Receb Ayını Gafletle Geçirmeyin
Kıymetli ömrünü eğlenceyle geçirenler, ekim günlerini kaçırır, ekim zamanı boşa yatan da hasat zamanını zayi eder ve herkes mahsul biçerken, o pişmanlık biçer. O halde siz siz olun, cehennem derekelerinden kurtulup, cennet derecelerine erişebilmek için, receb ayını oruçlar ve geçmiş günahlara ağlamakla geçirin.
Receb ayında kullardan istenen, tâkatları hasebince ve güçleri nisbetince ibadet ve taatları çoğaltmalarıdır.
Her kim receb-i şerifin ortalarından bir gün oruç tutarsa Rabîa ve Mudar kabîleleri kadar çok kişilere şefaatçi kılınır.
Ali ibni Ebî Tâlib’in oğlu Hüseyin’in oğlu Ali Zeynelâbidîn’in oğlu Muhammed Bâkır’ın oğlu Ca‛fer-i Sâdık’ın oğlu Mûsâ Kâzım’ın oğlu Ali Rıza (Radıyallâhu Anhüm Ecma‛în) şöyle buyurmuştur: “Her kim sevâbını Allâh-u Teâlâ’dan umarak receb-i şerifin ilk günü oruç tutarsa kendisine cennet vâcip olur.
Her kim de receb-i şerifin ortalarından bir gün oruç tutarsa Rabîa ve Mudar kabîleleri kadar çok kişilere şefaatçi kılınır.
Yine her kim receb-i şerifin son gününde oruç tutarsa Allâh-u Teâlâ onu cennetin sultanlarından yapar ve kendisini; annesine, babasına, kız kardeşlerine, amcalarına, halalarına, dayılarına, teyzelerine, tanışlarına ve komşularına şefaatçi kılar. Bunlar arasında cehennemi hak etmiş biri bulunsa da (onun şefaatiyle kurtulur).
(Mümin eş-Şeblencî, Nûru’l-ebsâr fî menâkıbı âli beyti’l-Muhtâr, sh:363)
RECEB-İ ŞERÎFİN İLK PERŞEMBESİ
Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den rivayet edildiğine göre:
“Recebin ilk perşembesini oruçla geçireni cennete sokmak Allâh-u Teâlâ üzerine bir hak olur.”(Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/138; Abdülkādir el-Geylanî, el-Ğunye, 1/330-331)
Ey hak yolda kardeşlerimiz! Nice insan recebe ulaşmış, şabâna ulaşamamış, bir nice kul da ikisine kavuşmuş, fakat ramazana çıkamamıştır.
Kıymetli ömrünü eğlenceyle geçirenler, ekim günlerini kaçırır, ekim zamanı boşa yatan da hasat zamanını zayi eder ve herkes mahsul biçerken, o pişmanlık biçer.
Gençliğin kıymetini yaşlılar, sağlığın kıymetini hastalar, zenginliğin değerini fakirler, hayatın kadrini de ölüler bilir.
O halde siz siz olun, cehennem derekelerinden kurtulup, cennet derecelerine erişebilmek için, receb ayını oruçlar ve geçmiş günahlara ağlamaklarla geçirin, sakın hâ gafletle geçirmeyin!
(Ahmed ibni Hicâzî, Tuhfetü’l-ihvan, sh:13)
EYYÂM-I BÎYD ORUÇLARI
Ali (Radıyallâhu Anh) şöyle buyurmuştur: “Recebin on üçüncü gününün orucu, üç bin sene oruç gibidir. On dördünün orucu, on bin sene gibidir. On beşinci gün ise on üç bin seneye denktir.”
(İbni Şâhîn, Süyûtî, el-Le’âlî, 2/106)
Enes (Radıyallâhu Anh)dan merfû‛an rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “(Herhangi bir aydan) on üç, on dört ve on beşinci günler olan, eyyâm-bîydı oruçlu geçirene, Allah-u Teâlâ, birinci gününde on bin sene, ikinci gününde yüz bin sene, üçüncü günde ise üç yüz bin senelik ecir verir.” (Ebu’l-Kāsım el-Hüseyn, el-Emâlî, Süyûtî, el-Le’âlî, 2/107)
AZABI HAFİFLETEN 4 ŞEY
Rivayete göre; Âdem (Aleyhisselâm): “Yâ Rabbi! Vakitlerin ve günlerin sana en sevgilisini bana bildirir misin?” diye yalvardığında, Allâh-u Teâlâ: “Günlerin Bana en sevgilisi, recebin yarı günüdür. Her kim recebin ortasında, oruç, namaz ve sadakayla Bana takarrub (mânen yakınlaşma) ve ibadette bulunursa, Benden ne isterse mutlaka ona veririm, Benden af isterse, mutlaka onu bağışlarım.
Ey Âdem! Her kim recebin yarı gününü namusunu koruyarak, malından tasaddukta bulunarak, oruçlu ve zikir üzere geçirirse onun için cennetten başka bir karşılık yoktur” (Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/140) buyurdu.
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den şöyle rivayet edilmiştir. “Recebin yarısının orucu, otuz senelik oruca denktir.” (Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/140)
Rivayete göre: “Dört şey, kabir azabını hafifletir. Bunlar da: Her an ve her zaman Kur’an okumak, her mekânda yetime ikram etmek, receb ve şabânın eyyâm-bîyd oruçlarını tutmak, Gece yarısı namaz kılmak ki, o kalbi nurlandırır ve Rahmân’ın rızasını celbeder.”
(Ahmed ibni Hicâzî, Tuhfetü’l-ihvan, sh:13) Her ayın eyyâm-ı bîyd oruçları hakkındaki diğer hadîs-i şerîfler “Oruç” risâlemizin 58-60. sayfalarında mevcuttur.
YİRMİ YEDİNCİ GÜN ORUCU
Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur:
ALTMIŞ AY SEVABI
“Recebde bir gün ve bir gece vardır ki, o günü oruçlu geçirip, gecesini ibadette kāaim olan kişi, zaman olarak yüz seneyi oruç, yüz seneyi de (gece ibadeti ve) kıyamla geçirmiş gibi olur. O gün, recebin bitmesine üç gün kaladır. Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de o gün (peygamber olarak) gönderilmiştir.”
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Recebin yirmi yedinci günü oruç tutana, altmış ay orucu(nun sevabı) yazılır. O gün, Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e, Cibrîl’in risâleti ilk getirdiği gündür.” (Abdülkādir el-Geylânî, el-Ğunye, 1/332; Ebû Muhammed el-Hallâl, no:18, sh:76; Hatîb, Târîh-u Bağdad, 8/290; Ebû Mûsa el-Medînî, Fedâilü’l-leyâlî ve’l-eyyâm, ‛Irâkî, el-Muğnî an hamli’l-esfâr, 1/367; Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’l-müttakîn, 5/207; Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/141; Hennâd en-Nesefî, el-Fevâid, Abdülazîz el-Kettânî, Fedâil-ü receb, İbni Arrâk, Tenzîhü’ş-şerî‛a, Savm:41, 2/161)
İbni Âdil (Rahimehullâh) Cibrîl (Aleyhisselâm)ın bazı peygamberlerle kaç kere görüştüğü hususunda şöyle demiştir:
“Cibrîl (Aleyhisselâm) Âdem (Aleyhisselâm)a on iki kere, İdrîs (Aleyhisselâm)a dört kere, İbrâhîm (Aleyhisselâm)a kırk iki kere, Nûh (Aleyhisselâm)a elli kere nâzil olmuştur. Mûsâ (Aleyhisselâm)a dört yüz kere, Îsâ (Aleyhisselâm)a on kere, Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ise yirmi dört bin kere inmiştir.”(Ahmed ibni Hicâzî, Tuhfetü’l-ihvan, sh:12)
İKİ BİN KÖLE AZADI
Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den şöyle rivayet edilmiştir:
“Her kim recebin yirmi yedinci günü oruç tutup, o gün sadaka verirse, Allâh-u Teâlâ orucuna karşılık o kişiye bin hasene ve iki bin köle âzâdı (sevabı) yazar.”
(el-Cami‛u’ş-şâfî fî’l-vazı’l-kâfî, Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/141)
SON GÜN ORUCU
Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), recebin tamamını tutamayacağını söyleyen bir zâta: “Ondan ilk günü, ortasındaki günü ve son günü tut ki, o zaman muhakkak sana, tamamını tutanın sevabı verilecektir” buyurmuştur. (Metin ve kaynaklar için bakınız: sh.104)
Receb-i şerîf orucuyla alakalı olarak zikrettiğimiz hadîs-i şerîflerden bazısını nakleden Alî el-Kārî (Rahimehullâh) bu konuyu şöyle bağlamıştır: Bütün bu nakillerden anlaşıldığına göre; receb ayının, diğer aylara nisbetle bir takım fazîletleri mevcuttur.
Kullardan istenen, tâkatları hasebince ve güçleri nisbetince ibadet ve taatları çoğaltmaktır. Ulemâ da fazîletli ameller babında nakledilen zayıf hadislerle amel etmenin caiz olduğu konusunda görüş birliği içindedir.
Hal böyleyken bazı âlimlerin: “Bidattır” diyerek receb ayında oruç tutmayı engellemeleri, anlaşılacak şey değildir.
(Risâle fî fedâil-i receb el-mürecceb, Resâil-ü Ali el-Karî, varak:57-58)
Ayet-i Kerime
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayâsızlığı ve kötülüğü emreder. Eğer Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediği kimseyi tertemiz kılar. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. ( Nur, 24 / 21)
Hadis-i Şerif
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim, kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da o sebeple onu Kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu kıyamet günü örter. (Ebû Dâvud, Edeb 46; Tirmizî, Hudud 3; Bu-hârî, Mezâlim 3, İkrâh 7; Müslim, Birr 58)
Alimlerden Öğütler
Dil insanin terazisidir, âlim ve cahili ayırıcıdır. Mümin insaf etmeyene insafla gider. Ahlâkı güzel olan yumuşak söyler. Çok selâm ve tatlı dil sevgiye sebeptir. Büyüklerin yolu güzel sözlü olmak ve açık selâm vermektir.
Dili tatlı olanın dostu çok olur. Sözü tatlı olanın muhabbeti lazımdır.
(İbrahim Hakkı Hazretleri)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.