Medyanın en büyük patronu Aydın Doğan ile Başbakan Erdoğan arasında giderek tırmanan kavganın sonunu merak eden çok.

Doğan Grubu'ndaki yazarların bir kısmı, Sayın Başbakan'a Çiller'in sonunu hatırlatacak kadar pervasız. Ama Başbakan Erdoğan da "beni onlarla karıştırmayın" diyor. Şu dakikaya kadar geri adım atan olmadığına ve CHP lideri Baykal da devreye girip Doğan'a destek verdiğine göre, sahi bu kavganın sonu nereye varır?

Sayın Aydın Doğan'a şunu hatırlatabiliriz. Bir insanı en iyi kendisi bilir. Yaptıklarınızı, vicdanınız onaylıyorsa mesele yok. Ama onaylayamaz. Çünkü "medya tacirleri"nin gerçek yüzünü en iyi bilenlerden biri sizsiniz... Mesela cevaplamanız gereken pek çok ticari ilişki var. Fatih Altaylı iki tanesini önceki gün hatırlattı. Fatih Altaylı daha önce Hürriyet'te yazıyor, Kanal D'nin başında bulunuyordu. Yani Sayın Doğan'ın en yakınındaydı. Şunu soruyor:

1. Hatırlayacaksınız, Doğan Grubu Petrol Ofisi'ni İş Bankası ile birlikte satın almıştı. Elli-elli ortak. Sonra Doğan Grubu kontrolündeki Vatan Gazetesi ve Aydın Doğan medyası İş Bankası yönetimine saldırıya geçtiler. Önce Genel Müdür, sonra Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tiryaki hedef alındı. Günler süren yayınlar yapıldı. Ne oldu? İş Bankası, elindeki Petrol Ofisi hisselerini Aydın Doğan'a sattı. Aldığı günkü fiyattan. Şirketin kazandığı değer göz önüne alınmadan, üstelik 5 yıl vadeli 560 milyon dolara.

Aydın Doğan 5 yıl vadeli 560 milyon dolara aldığı hisselerin yüzde 34'ünü iki ay sonra Avusturyalı OMV'ye sattı. 1 milyar Euro'ya. Yani 1,5 milyar dolara. 2 ayda 1 milyar dolar kâr... Böyle bir satış 2 ayda yapılamayacağına göre kurulan tezgâh baştan belliydi. İş Bankası bu satıştan kendi payına düşecek 500 milyon dolar kârı Aydın Doğan'a hibe etmiş oldu. İş Bankası emeklilerinin parası çalındı. Çıt çıkmadı. Pekiyi o İş Bankası kimin kontrolünde? Baykal'ın. Buradaki 4 yönetim kurulu üyesini bizzat Baykal atıyor. Gördünüz mü işbirliğini?

2. Aydın Doğan, sahibi olduğu Dışbank'ı üç yıl önce 1 milyar Euro'ya Fortis'e sattı. Pekiyi Aydın Doğan Dışbank'ı kimden satın almıştı? Bildiniz, İş Bankası'ndan. Dışbank, İş Bankası'nındı. Sonra Aydın Doğan'a satıldı. Yanlış hatırlamıyorsam 17 milyon dolara. Ama Aydın Doğan'dan beş kuruş para çıkmadı. Çünkü satın alması için gerekli parayı da yine İş Bankası verdi. Frankfurt Şubesi üzerinden Aydın Doğan'a kredi açarak. Aydın Doğan İş Bankası'nın parasıyla, İş Bankası'nın bankasını aldı. 17 milyon dolara aldı, 1,5 milyar dolara sattı... Her biri birer etik, ahlâk timsali olan Deniz Baykal veya Aydın Doğan ya da İş Bankası içindeki CHP'li üyeler bu işlerin arkasındaki sırrı açıklar mı acaba? Şimdi Baykal'a soruyorum, sizin tepkinizin gerekçesi gerçekten basın özgürlüğü mü, yoksa Aydın Doğan'la aranızdaki ilişkiler ağı mı?

Altaylı'nın soruları cevap beklerken bir soru da şudur: Bu kavga neden şimdi böylesine büyüdü? Ergenekon davası Aydın Doğan'a kadar uzanacak da, Doğan ön mü alıyor? Ya da AYM'nin gerekçeli kararı açıklandığında AK Parti'ye karşı amansız yeni bir kapatma saldırısı, Doğan Medya üzerinden yürütülecek de, Başbakan mı ön alıyor? Ben başka sorular da sorayım: Bu kavganın sonunu beklemek zorunda mıyız? Bu kavganın galibi olur mu? Bu kavga sonuna kadar giderse, Türkiye ne kazanır? Demokrasi ne kazanır? Basın özgürlüğü ne kazanır, siyaset ne kazanır? Bu kavganın toz dumanında, "iyi saatte olsunlar"ın eli güçlenir mi? Ergenekon davası güme gider mi? Sayın Başbakan pek çok konuda haklı da olsa, bu soruların cevabını düşünmelidir. Türkiye'de siyasetin kurumlarını da, anayasal kurumları da, medyayı da, Avrupa Birliği standartlarına getirmenin dışında bir yol yok. Bu yol, ancak sabır, teenni, temkin ve mantıkla yürünebilirse netice alınabilir. Yoksa bir çuval inciri berbat etmek de var...