Seciye ve liyakat meselesi
Aday adaylarının belli olmaya başladığı şu günlerde adaylık kriterleri üzerine düşüncelerimi aktarmaya devam edeceğim.
Seciyesi bozuk insanlara toplumun vekaletini vermeyin. Sizi satar, misyonuna ihanet eder. İşi ehline verin.. Ehliyet; ibadet ve ukubat dışında imandan önce ele alınması gereken bir konudur. Ehliyet sadece mücerret bir “iyi adam” olma meselesi değildir. Sakın memleketçilik, hemşehricilik, kabilecilik, cinsiyetçilik, cemaatçilik, tarikatçılık yapmayın. Bunlar da bir nevi ırkçılıktır. Irkçılık ilk haram, laneti ilk hakedendir.
Siyaset ve servet, insanların öteki yüzünü dışa vurduran mesleklerdir. Yoksulken yardım etmeyi radikal şekilde savunanlar servete kavuştuklarında çok cimri olabilirler.. Kendi başına iken aşırı tevazu gösterenler iktidar sahibi olunca ceberut, müstekbir biri haline gelebilir.. Aslında o eskiden de öyledir de ötekileri kıskandığı için öyle davranmaktadır. Kendi ezilirken, ötekilerin cömert ve şefkati işine gelmektedir.
Bir başka işte verimli, başarılı olan biri, bu belediye başkanı ya da akademisyen olsun, eski işinde gösterdiği başarıyı siyasette gösteremeyebilir.. Taş yerinde ağırdır.
Başkalarına tevazuyu öğütlerken kendi kibrinden yanına yaklaşılmayan nice insanlar vardır. Bunların kimi de din bilgini sıfatı taşır. “Ey bilginler, kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip, kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?”
Kimi cemaat ya da kanaat önderleri, liderler vardır, başkalarına karşı son derece nazik, şefkatli, anlayışlıdırlar da, ellerinin altındakilere karşı ceberut, aşağılayıcı, hakaretler yağdıran bir davranış içindedirler.
Kimi siyasetçiler ve bürokratlar da vardır ki, üstlerine karşı muti, astlarına karşı, aşağılayıcı ve baskıcıdırlar. Üstlerine yaltaklanır, astlarını ezerler. Güç ve yetkiyi tek elde tutmaya çalışırlar.. Bürokrasiden gelen aday adaylarına bu gözle bakın, amir, memur ve vatandaş ilişkisi ne. Rüşvet ve torpil var mı? “Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalar. Rüşvet alan biri bir bostan karşılığında bir bağı satar.”
İyi bir Müslüman görünüp de fuhuş yapıyorsa büyük ihtimalle alkol de alıyordur. Ya da alkol alıyorsa fuhuş konusunu araştırın. Kutsalına ihanet eden birine güvenmeyin, size de ihanet eder.. Tefecilik yapan solcuya, köftecilik yapan Hindu’ya güvenmeyin!
Gıybet, dedikodu, kehanete meraklı tipleri, ikiyüzlü, fitne çıkartan tipleri de eleyin bakalım o listelerden geriye ne kalacak. Ve tabii bir de adaylarınızın dış ilişki ve bağlantılarına da bir bakın, bu bir risk de olabilir, bir avantaj da..
Bu kriterler aslında bütün partiler için önemli.. Keşke CHP de, MHP de, HDP de insan kalitesini yükseltse, daha saygın bir parlamento profiline sahip olsak.. Sonuçta tencere yuvarlanacak kapağını bulacak. Bizim parlamentomuz da bize benzeyecek. Ve biz kendi hakkımızdaki hükmümüzü değiştirmeden Allah (cc) da bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.
Şunu da görelim, ne kadar dikkat ederseniz edin, fire olacak. Şu da olacak, iyi gelip sapıtanlar olduğu gibi, kötü gelip iyi olanlar da olacak.
Adayların çok yönlü incelenmesi gerek, daha genç, daha dinamik bir parlamentoya ihtiyacımız var.. Önce nasıl bir Türkiye vizyonuna sahibiz ona bakmak gerek. Bu parlamentodan ne istiyoruz, önümüzdeki dönemin 5 temel, öncelikli konumuz ne? Anayasa değişecek ve kapsamlı bir idare ve hukuk reformuna gidilecek.. Bu konuda kim uzman.. Terör ve çatışma bölgelerinde barış ve güvenlik, kalkınma sorunları ikinci sırada. Global ekonomi, sürdürülebilir kalkınma, yeni dünya düzeni ve uluslararası düzen ve örgütlerin yeniden yapılandırılması, AB ve uluslararası ilişkiler 3. sırada. İslam dünyası ile ilişkiler, ekonomik, kültürel, siyasi ilişkilerin geliştirilmesi ve güvenlik sorunu, yeniden yapılanma 4. sırada ve son olarak da, adaletten barıştan, özgürlükten yana, herkesin inandığı gibi yaşadığı, düşündüğünü özgürce ifade edebildiği, katılımcı, çoğulcu, şeffaf yeni bir medeniyetin ihyası ve inşası.
Genel merkezler, il teşkilatları aday adaylarını umarım bir de bu gözle değerlendirirler. Muhakkak onların kendi tecrübeleri ile geliştirdikleri yöntemler de vardır.
Hele adaylar belli olsun, propaganda yöntemleri, üslûb ve muhteva konusunda da söyleyeceklerim var.. Adaylara bir hatırlatma, bu kadar ağır veballi bir işi nasıl bu kadar kolay kabullenebiliyorsunuz! Unutmayın, sadece yaptıklarınızdan ve söylediklerinizden değil, yapmanız gerekirken yapmadıklarınız ve söylemeniz gerekirken söylemediklerinizden de hesaba çekileceksiniz.. Şu günlerde Akif’in “Kocakarı ve Ömer” şiirini bir okusanıza..
Şunu da söyleyeyim, işi bile bile ehline vermeyip, hangi saikle olursa olsun, bir kişiyi haketmediği bir makama taşıyanlar, bu yaptıkları işten dolayı, kişinin yediği her halttan suç ortağı olacaktır.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.