Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Kızını-hanımını çekip koyma şu telefona !

Kızını-hanımını çekip koyma şu telefona !

Adamın bir cep telefonu var. Onda da internet bağlı. Dünyanın bütün günahlarını işleme olanağı küçücük kutuda. İstediğinle mesajlaş, istediğinle müstehcen konuş, istediğin kötü siteye gir, istediğin yerde randevulaş, her şey küçücük kutunun içinde. 

Cep telefonu eskiden olsa kimse evliya olamazmış eski ümmetten yahu! Bu ne bela yahu! İsteyen için bütün günahların kutusu. 

KURT OLMUŞSUNUZ

Ama benim gibi olursan o ayrı. Ben mesaj atmayı bilmem. Numarayı bulamam, internete giremem. Bilmiyorum. Sadece telefona bakabiliyorum. O kadar. Ama siz maşallah kurt olmuşsunuz! Biraz az bilin! Uğraşmayın şu işlerle. 

Yenilik, yenilik, yenilik… Cehenneme girmenin yeni yolları. Bırakın şu yenilikleri. 

Her gün yeni bir şey çıkıyor. Herkes birbirinin yediğini, içtiğini görüyor. Bu ne rezillik yahu! Ortaya atıyorlar her şeyi. Böyle bir şey olabilir mi?! Herkesin bir mahremi var. “Ya ben kadın arkadaşıma attım bunu” diyorlar. O kadın kocasına gösteriyor seni. Sen ne anlamaz bir insansın! Şu kadınların ne işi var internette resim atmakla. Kadınlar kocalarına gösteriyor. Veya kadın yokken çocuğu alıp bakıyor. Çocuğunun arkadaşının eline geçiyor. Siz ne meraklısınız yüzünüzü göstermeye. Kimisinin boynu da, kolu da açık. Yazıklar olsun! Bu kadar senedir konuşuyoruz. Koymayın resim ölür müsünüz yahu?! Telefonu değiştiriyorsunuz. Götürüp satıyorsunuz telefonculara. Orada içindekilerin hepsini alıyorlar. “Sen sildim” desen bile alabiliyorlar. Hatıra fotoğrafıymış! Yahu kızını, hanımını çekme! Koyma şuraya! Alırken-satarken telefonun içini çıkarıp seyrediyorlar. 

KISKANIN BİRAZ

Yapmayın! Milletin ne gözle bakacağı belli değil. Herkesin gözü göz değil. İnsanların senin karını, kızını görmesine ne lüzum var?! Namuslu olun biraz! Namusunuzu arttırın! Kıskanın biraz yahu! 

Rasûlüllâh (Sal­lâllâhu Aleyhi ve Sellem) Hazreti Sa‘d’a: “Senin hanımına biri bakarken görsen ne yaparsın?” diye sordu. O da “Gözünü çıkarırım” diye cevap verdi. Rasûlüllâh (Sal­lâllâhu Aleyhi ve Sellem) sahabeye dönerek “Sa‘d’ın kıskançlığına şaşırdınız mı? Vallahi ben ondan daha kıskancım. Allah benden daha kıskançtır” buyurdu. Onun için bu kadar haram, yasak koydu ki kimse kimsenin namusuna bakamasın, dokunamasın. Niye tokalaşmayı, bakmayı yasak ediyor? Niye mahremsiz çıkmayı yasak ediyor? Ama sen hatıra fotoğrafı diye karını-kızını cep telefonuyla çekiyorsun. “Ben kimseye göstermiyorum” diyor. Yahu bu cep telefonunun içinde olduğu sürece Amerika istediği anda istediği numaradan girip, onun bütün envanterini alabiliyor. “Amerika benle mi uğraşacak?” diyorsun. 

SAKININ, SAKINDIRIN

Yahu seninle uğraşmaz benimle uğraşır belki ama seninle de uğraşan biri çıkar. Amerika uğraşmaz, başka biri uğraşır. Kıskananın, dostun, düşmanın var. Telefonu satıyorsun, içindekini aldım zannediyorsun. Hepsini geri alıyorlar yahu. Çekmeyin, çektirmeyin. Bu kadın-kız işine çok dikkat edin. Hanımınızı-kızınızı sakının, sakındırın. Atmasınlar böyle şeyler. Küçük kız bile olsa yapmayın. 

Kötü gözlü insanlar var. Küçük çocuğa bile şehvetle bakan insanlar var. Allah ıslah etsin. Ama var yani var. Koymayın bu resimleri telefonlara, internetlere yahu! 

BiZiMLE UĞRAŞAN ÜNLÜ OLUR!

Adamın biri meşhur olmak için gitmiş hac zamanı kuyuya işemiş. Şair de “Zemzem kuyusuna gidip işeyeni millet anar. Tarihe geçti ama lanetle geçti. Sen rahmetle anılmaya gayret et evladım” demiş. Onun için bize toslayan meşhur olur. Ama hiç iyi bir meşhurluk olmaz. Yarın bir gün onun kabrine gidip kimse Fatiha okumaz. Onun için biz “Dönüş yaptım, tövbe ettim, yanlış anlamışım” demesini bekleriz. 

Çünkü böyle diyenleri de yeniden gündeme getirip takdirle ve tebrikle anma kabiliyetimiz de var. “Aman ya boş ver. Düzeldiyse de konuyu kapatalım” demeyiz. Düzeleni de size en evvel ben ilan ederim. 

MÜSAADE EDEMEYİZ

Abdülaziz Bayındır’dan bekliyoruz. Mustafa İslamoğlu’nda bekliyoruz. Allah hepsini ıslah etsin. 

Allah hepsine hidayet versin. Rasûlüllâh (Sal­lâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Ben lanetçi gönderilmedim” buyurdu. Hiçbirine beddua, lanet etmiyoruz. Ama bu millete ulaşan ifsatlarından Allah bu milleti muhafaza eylesin. Çünkü yayın yapıyorlar, konuşuyorlar, kitap yazıyorlar. 

Millet bunları okuyor. Çoluk-çocuğu dinden çıkıyor. Kaderi inkâr ediyor, Amentü’yü 5’e indiriyor. Buna da bizim müsaade edecek halimiz yok. Bu kadar da reddiye yapmazsak, o zaman hocalık yapmamamız lazım. Bu vazifeyi yapmıyorsak geri çekilip evde kocakarılar gibi oturmamız lazım. Gerçi ben kocakarı gibi oturuyorum evde. Durumum, halim vaktim yok.  Ama konuşuyorsam konuştuğum sürece Ehl-i Sünnet’i müdafaa etmek zorundayım. 

CEMAATE ADAM YOK, HORONA ADAM COK!

 

Ali Haydar Efendi “Mahmut evladım İblis uyur mu? Tarla kazar mı? Çoluk çocuğuna mama yapar mı?” diye sorarmış. Bütün millet şaşırırmış. Tam bilmedikleri zaman susarlarmış. Ali Haydar Efendi de “Evladım şeytanın bir işi olsa biz de nefes alırdık. Anlasana hiç nefes alamadığımıza göre devamlı bizle uğraşıyor” dermiş. 

İBLİS OMUZUNA OTURUR

İşi olsa o arada biz de şeytanlıktan kurtuluruz. Ama o durmuyor. Onun için adam yorulmadan şeytan yorulmaz. Adam şarkı, türkü başladığı zaman başlıyor horon oynamaya, halay çekmeye. Ben 2 dakika oynasam felç olmuş gibi yatarım. 

Yahu “2 rekât namaz kıl” desen “Oram ağrıyor, buram ağrıyor. Abdest yok. Su uzakta” diyerek nasıl sıvışıyor. Düğün dernekte “Hadi cemaatle namaz kılalım” diyorsun bir de bakıyorsun 50 kişiden 5 kişi kalmış, hepsi sıvışmış. “Horon var” desen 50 kişiye bir 50 kişi daha katılır. Nasıl oynuyorlar yahu?! Hadis-i şerifte “Adam oynamaya, şarkı söylemeye başladığı zaman iblis sırtına oturarak ayaklarını omuzlardan sarkıtır ve adamı göğsünden harekete geçirir” diyor. Adam anlamıyor tabi. Oynadıkça oynayası geliyor. “Zor kalktım, şimdi de duramıyorum” diyor. Ee mübarek iblis iki omzuna oturmuş tabi. 

SEN YORULURSUN

Adamın biri “Ben teheccüd kılacağım. 12 rekât kılsam veya 20 kılsam. Ya da 50 kılsam” diyor. Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sel­lem) “Sen yorulmadan Allah sevap vermekten yorulmaz” buyuruyor. İblis de sen yorulmadan yorulur mu?! 

İblisin ne işi var da nereye gitsin?! Yine sonunda sen yorulursun “Haşatım çıktı, biraz oturalım yahu” diye söylenirsin. 

Her gün yeni bir şey çıkıyor. Herkes birbirinin yediğini, içtiğini görüyor. Bu ne rezillik yahu! Ortaya atıyorlar her şeyi. Böyle bir şey olabilir mi?! Herkesin bir mahremi var. Hanımınızı-kızınızı sakının, sakındırın. İnternete fotoğraf atmasınlar.

Hadis-i Şerif

‘İçerisinde güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür! 

Adem o günde yaratıldı, o günde cennete girdirildi, o günde oradan çıkartıldı ve o günde kıyamet kopacaktır! 

O günde öyle bir saat var ki, Müslüman bir kul o saate denk getirerek Allah’tan hayırlı bir şey isterse, Allah onun isteğini verir’ buyurdu.” 

( İbnu’l-Munzir el-Evsad 1714, Müslim 854/1717, Ebu Davud 1046, Tirmizi 491, İbni Hibban 2772, Malik 1/108, 109, Begavi 1050, Abdurrezzak 5583, Ahmed 10307, Albânî İrva 3/227)

Ayet-i Kerime

Ey iman edenler, Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman, hemen Allah’ı zikre, namaza, Allah’ın övünç kaynağı kelâmıyla ilgili açıklamaları dinlemeye, Allah’a şükretmeye koşun. Çarşılardaki, pazarlardaki, alışverişi, ticarî faaliyeti bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi