Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Doğan görünümlü Şahin

Doğan görünümlü Şahin

Önce, ‘Yazar efendi, şu konuyu ne zaman yazacaksın? Dişli olayına ne zaman gireceksin’ diyen ağzı bozuk serseri takımına bir çift söz söylemek istiyorum:

Hırsızın dinlisi dinsizi olmaz tosunum.

Hırsız hırsızdır.

Bizim hırsız, sizin hırsız da olmaz.

Hırsız Deniz Feneri Derneği’ne de sızabilir, Atatürkçü Düşünce Derneği’ne de...

Din ve merhamet duygularını da sömürebilir, vatan duygularına da...

Sonuç değişmez.

Hırsızdır.

Suistimal yapan da ‘Dişli’ de olsa, ‘Dişsiz’ de olsa suçludur.

Doğan görünümlü de olsa suçludur, Şahin görünümlü olsa da suçludur.

Dolayısıyla, Deniz Feneri Derneği’ndeki hırsızlar da tez elden ayıklanıp en ağır cezaya çarptırılmalıdır. İster Başbakan’ın tanıdığı olsunlar, ister Ahmet Hakan’ın eski arkadaşları...

Bu kadar basit...

Bu kadar basit bir şeyi neden mi yazmıyorum?

Bu kadar basit bir şeyi neden yazayım?

Bugüne kadar bu köşede mahkemece onanmamış hangi ‘yolsuzluk’ haberini okudunuz? Kime sataşıldığını, kimin parasıyla puluyla uğraşıldığını, kimin düşünce ve yaşam tercihinin sorgulandığını gördünüz?

İşte Aydın Doğan’ın müesseseleri yazıp duruyor.

Deniz Feneri Derneği’nde yolsuzluk yapılmış.

E, yapıldıysa, konu Alman adli makamlarına intikal etmiş, ince bir biçimde soruşturuluyor... Daha ne?

Üstelik, yeni bir olay da değil.

El değiştirmeden önceki Kanal Türk’ün izleyicileri, Deniz Feneri Derneği olayının yeni olmadığını, bir yıldır Almanya’da bu meselenin konuşulduğunu bileceklerdir.

Kanal Türk’ün bir sene önceden duyduğu ve duyurduğu bir olayı, Türkiye’nin en büyük ‘medya grubu’ yeni mi haber aldı?

Bu ne aymazlık!

Bu ne genişlik!

Hatta, bu ne sünepelik!

Davut Dişli, siyasi nüfuzunu kullanarak ve tabii imar planını değiştirterek, ortakları için satın aldığı arsaya değer kazandırmıştı. Bir tür nüfuz suistimali yapmıştı. Bundan da arsanın ilk sahibi zarar görmüştü. Daha doğrusu, yeterince kár elde edememişti.

Deniz Feneri’ni yeni duymuş gibi yapan medya patronu da, Şişli Belediyesi’ne imar planını değiştirtmek suretiyle, Hilton arazisine birtakım çirkin apartmanlar kondurmak istiyor.

Buna izin vermeyen siyasilere de, Davut Dişli ve Deniz Feneri olayıyla şantaj yapıyor.

Bunu ben söylemiyorum.

Başbakan söylüyor.

Hilton arazisi 255 milyon dolara satılmıştı. İmara kapalı cari değeri üzerinden...

İmara açıldığında, bu değer 10’a katlanacak ve medya patronu 2.5 milyar dolar tatlı kar elde edecek. Dolayısıyla, halkın vergileriyle kurulmuş Emekli Sandığı 2.5 milyar dolar zarara uğramış olacak.

Bütün karın ağrıları bu işte...

Bir de, ‘Başbakan bizden biat etmemizi istiyor. Biz Bağımsız bir medya grubuyuz’ türünden laflar ediyorlar.

Darbecilere biat ediyorsunuz ama...

Elinize tutuşturulan her metni sormadan, soruşturmadan, doğruluğunu test etmeden yayınlayabiliyorsunuz...

Karargahta pişen ‘andıç’ları perva göstermeden manşete çekebiliyorsunuz...

Başkasının ‘testis’inden medet umabiliyorsunuz...

Grup çıkarları için her türlü ‘asparagasa’ tevessül edebiliyorsunuz...

Sonra da utanmadan ‘Biz Bağımsız bir medya grubuyuz’ diyorsunuz ve bizden buna inanmamızı bekliyorsunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi