Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Mezhep ve Etnik Hatlarda Yeni Sykes-Picot

Mezhep ve Etnik Hatlarda Yeni Sykes-Picot

Sır değil Ralph Peters ve benzeri Amerikalı subay veya akademisyenler (!) sürekli olarak Ortadoğu’nun haritalarını değiştiriyorlar. Gönüllerine göre haritaları yeniden çiziyorlar.  Son sıralarda haritalar fiili olarak da aşındı. Ortadoğu haritaları kaygan kumlar gibi sürekli yer değiştiriyor. İsrail’in rahat bir nefes alması için Bernard Lewis gibiler bölgenin haritasının İsrail lehine olmak üzere yeniden çizilmesini temenni ediyorlardı. Alternatif haritalar üretiyorlardı.  Irak işgali öncesinde Dick Cheney gibilerinin Bernard Lewis’e akıl fikir danışması boşuna veya beyhude değildir.  Onlardan ateş ve vizyon devşiriyorlardı.  Bush da kendisine Churchill’i rehber alıyordu.

 İngiliz ve Fransız iki devlet adamının adını taşıyan anlaşma birçok defa revizyondan geçmiştir. Bu anlaşmanın taraflarından olan Rusya 17 Ekim devrimiyle birlikte Çarlık döneminde yapılan mutabakatı reddederek kendi kabuğuna çekilmiştir.  Hatta Kemalistlerle dost olmuştur. Sykes-Picot, birkaç kere revize edilmiş Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla birlikte son şeklini almıştır. Söz konusu mutabakatın üzerinden tam 99 yıl geçmiş ve denildiği gibi IŞİD, Sykes-Picot sınırlarını bir kez daha aşındırmıştır. Sözde hilafet devletiyle birlikte Suriye ve Irak’ta Sykes-Picot sınırları yeniden karılmıştır. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry genişlemeye dayalı IŞİD’i bölücü bir hareket olarak nitelendirmiştir. Halbuki IŞİD iyi ya da kötü, beğensek de beğenmesek de fiili olarak bölse de hayalinde bölgeyi yeniden birleştirmek ve Müslümanların eski topraklarına kavuşması da var.

Kerry, Seykes-Picot referansına başvurarak IŞİD’i bölücü ilan etmektedir.  Peki!  İki de bir Amerikan basınında yayınlanan bölücü haritalara ne demeli?

 Sykes-Picot’nun 99 yılında Los Angeles Times gazetesinde mühim bir yazı yayınlandı.  Bu yazı tesadüfen yayınlanmış bir yazı değil. Bizleri yeni Sykes-Picot sınırlarına çağırıyor. Burada yazar Sean McMeekin, IŞİD’in yaptığı gibi dini anlayışa göre değil mezhebi ve ırki esaslara göre bölgenin yeniden şekillendirilmesini istemektedir (   Op-Ed In the Mideast, borders have always been drawn in blood/   ).  Kanlı sınırların bir kez daha kanla barutla İsrail lehine çizilmesini öngörmektedir. Yazar Sean McMeekin dini ve ırki toplulukların arzularına cevap verecek bir şekilde bölgenin yeniden tanzim edilmesini savunmaktadır. Sykes-Picot sınırlarının kanla çizildiğini ama sadra şifa olmadığını ve gerilimlere son vermediğini ve dolayısıyla atlanılan unsurların dikkate alınarak bölgenin yeniden tanzim edilmesi gerektiği üzerinde duruyor. Sykes-Picot’yu felaketlerin anası olarak görüyor ve çözümün anası olarak da yeni Sykes-Picot paylaşımını öngörüyor. Bu tamamen yutturmaca ve mugalata ürünü bir çıkarım veya tespittir. Doğru vizyon şudur: Felaketlerin anası Osmanlı’nın yıkılmasıdır. Bunun üzerine tali felaketler terettüp etmiştir. Tali felaketlerden birisi Sykes-Picot mutabakatıdır.

Felaketin türevleri arasında İsrail’in kurulması (nekbe) ve İran Devrimi ve Amerikan müdahaleleri vardır. Osmanlı’nın yıkılmasının üzerinden atlayarak yeni bir Sykes-Picot lüzumunu öngörmek yeni bir hinlik ve desiseden başka bir şey değildir.  Felaket Osmanlı’nın yıkılması ise panzehiri onu bugünün şartlarında yeniden diriltmektir. Amerikalılar Sykes-Picot’nun kalıntıları ve yerli ortaklarıyla birlikte bunu vadeden Arap Baharını söndürmüşlerdir. Yazar Sean McMeekin tarihi yanlışı etnik ve mezhebi doğrularla ikame ve tashih etmek gerektiğini söylüyor. Halbuki, işin doğrusu müşterek devleti yeniden yapılandırmaktır. Lakin onlar İsrail ve Batı çıkarları namına Müslümanların bir araya gelmesini istemiyorlar ve IŞİD mezalimini de bahane ederek birlik arayışlarını söndürmek istiyorlar. Bugün terörle savaşanlar, gerçekte terörün efendileri ve onu üretenlerdir. Bu oyun mikro ve makro düzeyde de uygulanmaktadır. Bugün Osmanlı mirasını daha küçük parçalara bölmek ancak İsrail ve onun gibi düşünenlerin bir çözümü olabilir. Azınlıklara göre bölgeyi yeniden tanzim etmek istiyorlar. Araplara tek imparatorluk vadeden İngilizler, ardından onları paramparça etmişlerdi. Çoğunluğa bir devleti reva görmemişlerdi. ‘Bazı hasta Kürtler’ ise niye İngilizlerce unutulduklarının hesabını yapıyorlar? Lanetli haritalardan pay kapmaya çok hevesliler.  Mezhebi ve ırki hatlara dayalı yeni Sykes-Picot’dan maksat İran ekseni ve Kürt bölücülüğünden başka nedir ki? Bu nedenle de bir kaşık suda fırtına koparmak babından Kobani’yi dünyanın merkezi ilan etmediler mi? Yazar Sean McMeekin, Başkan Wilson ve haleflerinin prensiplerini bölgeye dayatamadıklarını zira haşin güce başvurmadıklarını halbuki Ortadoğu’da yumuşak güçle işlerin yürümeyeceğini yazıyor. Bu sözler Türkiye’yi yönetenlerin kulağına küpe olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi