Bir Teröristin Fantezileri
Umarım Abdullah Öcalan’dan bahsettiğimi anlamışsınızdır. At izi it izine karıştığından günümüzde teröristlerle sade ve masum vatandaşları birbirine karıştırmak da mümkün. Bundan dolayı yanlış anlama ihtimaline karşı Abdullah Öcalan’ı kastettiğimi vurgulamalıyım. Adam mevkuf bulunduğu İmralı’dan taraftar kitlesini, sevenlerinin halesini büyütmekte ve kitlesel gücünü artırmaktadır.
21 Mart 2015 nevruzu itibarıyla günün üç yıldızından bahsetmek mümkündür. Etkili konuşmasıyla ve ‘Türk nevruzu’ kutlamasıyla Devlet Bahçeli, Diyarbakır’da okunan mesajın sahibi olarak Abdullah Öcalan ve zülfiyare dokunan konuşmasıyla birlikte Bülent Arınç. Doğrusunu söylemem gerekirse eskiden çok ve sivri ve bazen istihzai konuşmalarından dolayı Bülent Arınç beyi biraz yadırgardım. Bununla birlikte hamamın namusunu kurtaracak konuşmacılara da ihtiyaç var. Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır’da okunan konuşması ise bir hayal tacirinin sözlerinden ibaret. Megaloman kişiliği yine depreşti. Fantazileriyle hezeyanlarını birleştirmiş ve tarihi konuşma metni diye Pervin Buldan ile Gezicilerin önde gideni Sırrı Süreyya Önder’in eline sıkıştırmış. Onlar da sıkılmadan okudular. Binlerce kişi de büyülenmiş gibi kurtuluş reçetesi zannıyla bu hezeyanları dinlemiştir. Nevruzu bir hac şenliğine büründürmek istiyorlar. Diyarbakır’da oteller dolmuş ve insanlar hanelerini öteden beriden gelen insanlara açmışlar. Kimse kusura bakmasın bu kolektif bir çılgınlık halini gösteriyor.
Bu konuşması bir kez daha gösterdi ki, bebek katili olan bu adam aynı zamanda megaloman bir kişilik. Nelson Mandela’ya özendiğini biliyorduk ama Gorbaçov tutkusunu bilmiyorduk. Son konuşmasıyla onu da açık etti. Tabii bir adım daha ötesi var. Kendisini ‘mevkuf bir mehdi’ sandığı da söylenebilir. Pek kimse fark etmese de, Gorbaçov’un Avrupa ile ilgili teklifini Ortadoğu için kopya çekmiş ve altına da kendi fikri gibi imzasını atmış! Gorbaçov ortak Avrupa evi kurmak için yola çıkmış lakin sonuçta SSCB’yi dağıtmakla kalmıştı. Şimdi Putin kendince onun dağıttıklarını toparlamaya çalışıyor. Ortak Avrupa Evi-Common European Home,1985 yılında dönemin Sovyetler Birliği lideri Gorbaçov tarafından (1931 beridir dillerde olan) önerilen ve barış içinde bir Avrupa özlemini gerçekleştirme hedefini ifade eden siyasi bir projedir. Atlantik ten, Urallar a kadar bütünleşmiş bir Avrupa mantığını savunmaktadır.
Demek ki Apo hapiste boş kaldıkça okuduklarını hayal defterine kaydediyor, ardından da menfez buldukça bunları halka şırınga ediyor. Halbuki, vassalı PYD Suriye’de Esat ile birlikte ırka dayalı değil ama dini değerlere dayalı olan ittihad-ı İslam projesini sektirmekle meşgul! Büyük hayal görmek yerine önce silahları sustursa daha iyi olmaz mı? Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş. Adam mevkuf vaziyette Ortadoğu ortak evini kuruyor ve Ortadoğu halklarına demokrasi dersi veriyor. Muntazar değil, muhayyel mehdi bu kopya hayalini şöyle takdim ediyor :” Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum….” Konuşması bu tür dolgu maddelerinden ibaretti. İçinde hiçbir ciddiyet ve yenilik yok. Sözünü örgütüne de dinletemeyeceği için ‘silahlı mücadeleyi sonlandırma’ konusunda bir tarih verememiş, meseleyi dalgalandırmaya bırakmıştır. Bu kaçıncısı olacaksa artık ‘varsa bir durum, yapalım oturum’ tekerlemesi doğrultusunda taraftarlarını yeni bir kongreye çağırmıştır. Konuşmasında bazı anahtar kavramlar veya ifadeler var. Tarihi Dolmabahçe deklarasyonundan bahsediyor. Ortakları yağlama yıkama babından ‘Eşme ruhundan’ söz ediyor. Muhsin Kızılkaya gibiler de burasının Kobani kantonu içinde kaldığını söylüyor. Apo hapisten rüya görürken taraftarları da açıkta rüya görüyor olmalılar. IŞİD aynasında geçmişte ve halen yaptıklarına bakmak yerine tarihin ve bugünün bütün günahlarını IŞİD’e boca ediyor! Apo sadece fantastik değil aynı zamanda balık hafızalı da. Bizim de kendisi gibi olmamızı temenni ettiği aşikar. Gorbaçov’dan çalıntı projesi yerine IŞİD karşısında uluslararası koalisyona katılmayı teklif etseydi belki daha makul kalabilirdi. Kobani direnişinden bahsediyor. Emperyalistlerin son maşasının kendisi olduğunun pek farkına varmadan emperyalistlerden bahsediyor. Çözüm sürecinde eşik noktasına gelindiğini varsayıyor. Herkesin eşiği kendisine! Önce barış sürecini kurtardıktan sonra, ardından da demokrasi muallimi olarak Ortadoğu’yu kurtarmayı düşlüyor. Elbette hapiste bol bol vakti oluyor ve böyle düşler kuruyor olmalı. Elbette düşler hapishanesi yok. Dilediği kadar düş kurabilir. Ama yine de düşler bağımlılık yapabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.