Bursa’da ‘Edebiyat Günleri’, Ankara’da ‘Dinozor Heykelleri’
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile neden “uğraştığımı” soranlar var. Bir kere şahıslarla işim yok, özel hayatları, yedikleri içtikleri, hatta çaldıkları çırptıkları... Bunlardan söz etmiyoruz. Türkiye’nin başkentinden söz ediyoruz ve Ankara, kitap okumadığını iftiharla (daha doğrusu: utanmadan) ilân eden bir Başkan tarafından yönetiliyor. Maalesef!
Kitap okumayan başkanın yönetici olduğu şehirde, kitapları ondan fazla dile çevrilmiş Başbakan da ikamet ediyor!
Ankara’da resmî veya özel 16 faal üniversite, 20 bine yakın öğretim üyesi, iki 100 bine yakın yüksek tahsil öğrencisi var... Ve bu şehrin başkanı kitap okumuyor! Uzun süren iktidarı boyunca bir tek kütüphane açmayı düşünmedi.
Eğer Türkiye’nin muhafazakârlık iddiasındaki iktidarı bunu hazmedebiliyorsa, bize susmak düşer!
İşte bu başkanın maarifetleri: Büyük eğlence parkları yapıyor, spor (futbol) klüpleri kurup batırıyor, robot veya dinozor heykelleri ile meydanları dolduruyor, şehrin en önemli dinî mekânını ticaret alanı hâline getiriyor, Başbakan’ı Konya’da her gördüğünde Fatiha okuduğu Mevlâna Türbesi’nin kubbesini bir eğlence mekânının girişine dikiyor...
Bütün yatırımı ayağı, bir de mideye yapıyor. Kafaya yönelik hiç bir işi yok...
Hafta sonu Bursa’da idik… Olabilecek vesilelerin en güzellerindin biri dolayısıyla: Bursa Edebiyat Günleri...
Bursa Edebiyat Günleri’nin Onbeşincisi yapıldı. Bu senenin teması “Ortadoğu’yu yazmak”tı. Türkiye’nin muhtelif şehirlerinden 54 şair ve yazar bu vesile ile Bursa’da buluştu. Programın şeref misafiri Amerikalı Akademisyen, Siyaset Bilimci, Yazar, Prof. Dr. Norman Finkelstein’di.
Finkelstein Yahudi asıllı, hatta babası Nazi zulmünden kaçarak kurtulmuş. Buna rağmen, Finkelstein İsrail’in Filistin’de işlediği insanlık dışı suçlara meşruluk kazandırmak için Nazi zulmünü istismar ettiği görüşünde. Soykırımı yaşadığını iddia edenlerin çoğunun yalancı olduğunu, bunu maddî çıkar sağlamak için kullanıdığını söylüyor. “Siyonistler böylece bir ‘soykırım sanayisi’ icad ettiler” diyor. Böyle düşünen biri özgürlükler ülkesi ABD’de işsiz kalır elbette. Bu yüzden Finkelstein de bir süredir Türkiye’de Sakarya Üniversitesi’nde…
3 gün boyunca edebiyatın kalbi Bursa’da attı, Bursa adeta edebiyatın başkenti oldu. Programda, Ortadoğu kavramının çeşitli yönleri ile ele alındığı, edebiyatının sanatının gündeme getirildiği oturumlar, Tophane’de şiir akşamı yanında çeşitli liselerde şairler ve yazarları öğrencilerle buluşturan faaliyetler vardı. Program, 9 Mayıs Cumartesi akşamı Türk Halk Müziği sanatçısı Cengiz Özkan'ın konseriyle sona erdi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi mi muhafazakâr belediyeciliği temsil ediyor, Ankara mı? Bu sorunun cevabını biz vermeyelim. Bursa Belediyesi, altyapı ve sosyal belediyeciliği kültürel belediyecilikle taçlandırıyor. Bizim Bursa’da bulunduğumiz süre içinde bir Bilim Şenliği ve mahalli bir gelenek olan Erguvan Şenliği de icra edildi. Bilim Şenliği binlerce gencimizin ilgisini çeken çok yararlı bir faaliyet... Sürekliliği olan uygulamaya dönük yönleri de var. Belediye’nin Bursa ile ilgili yayınları bir kütüphane dolduracak cesamette…
Böyle bir faaliyet Ankara’da yapılabilir mi?
Asla ve kat’a! Büyükşehir’in böyle bir meselesi olamaz! Çünkü çağ uyuşmazlığı var!
Malûm dinazorlar tarih öncesi dönemlerde yaşamışlar. Yani yazının icadından milyonlarca yıl önce. Dolayısıyla Ankara Büyükşehir hâlâ o çağda yaşıyor. Yazıyla, kitapla, kültürle işi yok o yüzden. Bu sebeple şehrin en mutena meydanlarına tarih öncesi hayvanların heykelleri yerleştiriliyor!
Neyse ki, Ankara’da tek belediye Büyükşehir değil. Alt belediyeler kültüre, sanata daha sıcak. Bakarsınız bir belediye başkanı Ankara Edebiyat Günleri’ni başlatır…
Ankara’da belediyeciliğin kötü imajı böylece silinir!
Böyle bir faaliyeti hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediyesi her türlü takdiri, programı düzenleyen heyetteki dostlarımız Metin Önal Mengüşoğlu, İnsan Deniz ve Mustafa Baki Efe’ye de teşekkürü hak ediyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.