D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Çok Yaşa Yaşar!

Çok Yaşa Yaşar!

İki ha­ber ga­ze­te­le­rin pa­zar nüs­ha­la­rın­da bi­rin­ci say­fa­dan “de­ğer­len­di­ril­di­”. Ba­zı­la­rı bi­ri­ne ağır­lık ver­di, ba­zı­la­rı di­ğe­ri­ne. Bir kıs­mı iki ha­ber­den bi­ri­ni hiç gör­me­di. İki­si­ni bir­den gör­me­yen­ler de var el­bet­te!

Te­rör ör­gü­tü­nün si­lah bı­rak­ma­sı ile il­gi­li açık­la­ma, ga­ze­te­le­rin ço­ğu­nun bi­rin­ci say­fa­sı­nın önem­li bir kıs­mı­nı kap­la­dı. Bu ha­be­ri önem­siz­leş­tir­mek is­te­yen­ler için Ya­şar Ke­ma­l’­in ölü­mü can si­mi­di et­ki­si yap­tı. Ba­zı ya­zı iş­le­rin­de “tam za­ma­nın­da öl­dün Ya­şar ba­ba, yok­sa biz bi­rin­ci say­fa­yı ne ya­pa­cak­tık!” çığ­lık­la­rı­nın atıl­dı­ğı tah­min edi­le­bi­lir! 

Bun­lar öl­çü­süz Ya­şar Ke­mal med­hi­ye­le­ri ile dik­kat­le­ri hem top­la­mak, hem de da­ğıt­mak is­te­di­ler. “Ya­şar Ke­ma­l’­i kay­bet­tik yer gök ağ­la­sı­n” (Hür­ri­yet) ve “Yer Ya­şar gök Ke­ma­l” (Cum­hu­ri­yet) ör­nek­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi... Ta­bi­i Ya­şar Ke­ma­l’­in ölü­mü ar­tiz­ler ale­mi­nin de müt­hiş yo­rum­la­rı­na yol aç­tı. Ço­ğu eli ki­ta­ba değ­se al­kol­le yı­ka­ya­cak cins­ten er ve di­şi ki­şi­ler ömür­le­ri­ni Ya­şar Ke­mal oku­ya­rak ge­çir­miş gi­bi ah­kâm kes­ti­ler...

Bir ta­raf­tan şu­nu söy­le­ye­bi­li­riz: Öle­nin ar­ka­sın­dan iyi ta­raf­la­rı söy­le­nir ve ona gö­re öne­mi bi­raz mü­ba­la­ğa edi­lir. Bu du­rum­da bi­le ba­sı­nı­mı­zın öl­çü­yü ka­çır­dı­ğı ko­lay­ca gö­rü­le­bi­li­yor. 

El­bet­te Ya­şar Ke­mal (so­ya­dı Göğ­çe­li) önem­li bir ya­za­rı­mız­dı. Ba­ba­sı Er­me­ni ko­mi­ta­cı­la­rın kat­li­amın­dan kur­tul­mak için Va­n’­dan aşi­re­ti ile hic­ret et­miş­ti. Ada­na­’da yer­leş­miş, Ke­mal Sa­dık (ya­za­rın asıl is­mi) da Ada­na­’nın He­mi­te (Göğ­çe­li) kö­yün­de doğ­muş­tu. Köy­lü, ara­la­rı­na son­ra­dan ka­tı­lan bu ai­le­ye ay­rık­sı dav­ran­ma­mış­tı. 

Ço­cuk yaş­ta iken ba­ba­sı­nın ca­mi­de bı­çak­la­na­rak öl­dü­rül­me­si on­da ka­lı­cı bir kı­rıl­ma (trav­ma) mey­da­na ge­tir­miş ol­ma­lı­dır. Ya­şar Ke­mal Ala­in Bos­qu­et’­e bu hu­sus­la il­gi­li şun­la­rı söy­lü­yor: “Ben dört bu­çuk ya­şın­day­ken, ba­bam ca­mi­de na­maz kı­lar­ken onu, Va­n’­dan ge­lir­ken ölüm­den kur­ta­rıp bes­le­yip bü­yüt­tü­ğü Yu­suf adın­da­ki oğul­lu­ğu yü­re­ğin­den bı­çak­la­dı. Ben ba­ba­mın ca­mi­de na­maz kı­lar­ken ya­nın­day­dım. Han­çer­len­di­ği ak­şam­dan son­ra, sa­ba­ha ka­dar yü­re­ğim ya­nı­yor di­ye ağ­la­dım. Ar­dın­da ke­ke­me ol­dum. Ba­ba­mın ölü­mü de be­ni çok üz­dü. Ba­ba­mın ölü­mü­ne uzun yıl­lar ina­na­ma­dım ve onun me­za­rı­na hiç git­me­dim. Uzun yıl­lar me­za­rın ya­nın­dan bi­le geç­me­dim. Öl­dü­ğün­den do­la­yı da ona de­rin­den kı­rıl­dım, küs­tüm.”

Bu kı­rıl­ma­nın onun dün­ya gö­rü­şü­nün şe­kil­len­me­sin­de­ki iz­le­ri­ni eser­le­rin­de ta­kip et­mek müm­kün­dür. 

Ke­mal Sa­dık bir hal­kı­yat (folk­lor) araş­tır­ma­cı­sı ve der­le­me­ci­si ola­rak işe baş­la­dı. İlk der­le­me ese­ri Ağıt­lar 1943’te Ada­na Hal­ke­vi ta­ra­fın­dan ya­yın­lan­dı. Folk­lor bü­tün eser­le­ri­nin ze­mi­ni­ni ve­ya ar­kap­la­nı­nı oluş­tur­mak­la be­ra­ber, CHP ve sol zih­ni­yet çer­çe­ve­si­ne hap­sol­du­ğu için için­den çık­tı­ğı halk­la il­gi­li or­yan­ta­lis­tik bir ba­kı­şa sa­hip ol­du. İn­ce Meh­me­d’­den iti­ba­ren ba­zı ro­man­la­rı Ba­tı ale­min­de il­gi gör­dü ise, bu so­nuç­ta ya­za­rın ba­kı­şı­nın pa­yı ih­mal edil­me­me­li­dir. 

Ya­şar Ke­ma­l’­in şöh­re­ti, se­çim­de ik­ti­da­rı kay­be­den CHP zih­ni­ye­ti­nin DP yö­ne­ti­mi­ne kar­şı kul­la­nış­lı bir ya­zı­cı ola­rak de­ğer­len­dir­me­si ile il­gi­li ol­du­ğu ka­dar, bir Ya­hu­di ha­nım­la ev­li ol­ma­sıy­la da iliş­ki­li gö­rül­mek­te­dir. Ki­tap­la­rı­nı fran­sız­ca­ya çe­vi­ren, bü­tün dün­ya­da mü­es­sir Ya­hu­di lo­bi­le­rin­den ya­rar­la­na­rak No­bel aday­lı­ğı­nı sağ­la­yan o ol­ma­lı­dır. Ya­şar Ke­mal Sov­yet sis­te­mi­nin ül­ke­sin­de­ki Türk top­lu­luk­la­rı­na tak­di­mi­ni uy­gun gör­dü­ğü ya­zar­lar­dan­dı. Bu­nun se­be­bi­ni de tah­min et­mek güç de­ğil­dir. 

Tür­ki­ye­’de­ki şöh­re­ti­nin bel­ki de ya­rı­dan faz­la­sı, dı­şa­rı­da ko­ta­rıl­mış ünü ile ir­ti­bat­lı­dır. 20. yüz­yı­lı­mı­zın en bü­yük ro­man­cı­sı Ya­şar Ke­mal ola­bi­lir mi? Onun Ha­lit Zi­ya, Pe­ya­mi Sa­fa, Ah­met Ham­di Tan­pı­nar, Ta­rık Buğ­ra gi­bi bü­yük ro­man­cı­la­rın sa­fın­da ol­ma­dı­ğı­nı ra­hat­lık­la söy­le­ye­bi­li­riz. Ba­şal­tı­na ini­lin­ce ra­kam bir hay­li ka­ba­rı­yor. Onun Ke­mal Ta­hir gi­bi ya­za­rak ha­ki­kat ara­yı­cı­lı­ğı yap­mak gi­bi bir alış­kan­lı­ğı ol­ma­dı­ğı­nı da bi­li­yo­ruz. Bel­ki bir­çok ro­man yaz­mış­tır ama 1950’ler­de­ki eş­kı­ya kah­ra­ma­nı İn­ce Me­me­d’­in sağ­la­dı­ğı şöh­re­tin üs­tü­ne çı­ka­ma­mış­tır. O ro­ma­nın te­zi ile son eser­le­ri ara­sın­da fark bul­mak da güç­tür. Bu an­lam­da ye­rin­de sa­yan Ya­şar Ke­mal, ön­ce ide­olo­jik fark­lı­lı­ğı ile te­ma­yüz et­miş, son yıl­lar­da ise et­nik bir kim­lik is­na­dı­nı şöh­re­ti­ne uy­gun bul­muş­tur. 

Ta­rih­çi Cez­mi Yurt­se­ver, onun ba­ba­sı­nın me­za­rı­nın bu­lun­du­ğu kö­yü­ne git­miş, aşi­re­ti­nin ba­zı men­sup­la­rıy­la gö­rüş­müş­tür. Ai­le Li­va aşi­re­ti­ne men­sup­muş. Aşi­re­tin bey­le­ri­ne “Gül­han­bey­le­r” de­ni­lir­miş. Sa­vaş es­na­sın­da Er­me­ni ve Rus­lar sal­dı­rı­la­rı­na kar­şı top­rak­la­rı­nı sa­vun­muş­lar. Os­man­lı or­du­su­nun çe­kil­me­si üze­ri­ne aşi­ret çok sa­yı­da şe­hit ve­re­rek Bit­li­s’­e göç­müş ve ni­ha­yet Çu­ku­ro­va­’ya hic­ret et­mi­ş…

Aşi­re­tin is­mi olan "Li­va" San­cak/bay­rak de­mek­tir. Yurt­se­ve­r’­in  gö­rüş­tü­ğü aşi­ret men­sup­la­rın­dan Ha­san Yü­cel bey “Bi­zim aşi­ret Türk asıl­lı­dı­r” de­miş.

Ta­bi­i Ya­şar Ke­ma­l’­in Tür­ki­ye dı­şın­da “Tür­k” ola­rak bu ka­dar il­gi­ye maz­har ol­ma­sı müm­kün de­ğil. Öy­ley­se? Adı­nı de­ğiş­tir­di­ği gi­bi, et­nik kim­li­ği­ni de de­ğiş­ti­re­bi­lir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi