Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Birinin ölmesini istemek öldürmekle aynıdır

Birinin ölmesini istemek öldürmekle aynıdır

Bir adama kurşun sıktığın zaman Allah onu işletmese adam ölmez. Ecel Allah’ın elindedir, adamı Allah öldürüyor. Ama ona da katillik yazacaksa, onu da ona sebep ediyor. Adamı da katil ediyor

İnsanın sevmediği birisinin ölmesini istemesi veya ölmesi için dua etmesi onu öldürmekle eşdeğerdir. O dua sonucu ölüm olursa dua eden öldürme suçu işlemiş olur. Hadis-i şerifte “Bir kişinin duasıyla ölen, onun silahıyla ölen gibidir” buyruluyor.

Duanın tesiri hadis-i şeriflerde sabittir. Allah-u Teâlâ kulların duasını kabul edeceğini vaat ediyor. “Bana dua edince duacının duasını kabul ederim”(Bakara-186) buyuruyor. Hadis-i şerifte “Bir Müslüman’a lanet etmek onu öldürmek gibidir” buyruluyor. Lanet beddua demektir. Kahrolsun, Allah belasını versin gibi… Bunun neticesinde kişiye hastalık, kaza-bela veya ölüm gelebiliyor. Bu lanet öldürmek gibidir. Beddua ve ölmesini istemek gibi şeyler öldürmek gibidir. Hadis-i şerifte “Bir kişinin duasıyla ölen, onun silahıyla ölen gibidir” buyruluyor. Dolayısıyla katil olma, yani onu öldürme suçu işlemiş olur. Bundan dolayı birinin ölmesini istemeye müsaade yoktur. 

GÜNAH KABUL OLMAZ

Buraya ilave şunu da söyleyelim. Bazı hadis- şeriflerde bazı hacet namazları tarif edilirken “Duası mutlaka kabul olur ancak akraba ilişkilerinin bozulmasına dua ettiyse veya bir günah istediyse kabul olmaz” diyor. “Milli piyangoyu kazanayım” gibi günah olan şeyler kabul olmaz yani. Bu hadis-i şeriflere göre yaptığı dua günah içerikliyse kabul olunmayacağı söyleniyor. Bu iyi bir şey. Çünkü günah içerikli duası kabul olmayınca günaha girmemiş oluyor. Ama her hadis böyle değil. Mesela bazı hadis-i şeriflerde de hacet namazı tarif edilirken “Aklı kıt olanlara bu namazı öğretmeyin. Olaki onlar da bu namazı kılar ve dua ederse kabul olur” diyor. Yani kabul olursa vebal gelecek. Bu hadisten anlaşılıyor ki demekki kabul de olabiliyor. 

ÖLDÜREN ALLAH’TIR

Bir adama kurşun sıktığın zaman Allah onu işletmese adam ölmez. Ecel Allah’ın elindedir, adamı Allah öldürüyor. Ama ona da katillik yazacaksa, onu da ona sebep ediyor. Adamı da katil ediyor. Yoksa öldüren kurşun da, adam da değil. Öldüren Allah’tır. Ama onu ona sebep ettiği gibi bazen de duayı kabul eder ve haksız yere beddua edilmesine rağmen o adamın başına bela gelebilir. Ama Allah o adamın da günahına kefaret yazıyor, derecesine terfi yazıyor. Yani dünyasına, ahiretine faydalı şeyler yazıyor. Dua edene de azap yazıyor tabiki. Çünkü adam katil hükmünde oluyor. Veya kaza sonucu falan yaralandıysa da adamı yaralayan hükmünde oluyor. Onun için “Bir günah isterseniz kesinlikle kabul etmem” diye de bir kesinlik yok. Mesela İblis de “Beni kıyamete kadar yaşat” diye dua ediyor Allah’a. Hâlbuki İblis’in hayrına yaşamayacağı bellidir. Ama Allah-u Teâlâ “Sana süre verilmiştir” diyor. Çünkü imtihan hikmetine binaen. İnsanlara imtihan olmazsa herkes evliya olur. 

SİLAHLA VURMAK GİBİ

Adam haksızsa yapılan beddua tutmaz gibi bir genel kanaat var. “Lanet müstehak ise o adama ulaşır. Müstehak değilse sahibine döner” hadis-i şerifi de sahihtir. Velakin bunlar ekseridir. Bazen de adama lanet müstehak değildir, bedduayı haketmiyordur ama günahlarına kefaret olsun ve ahirette derecesi çok olsun diye o adam sıkıntı çekebilir. Hak etmediyse ona sevap olarak, günahına kefaret olarak döner ve onun kârına olur. Ama lanet edene vebal olur. Çünkü haketmeyen birine yapmıştır. Onun için birinin ölümü için dua etmek ve duanın tutması neticesinde o kişinin ölmesi, adamın eline silah alıp onu vurması gibidir. Hadis-i şeriflerin genel durumu budur. 

ZULÜM GÖREN BAŞKA

Gelelim bedduayı hak eden kişilere. Ayette “Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitici ve bilicidir.”(Nisa-148) buyruluyor. Müfessirler kötü sözün beddua manasında olduğunu söylüyor. Beddua haricinden sövüp-sayma da olabiliyor. İnsan çok darlanınca, bunalınca bazen kötü de konuşabiliyor. Zulme uğrayanın müstesna olması çok önemli. “Zulme, haksızlığı uğrayan bir kişi gayri ihtiyari kötü konuşur. Bende ona bundan günah yazmam” diyor. Çünkü adama haksızlık ediliyor. Bu ayete göre buna ölüm bedduası da dâhildir. 

ANLAYIŞLAR FARKLI

Ancak zulmün de ölçüsü var. Her şey zulüm olmaz. Mesela iki dükkân birbirine rakip. Dükkanın biri promosyon falan yapıp müşteriyi kendine çekiyor. Diğerinin dükkânına da müşteri az gidiyor. O adam kalkıpta beddua edemez. “Komşum bana zulmetti, müşterimi çekti” diyemez. Mesela kadın çıkıyor “Kocam bana zulmetti” diyor. Naptı diyorsun. “Ben bir kürk istedim almadı” diyor. Adamın parası yok ne yapsın?! Çalsın mı, rüşvet mi alsın?! Kadına sorarsan “Altın istedim kocam almıyor. Komşunun var, benim yok. Kocam zalim” diyebilir. Bu kadın kocasına beddua edemez. Adam parası olupta almasa yine zalim olmaz. Cimrilik başka zalimlik başka bir şey. Herkesin zulüm anlayışı farklı. 

İSLAM’A MUHALİF ŞEYLER

Mesela adama işkence yapılıyor, elektrik veriliyor, eli ayağı kırılıyor. Veya İsrail’in Filistinlilere,  Çin’in Doğu Türkistanlılara yaptıkları… İnsanlar da birbirine yapabiliyor. Mesela adam karısını erkek arkadaşlarıyla falan müstehcenliğe zorluyor. Bu, kadına zulümdür. Veya kötü yola sevk ediyor. Bu, zulümdür. Veya ters ilişkiye zorluyor. Bu, haramdır. Kadını harama zorluyor. Bunlar zulümdür. Kur’an’a, İslam’a muhalif şeyler zulümdür. İşkence, eziyet, ağrı, sancı verecek şeyler zulümdür.

BAZILARINA MÜSTEHAKTIR

Mesela “Ben senin çıplak görüntünü çektim. Annene, babana söylerim, internete atarım” diyerek aylarca, yıllarca bir kadına tecavüz edenler var. Bu kadın, bu kişinin veya kişilerin ölümü için dua edebilir. Çünkü müstahaktır. Şeriata göre bile bunun cezası recimdir. Mesela geçenlerde bir kadın dua istedi bizden. Oğlu annesini, babasını sürekli dövüyormuş. Kadın “Allah bu çocuğu alsın başımızdan öldürsün” diyebilir. Çünkü “Zulme uğrayan kötü konuşabilir” deniyor. “Allah kötü konuşmalara sevmez ama zulme uğrayan müstesna” buyruluyor. Ama ayetin sonunda da “Allah her şeyi hakkıyla bilen ve işitendir” buyruluyor. Yani Allah-u Teâla “Ben bedduaları da, duaları da duyarım ama her şeyi bilirim” diyor. Sen hakikaten mazlum musun? Hakikaten suçsuz musun? Ölmesi için beddua ettiğin kişi hakikaten zalim midir? Çünkü Allah “Her şeyi bilenim. Ona göre duanı kabul ederim” diyor. O zaman duanı kabul etse ve adamı öldürse de “Günah yazmam” buyuruyor. Çünkü sen kendini kurtarmak için yaptın. Nefsi müdafaaya girer bu durum. Nasıl telefon edip polisten yardım istiyorsan bu da öyle bir şeydir. Polis gelene kadar Allah’ın yardımı daha çabuk gelir. Dolayısıyla senin polisten yardım istemen meşru olduğu gibi “Allah’ım kahreyle, öldür bunu. Dokunamasın bana” şeklindeki bir ölüm duası meşrudur. 

Ayet-i Kerime

"Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermez. Vereceğini var saydığınız takdirde de ancak pek az faydalandırılırsınız." (AHZAB/16)

Hadis-i  Şerif

En akıllınız, ölümü çok hatırlayan, ahiret için azık toplamakta acele edendir. Ölümü çok hatırlayan dünya ve ahiret saadetine kavuşur. [Taberani]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi