Sünnilik ihya edilmeden ümmet toparlanamaz. Sünnilik gevşeyince ümmet de gevşemiştir.  Sünni dünyanın ve İslami iç ve siyasi düzeninin bozulmasında birkaç amil var. Bu amillerden birisi bizzat Sünnilerin ortak bağı olan hilafetin kaldırılması ve kurumunun yıkılmasıdır.  İkincisi ise İslam dünyasının merkezinde İsrail’in kurulmasıdır. Bundan daha önemli olan Humeyni Devrimi ve bunun Sünni dünyada olumsuz yansımalarıdır.  Humeyni Devrimi zihinleri bulandırmış ve gönülleri karıştırmıştır. Referans sistemini altüst etmiştir.  Humeyni Şiileri mezhebi bir asabiyet etrafında topladığı gibi aynı zamanda Sünni yapıyı da gevşetmiş, dağıtmıştır.  Sünni dünyada direniş edebiyatı üzerinden mezhebi esaslar ve kaygılar bir kenara itilmiştir. Böylece Şia anlayışı Sünni kitleler arasında ma’kes bulmaya ve nüfuz edinmeye başlamıştır.  Bununla birlikte İran Devrimi iç dünyada bulanıklığa neden olsa da sonuçta İsrail ile birlikte İslam dünyasındaki adeselerin ve hedeflerin somutlaşmasına da hizmet etmiştir. Nixon’ın tabiriyle Amerikalılar İslam dünyasıyla çaktırmadan savaş taktiğini benimsemiş ve seçmişlerdir. Sünni dünyayı çaktırmadan terör üssü ilan ederek işgallerine mazeret üretmişlerdir. İranlılar da tekfircilik ve Vehhabilik veya Nasibilik diyerekten İsrail-Amerikan ekseninin görünür görünmez ortağı haline gelmiştir. Rusya da Kafkaslardaki işgalini devam ettirmek için Vehhabilik sütresine sarılmaktadır.  

Şiilik tehlikesinin büyümesi ve Sünnilikle çekişmesi Sünni dünyanın kahramanlarının zuhuruna zemin ve imkan hazırlanmıştır.  Her Firavun’un bir Musa’sı her Calut’un bir Davud’u olması gibi aynı zamanda Şah İsmail’in zuhuru ve şarkı çalkalaması panzehiri olan Yavuz’un ortaya çıkmasına vesile olmuştur.  Allah Şah İsmail’e Yavuz’u musallat etmiştir. Keza öncesinde de Fatimilere karşı Cenab-ı Hak Salahaddin Eyyübi ve öncesinde de Nureddin Zengi’yi istihdam ve tavzif etmiştir.  Nitekim Abdurrahman Azzam,   ‘Salahaddin Eyyübi ve Sünni Mezhebin Yeniden İhyası’ başlığı taşıyan kitabında  Salahaddin Eyyübi’nin zuhurunu Şii-Sünni çekişmesine bağlamıştır.  Bu iç çekişme müstevlilerin İslam dünyasına girişlerini ve hakimiyetlerini kolaylaştırmıştır.  İç cepheyi bölerek yabancı saldırganın işini kolaylaştırmıştır. Bu iç gaile ve belaya karşı Cenab-ı Hak inayet etmiş, Tuğrul Bey, Salahaddin Eyyübi ve Yavuz gibi bahadırları ve kahramanları çıkarmıştır.  Cenab-ı Hak asrımızda da Humeyni rejimini de yerle bir edecek esbabı hazırlamaktadır. 11’inci yüzyıl tamirat asrı, Sünniliğin yenilenmesi asrı olmuştur.  Simetrisi olan 21’inci yüzyıl da aynı şekilde bir tamirat ve yenilenme asrıdır.

Salahaddin Eyyübi  1138 tarihinde Tikrit’te doğuyor ardından aynı gece ailesiyle birlikte Musul’a yerleşiyor.  Bir yıl aradan sonra Baalbek’e  taşınıyorlar.  Babası Yusuf  Bin Eyyüb ve amcası  Esedüddin Şirkuh ile birlikte Abbasilere bağlı olan Musul Atabeyi  Nureddin Zengi’nin  hizmetine giriyorlar.  Salahaddin Eyyübi’nin zuhuru döneminde hem Abbasi devleti çaptan düşmekte hem de Fatimiler  zayıflamakta ve sonuna yaklaşmaktadır. Fatimiler kendi içinde güç merkezleri arasında çekişmeye zayıflamakta ve sona yaklaşmaktadır.  Fatimiler kendi içlerinde güç merkezleri arasında çekişme yaşamaktadır.  Salahaddin Eyyübi bu iç çekişmeyi hallu fasl eder.  Abbasiler ise zaten merkezi otoritelerini kaybetmişlerdir.  Bu dönemde İslam aleminde Şii-Sünni çekişmesi en sert şekilde devam etmektedir.  Sonuna gelen Fatimi devletini ortadan kaldırmak Nureddin Zengi’nin himayesinde Salahaddin Eyyübi’ye nasip olur. Fatimiler Devletinin yıkılmasının ardından iç cephe toparlanır ve Salahaddin Eyyübi 49 yaşında iken 1187 tarihinde Hittin Savaşını kazanarak Kudüs’ü geri alır.  Öncesinde devletin Şii yapılanmasına son verir,  Şii hakim ve yargıçları işten el çektirir yerine Sünni kadroları atar. Üç yıllık hazırlık devresi sonrasında Sünni okullar yeniden faaliyete geçer ve tatil edilmiş ve atıl hale gelmiş olan Sünnilik yeniden mer’iyete geçerek, şahlanır.  Dört mezhebin okutulduğu okullar açar ve Şii propaganda merkezi olan Ezher’in faaliyetlerine son daha doğrusu ara verir.  Mısır’da dönüşüm üç yıl içinde gerçekleşir.  Salahaddin’i ortaya çıkaran Şii-Sünni kapışması, çekişmesi olmuştur.  Öyle ise Humeyni sonrası bu çekişme yeni bir Salahaddin’i hazırlamaktadır.  Salahaddin, gözleyenleri için yoldadır.