müşrikleri “Durun, burada bir din davası olabilir ama akrabalık davası da var” dediler. 

Teymoğlulları müşrikleri defettikten sonra Hazreti Ebu Bekir’i elbiseye sararak evine götürdüler.  Ama herkes kesin öldü gözüyle bakıyor. Öyle darbe yemiş yani. 

AĞZINDAN ÇIKAN İLK SÖZ

Sahabe-i Kiram’dan bütün ailesi Müslüman olan tek kişi Ebu Bekir Sıddık (Radıyallahu Anh)tır. Hz. Ebû Bekir, uzun bir süre kendisine gelemedi. Ayılması için yapılan bütün gayretlerden bir netice alınamıyordu. Artık, ümitsiz bir şekilde başında beklemeye başladılar. Nihâyet akşamüstü biraz kendine gelir gibi oldu. Gözünü açar açmaz, ağzından çıkan ilk kelâm şuydu: “Resûlullah, ne yapıyor, O ne hâldedir? O’na bir şey oldu mu?”

YALAN KONUŞMAYALIM

Sevgi budur! Bayıldığın zaman ayıldığında ilk sayıkladığındır sevgili! Dirilirken ilk aradığındır sevgili! Başına en büyük bela geldiği zaman düşüneceğindir sevgili! Öyle paniklediğinde unuttuğun, dayak yiyince unuttuğun, laf işitince kaçtığın, korkuyu görünce terk ettiğin sevgili olamaz. Öyle bir sevgi, kuralı, kaidesi yok. Seven sevdiğine itaat eder. Çok anar, çok hatırlar. Canını, malını sevdiğinin yoluna feda eder. Bizde Allah Resulü'nün sevgisi yerleşmemiş! Yalan konuşmayalım. Yalancılık yapmayalım bizde yerleşmemiş. 

BÜTÜN AĞRILARINI UNUTTU

Annesi Ümmülhayr sevinç içinde “Yavrum, bir şey arzu eder misin, yiyip içmek ister misin?” diye sordu. Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) “Anneciğim, ben Resûlullah’a bir şey oldu mu diye soruyorum. O’nun hakkında bana bilgi getirmediğin takdirde, ne bir lokma yerim, ne de bir şey içerim.” diye cevap verdi. Annesi de “Evlâdım, vallahi, O’nun hakkında bir bilgim yok. Onun için sana cevap veremiyorum. Sen biraz ye, kendine gel. Sonra O’nun durumunu öğrenirsin.” dedi ancak Ebu Bekir Sıddık “Hayır anne!.. Sen Ümmü Cemil’e git ve de ki: Oğlum Ebû Bekir, senden Resûlullah’ı soruyor. Acaba ne hâldedir?” dedi. Annesi hemen gidip, Ümmü Cemil’e durumu anlattı. 

Daha sonra, annesi ve Ümmü Cemil’in yardımıyla, Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) yavaş yavaş Müslümanların toplandığı yer olan Darül Erkam’a vardı. 

Peygamber efendimizi sağ sâlim görünce çok sevindi, Resûlullah’a sarıldı. Artık bütün ağrılarını unutmuştu. Peygamber efendimize “Yâ Resûlallah! Bu benim annem Selma’dır. Ona dua etmenizi istiyorum. O da hidayete kavuşsun!” dedi. Peygamber efendimiz dua buyurdu. Böylece annesi de, iman ile şereflendi ve ilk Müslümanlardan oldu.

Bayıldığın zaman ayıldığında ilk sayıkladığındır sevgili! Dirilirken ilk aradığındır sevgili! Başına en büyük bela geldiği zaman düşüneceğindir sevgili! Öyle paniklediğinde unuttuğun, dayak yiyince unuttuğun, laf işitince kaçtığın, korkuyu görünce terk ettiğin sevgili olamaz. Öyle bir sevgi, kuralı, kaidesi yok. 

Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) hutbede müşriklere dönerek “Bütün kâinatın yaratıcısı olan Allahu Teâlâ’yı bırakıp, niçin gidip, bu âciz putlara tapıyor, onlara yüz sürüyorsunuz. Gelin,   Allah’a ve O’nun Resul’ü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e iman edin!” dedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi