Satranç üç mezhepte haramdır
Satranç, tavla gibi oyunlar para karşılığında oynanıyorsa kumara girer, kesinlikle haramdır. Ancak bu oyunlar kumar olmasa dahi üç mezhebe göre yine haramdır. Bu hususta birçok hadis-i şerif bulunuyor.
Satranç, tavla, bilgisayar oyunları kumar ise yani oyunun sonucunda para kazanılıyorsa bu kesinlikle haramdır. Satranç kumar değilse zekâ geliştirme gibi amaçlar için kullanılıyorsa da üç mezhepte haramdır. Üç mezhebin kuvvetli delilleri var. Hadis-i şerifte “Tavla oynayan sanki elini domuzun kanına bulaştırmış gibidir. Allah’ın Resul’üne isyan etmiş olur” buyruluyor. Bu tavla için söyleniyor. Satranç meselesine gelince Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Fal okları, satranç, tavla ve benzeri eğlence aletleriyle oynayanlara rastlarsanız onlara selâm vermeyin, size selâm verirlerse de selâmlarını almayın. Çünkü onlar toplanıp bu oyunların başına üşüştüklerinde, şeytan ordularıyla onlara gelir, tâki onlar oyuna devam edip dağılırken bir leşin başına üşüşüp de ondan yiyen, karınları doyduktan sonra dağılan köpekler gibi ayrılırlar.” (Deylemî, el Firdevs, No:1045,1/269, Ibni Hacer-i Heytemî, Ez Zevacir,2/401,445)buyuruyor.
HZ. OSMAN BEYAN ETTİ
Bir başka hadis-i şerifte “Allah’ın günde 360 kere baktığı bir levhası var. Kullarına onunla rahmet eder. Satranç oynayanların onda nasibi yoktur” buyruluyor. Bu hususta birçok hadis-i şerifler var. Rasullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Satranç oynayan mel’undur, o oyunu seyreden de hınzır eti yiyen gibidir” buyurmuştur.” (Ali el Müttakî, Kenzu’l Ummal, No:40636,15/215, Deylemî, Müsned-i Firdevs, No:6391,4/126, Münavî, Feyzü’l-Kadir, No:8209,6/7)
Hazreti Osman Efendimiz minberden bunları beyan etmiştir. Evlerinde bu aletlerden olanların yakmasını veya kırıp atmasını istemiştir. Hazreti Ali Efendimiz satranç oynayan bir topluluğun yanından geçerken “Niye bu heykellerin başına üşüşmüşsünüz, insan ateş korunu eline alsa ve sönünceye kadar elini yaksa da bunların tutmasa daha iyidir. Siz bunlar için yaratılmadınız” diyor. Yani bu işler sizi namazdan, zikirden meşgul eder. Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de “Şeytan, içkide ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Sûresi, 91) buyuruyor.
ŞAFİ MEZHEBİNDE MEKRUH
Satrancı 3 mezhep haram etmiştir. 3 mezhebin delillerinin bir kısmını yazdık. Bu delillere dayanarak kumar olmasa da 3 mezhepte yasaktır, haramdır. Ancak Şafi mezhebinde mekruh görülmüştür. Şafi mezhebinde mekruh dendiğine göre orda da bir ayrım yapalım. İmam Şafi kumar ise haram demiştir. Oyundan dolayı farz namaz kaçırılıyorsa haramdır demiştir. Yalana, yanlışa alet ediyorsa, işin içinde haram şeyler varsa yine haramdır demiştir. Ama böyle haramlar içermiyorsa mehruktur demiştir.
MEZHEPLER ARASI TAKLİT
Peki, satranç için başka mezhep taklit edilebilir mi? Eğer ki zekâ açma amacıyla ders gibi bir durum varsa veyahut askeriye de görev ve vazife icabı gibi zaruretler olursa Şafi mezhebinin bu hususta taklit edilmesi zarurete mebni olabilir.
Çünkü eski ordu komutanlarından bu oyunun harp teknikleri verdiği ve zekâ açtığı rivayet ediliyor.
Mezhepler arası alışveriş vardır. Birbirini taklit etmek caizdir ama keyfi de olmamalıdır. Yani bir zaruret ve sıkıntıda olmalıdır. Nasıl ki tavaf sırasında Şafiler, Hanefi’yi taklit ediyor izdiham sırasında kadına dokunduğunda abdesti bozulmasın diye, böyle bir zaruret durumunda yapılabilir. Ama dediğimiz gibi kumar olmayacak, farzı kaçırma durumu olmayacak.
NİSANLIYKEN DİNİ NİKAHIN KIYILMASI DOGRU MUDUR?
Dini nikâhın vakti, saati yoktur. Şartlar müsait olursa, kadın başkasıyla evli değilse, erkekte ehilse nikâh olur. Ancak nişanlıların dini nikâh kıymasını uygun görmüyoruz. Çünkü dini nikâhın yaptırımı yok. Nişanlılık sırasında insanların birbirinden soğuma ihtimali var.
Aileler devreye giriyorlar, soğukluk oluyor ve “Nişanı attık” diyorlar. Hâlbuki arada dini nikâh da kıyılmış olabilir. Erkek talak vermeyebilir, boşamayabilir.
Kadın nikâhta kalır. Ama onlar muamele olarak biz nişanı attık diyorlar.
NİŞANLILIK KORUNMALI
Dini nikâh yapılmışsa iş çok zora giriyor. Çünkü nikâh yapılmışsa hele de zifaf olmuşsa mehir meselesi, takılan takıların geri dönüşü meselesi gibi dünya kadar iş çıkıyor. Bunlarda da para devreye girdiği için ihtilaflar çıkabilir. Ama nişanda zifaf olmadığı için bunlar sorun değil, bir hükmü yoktur. Bu yüzden nişanlılık korunmalı.
Nişanlıyken de halvet olmamalı, yalnız kalınmamalıdır. Haram helal konusunda aynı yabancı kadın gibi muamele edilmelidir. Çok samimiyet iyi değil, mahremliğe rivayet edilmelidir.
HAKLARA RİAYET EDİLSİN
Dini nikâh, resmi nikâhtan sonraya bırakılmalı ki resmi nikâhın yaptırımıyla beraber herkes kendini bir hizaya çeksin ve ayrılırken de yüzüğü attık, nişanı attık gibi kolay olmasın bu işler. Ona göre herkes haklara riayet etsin.
AYET-İ KERİME
Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katında olan ise kalıcıdır. Elbette sabredenlere, yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz. (Nahl, 16 / 96)
HADİS-İ ŞERİF
“Allah Teâla, ümmetim, içinden geçen fena şeylerle amel etmedikçe veya onu konuşmadıkça, o şey yüzünden ümmetimi hesaba çekmeyecektir.” (Buhari, Eyman Ve’n-Nüzûr 15)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.