Risale-i Nur ve Siyaset
Risale-i Nurun iman ve Kur’an hizmetleri siyaset üstü tutulmalıdır. Siyaset kirlidir, kirletir ve hizmetlere zarar verir.
Nurcu partizanlık ve militanlık yapamaz.
Bediüzzaman siyasî faaliyet yapmamıştır.
O, euzü billahi mineşşeytan vessiyase demiştir.
Nurcular, her uyanık ve şuurlu Müslüman gibi, agresif ve militan din düşmanı partilere tabiatıyla oy vermez.
Hiçbir Nurcu, din hürriyeti veren bir parti de olsa, Kur’an’ı Sünnet’i Şeriat’ı ana program olarak kabul etmeyen siyasî bir teşekkülü canı gönülden severek, benimseyerek, tasvib ederek desteklemez, kerhen destekler.
Nurcu İslam hikmetinin ve hukukunun “Ehven-i Şerreyn tercih olunur” prensibine göre oy kullanır.
Risale-i Nur, İman İslam Kur’an hizmeti olduğu için bütün Ümmeti ilgilendirir.
Bediüzzaman ve Risale-i Nurlar kimsenin tekelinde değildir. Bediüzzaman’ın ahlakını anlatan şu menkabe gayet önemlidir: Emirdağ müftüsünün kendisi aleyhinde konuştuğunu söyleyen bir talebesini Bediüzzaman, sen benim ile bir kardeşimin arasını açmak istiyorsun diyerek kovmuştur.
Bediüzzaman şu zevatın hocaları ve üstadları olduğunu bizzat beyan etmiştir: Abdülkadir Geylanî… İmam Rabbanî… İmam Gazalî… Mevlana Celalüddin Rumî… Gümüşhanevî Ahmed Ziyaüddin…
Risale-i Nur iman ve Kur’an hizmetleri bir bütündür, asla bölünemez, parçalanamaz.
Hiçbir Nurcunun, diğer has ve gerçek Nurcuları ötekileştirmeye hakkı yoktur.
Bediüzzamanın meslekine, meşrebine, Risale-i Nurların temel prensiplerine aykırı işler yapanlar, sözler söyleyenler gerçek Nurcu değildir.
Risale-i Nurun iman ve Kur’an hizmetleri para üzerine kurulu değildir, parasız hizmetlerdir; Nurculukta Müslümanlardan aşırı şekilde hesapsız kitapsız para toplamak yok, holdingleşmek yoktur.
Nurcu camia içinde hizip, fırka, şube, parça kavgaları, çekişmeleri, rekabeti olamaz; nurculuğun esası ittihad, uhuvvet, vifak ve tesanüttür.
Zamanımızda üç ibrahimî hak din vardır, bunların bağlıları ehl-i Cennet ve ehl-i necattır diyen kimse gerçek Nurcu olamaz. Kur’an Allah katında tek makbul, geçerli, hak dinin İslam olduğunu kesin şekilde beyan ediyor, buna karşı çıkan kimse bırakın Nurcu olmak, Müslüman bile değildir.
Nurculuğun birinci hizmet konusu imanı korumak ve kurtarmaktır.
Nurcu âdil bir Müslümandır, doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde adaletsizlik yapmaz.
Nurcu makyavelist değildir, amaca ulaşmak için Kur’an’a Sünnet’e Şeriat’a İslam ahlakına aykırı vasıtaları ve yolları kullanmaz.
Nurcu, fasık-ı mütecahir olmayan Müslümanların gıybetini yapmaz, dilini gıybetten korur.
Nurcu taqiyye ve kitman yaparak din kardeşlerini aldatmaz.
Nurcu faziletli Müslümandır, onun faziletlerini düşmanları bile kabul, tasdik ve teslim eder.
Nurcu beş vakit namazı dosdoğru kılar. Başı açık namaz kılmaz. Namaz tesbihatına büyük önem verir.
Nurcu, diğer nurcuların ve umum Müslümanların kurdu değil, meleğidir. Onları sever, onlara acır, onlara yardımcı olur, onları kardeş bilir.
Nurcu, ruhbanları erbab haline getirmez. Nurculukta esas Risale-i
Nurlarla iman ve Kur’an hizmetleri yapmaktır, Bediüzzamanın şahsı ve onu övmek değildir.
Bediüzzaman, Risale-i Nurlar, İman ve Kur’an hizmetleri her hâl ü kârda siyasetin, particiliğin, politika entrikalarının dışında tutulmalıdır.