28 Şubat’ın Paranoyak Generalleri
28 Şubat, azılı generallerin bir araya gelip oligarşik çete olduğu Nemrutlaştığı zulüm zamanı unutulur mu? Mütedeyyin bir Başvekile toplantı esnasında zorla içki getirten, Dahiliye Nazırı hanım kişiyi hâşâ huzurdan “kazığa oturtmakla” tehdit eden, Kitab-ı mübin’i öğrenmeyi çocuklara yasak eden, İmam-Hatip Mekteplerini kapatan, başörtülüleri mekteplere sokmayan, dindar fabrikatörlerden haraç toplayan, necip milletten kuduz köpek görmüşçesine kaçan ve hoşlanmayan bu azılı generallerin kimisi felç olmuş, kimisi psikiyatrı kliniklerinde tedavi görüyormuş, bâzısı şizofreni ve narsizm hastalığına yakalanmış.
28 ŞUBAT’IN AZILI GENERALLERİ AFFEDİLİR Mİ?
Darbeci generallere devlet memuru demek suçtur. Devletin ve milletin askeri değil bu despot apoletliler; millet onların tebaası, devlet de mülküdür. Bir general, konuşmasında ve muamelesinde hulûs-ı kalple “daima Allah’a hamd eder, Hakk’a tapan milletimize şükran duyarız” demiyorsa o ordugâh felah bulmaz. Kurtlar koyunların ezelî düşmanıdırlar. Generaller de din-i mübin üzere ve hürriyet içinde yaşamak isteyen milletin düşmanıdırlar. Kurtlar çobanın sürüsüne, generaller de millete zarar verirler.
Kurtlaşan generaller kurtlar gibi puslu havayı severler, günlük güneşlik havayı sevmezler. Hür iradeleriyle idarecilerini seçen toplumdan nefret eder, askerî militarizme bağlı toplumdan hoşlanırlar.
KURT SÛRETİNDE YARATILAN APOLETLİLER
Kurtların üniformalı olanlarına darbeci general denir. Darbeci generallerin ruh ve zihniyetleri din-i mübin’den beslenmeyince iktidar ve hegemonya hırsıyla karakter evrimi geçirerek kurtlaşıyorlar. Darbeci generaller, kurttan türeyenlerin sulbündendir. Darbeci generallerin ilk atası Kut Dağı’nda dişi kurttan doğmuş kurt insandır. Karakterleri kurtlara benzer. Kurt gibi haşin ve yırtıcıdırlar. En üstün kurdun başkanlığında hep muktedir olmak isterler. Aralarına başkalarını almazlar. Yalnızca kurtlaşan generallerin ve onlara tâbi olanların hegemonyası sürsün isterler.
İNSANIN KURT SÛRETİNE GİRMİŞ EN AZILI NUMUNESİ GENERALLERDİR
İnsanın kurt sûretine girmiş en azılı numunesi darbeci generallerdir. Kamaloviç, Muğlalıoviç, Gürseloviç, Madanoğluoviç, Evrenoviç, Çevikbiroviç kurtlaşan azılı generalliğin yakın tarihteki şedit birer numunesidir. Kurtlaşan ulusalcı generaller, “biz kurt atadan doğduk, soyumuz kurt soyudur, cinsimiz kurttur ve kurt olarak öleceğiz” diyerek kışlalarda nutuk atarlar.
KURTLAR PARANOYAKTIR, DOLAYISIYLA DARBECİ GENERALLER DE PARANOYAKTIR
Kurtlar paranoyaktır; dolayısıyla darbeci generaller de paranoyaktır. Kurtlar ormandaki her yaratığı “düşman” bilirler. Kendi cinsinden başkası daima “düşman”dır. Darbeci generaller gibi “iç düşman, dış düşman” kâbusu görürler sürekli. Onun içindir ki kurtlar generaller gibi daima evhamlı ve “teyakkuz” hâlindedirler. Ormanın hâkimiyetini ve avları sahiplenmek isteyen başka kurt sürüleri çıktığı zaman kendi içlerinde iktidar kavgası başlatırlar.
Kurtlaşan generalliğin bir özelliği de darbeciliktir. Darbe yapmadan duramazlar. Çünkü, kurtların ön hazırlıkları yaptıktan sonra avlarına saldırdıkları gibi, gizli bir plân içinde hazırlanmak ve sonra tepeden inme idareyi ele geçirmek, bu psikopat sınıfta zorba benliğin tatmini mânasına gelir. Kurtlar gibi ezmek ve ele geçirmek psikozu her vakit şuur altlarında mevcuttur. Sık sık darbeciliğe kalkışmaları kurtluklarının devam ettiğinin işaretidir.
“KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNDUR”, DARBECİ GENERALLERİN BİRBİRİNİ YEMESİ DE…
Darbeci generallerin kanunu kurtların kanununa benzer. Darbelerden sonra birbirini yemek kanundur. “Kurt kanunu” tâbiri yahşi bir romancıya aittir: “Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Kurtlar açlık dönemlerinde hiç av yapamadıkları zaman, hepsi bir araya toplanır ve kendi etraflarında bir daire oluşturarak dönmeye başlarlar. Bu dönme sırasında ilk yorulup yere düşen kurt diğer kurtların avı olur.”
Kurtlaşan generallerin kanunları Doğu’dan Batı’ya aynıdır. 27 Mayıs’ta, 71 Muhtırası’nda,, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ,Ergenekon ve Balyoz Darbesi’nde generaller kurtlar gibi hegemonya yüzünden birbirlerini saf dışı etmeye çalışmışlardır. Meselâ 1926’da İngilizci Kamalovist generaller kurt kanunu gereğince Almancı-İttihatçı generalleri yemişlerdir.
Kurtlar gibi açgözlü, kibirli, bencil, iktidar hırsı olan yırtıcı ve acımasız vasıflara sahiptirler. Kurtlar gibi kuzuyu da kendinden pay isteyen benzerlerini de yerler. Bir general bir generalin daima kurdudur. Hz. Peygamberimiz (s.a.v), “İnsanlar öyle bir zamanla karşılaşırlar ki, herkes kurtlaşır ve kurt olmayanları ötekiler yer” buyuruyor.
Kurtlar ve darbeci generallerde merhamet, sevgi, emniyet duygusu gibi meziyetler bulunmaz. Kurtlar ormana, generaller topluma aidiyet hissetmezler. Bu yaratıklar sözde üstün bir sınıf şuuru taşırlar. Kendi sınıf kimliği adına konuşurlar daima.
GENERALLERİN KURTLAŞMASI ORDUNUN ZARARINADIR
Eski Yunan’da cezalandırılacak kötü insana “kurt adam” cezası verilir ve ölünceye kadar kurt olarak kalırmış. “Kurt adamlık” lanete uğramışlığı temsil eder ve insanlıktan düşmüş olan mânasına gelirmiş. Generaller ve kurtlar bir vücutta yaşarlar. Generaller düşünen ve konuşan birer kurttur. Kurtlaşmak, kendinden olmayanı sevmemek, kabullenmemek ve saldırmaktır. Ay dolunay hâlindeyken kurtlaşan kötü ruhlu adamlar gibi generaller de “Hakk’a tapan millet” çoğalıp hayatı kuşattıkça krizleri tutup kurtlaşıyorlar.
Bazı generaller milletin kurdudur. Bu rütbeli darbecilerin kurtlaşması ordunun zararınadır ve insanın âdemiyetine, yani din-i mübin üzere yaşamasına mânidir. Bu taifenin kurtlaştığı bir ülkede dirlik ve düzen, barış ve huzur olmaz. Darbeci generaller kurtlar gibi kendi gücünü en üstün güç bilen, hak hukuk tanımayan zorbalığın ve parçalayıcılığın adıdır. Hükümetleri kendi kontrollerinde tutmak için sık sık “balans ayarı” yaparlar. Bunlara göre millet dolgu maddesidir. Varoluş gayeleri tektir: Ülkenin bütün insanları, kurum ve kuruluşları vesayetlerine boyun eğmelidir.
Kurt karakterli generallerle birlikte iktidar olanlar da onlara benzerler. “Koyunun bulunduğu yerde kurt eksik olmaz.” Hz. Mevlâna’nın dediği gibi, “koyunun kurttan korkması şaşılacak bir şey değildir. Asıl şaşılacak şey koyunun kurda gönül vermesidir.”
Demek ki kimi zaman kurtlaşan generallerle idare edilmek, onların zulmüne uğramak kader de varmış. Milletin huzura kavuşması için içimizdeki kurtların ayıklanması ve birbirini yemesi gerek. “Kurtlar birbirine düştüğü zaman, koyunlar rahat edermiş.”
KURTLAŞAN GENERALLERİN SULBÜNÜN DEVAM ETMESİ TEHLİKELİDİR
Kurt geni taşıyan generallerin en çok sevdikleri kelimeler: Laikçilik, vesayetçi cumhuriyetçilik, Kamalov ilke ve inkılâpları, ulusalcılık, atacılık, darbecilik. En nefret ettikleri kelimeler: Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletinindir, din-i İslâm, cemaat, tarikat, hoca, câmi, mescid, başörtüsü, namaz, oruç, hac, kurban bayramı, sakal, takke, imam-hatip.
Bu ülke için en büyük tehlike İttihat Dönemi’nde başlayıp Kamalovist Cumhuriyet’le güçlenerek kurtluğa evrilen darbeci generallerin gen ve sulbünün devam etmesidir. 28 Şubat generallerinin kötü ruhunu kovmak gerek. Güçleri yettikçe ülkeyi millete bırakmak istemezler. Bunların akıbeti çok fenadır. Hiç hayırlı ölüm nasip olan bir darbeci general var mı? İçlerinde huzur içinde ölen yok. Milletin âh’ı ve kanı tutarak, akıl ve ruh sağlıklarını kaybedip akıl hastanesinde rezil bir vaziyette ölüyorlar.
Hâsılı, kurtlaşan generalleri devletlü paşalardan ayırmadıkça felâh ve huzur bulmak zordur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.