Reaksiyon Müslümanları
Dinsizin densizin donsuzun biri kuyuya bir taş atıyor, bin Müslüman çıkartamıyor…
Bu memlekette genellikle
dinsizler aksiyon olmuş, dindarlar faydasız reaksiyon ve tepkilerle vakit öldürüyor, enerji tüketiyor.
Tam tersi olmalı: Bir Müslüman kuyuya bir taş atmalı, bin dinsiz çıkartamamalı.
Müslüman aksiyon, kâfir reaksiyon olmalı.
İslami gazetelerdeki şu sızlanmaları bakınız: Filan yerde filan dinsiz İslam mukaddesatına saldırmış, hakaret etmiş… Efendi sen adam gibi Müslüman olsan, onlar bu kadar cesur olamazlar.
Müslümanlar çoğunlukta olacak ve azınlıktaki agresif dinsizler İslam’a hakaret edebilecek, olur mu böyle şey?
Müslümanlar çoğunlukta ama tek bir Ümmet değiller. Bir yandan dinsizler, öte yandan içimizdeki münafıklar Ümmet birliğini yıkmış, Ehl-i İmanı bin parçayla ayırmış.
Biz bugün bırakın aksiyoncu Müslüman olmak, doğru dürüst reaksiyon bile gösteremiyoruz. Şu holigana bakınız: Kendi büyüğüne, şeyhine veya baronuna dil uzatılınca havalara çıkıyor; İslam’a saldırılınca tepkisi ya hiç yok, ya pek az. Bu ne biçim Müslümandır?
Ümmet birliği şuuru gider, yerini cemaatler, tarikatler, parçalar, hizipler fanatizmi alırsa işte böyle olur.
Müslümanlar tek bir Ümmet çatısı altında toplanmazlar, râşid bir Halifeye biat ve itaat etmez-lerse işte böyle olur.
Bizim cemaat, bizim tarikat, bi-zim hizip, bizim fırka, bizim parça, bizim grup... Be adamlar, ne zaman Bizim Ümmetimiz diyeceksiniz?
Vaktiyle Fransızların Fas Genel Valisi Mareşal Lyautey “İslam dünyası bir müzik aleti gibidir, bir ucuna dokunsanız her yeri ihtizaza gelir, titrer, ses verir” demiş. Şimdi İslam dünyasının bir yerinde Müslümanlar katlediliyor, yurtları harap oluyor, facia üstüne facia yaşanıyor. Öbür taraflarında vur patlasın çal oynasın.
Kendime dâhil soruyorum: Suriye’deki yürekler acısı durum karşısında hangi gün iştahımız kesildi de üzüntümüzden kahrımızdan yemek yiyemedik? Cemaatçilik, tarikatçılık, hizipçilik konusu geldi mi, mangalda kül bırakmayız. Dine, mukaddesata, Kur’an’a, Peygambere (Salat ve selam olsun ona) saldırılınca yeteri kadar
sesimiz çıkmaz.
Kâfirler, dinsizler, densizler, donsuzlar mukaddesatımıza saldırıyormuş ve bazılarımız bundan dolayı ağlıyormuş. Yürekten mi ağlıyoruz, yoksa sadece
gözlerimizle mi?
Dünyanın herhangi bir yerinde bir Siyonist’in burnu kanasa, Yahudiler cihanı velveleyle veriyor; Müslüman kardeşlerimiz yüzer yüzer biner biner öldürülürken bizim feryatlarımız pek cılız.
Aksiyondan geçtim, doğru dürüst etkili reaksiyon bile olamıyoruz.