D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Siyasetin Asıl Meselesi: Sahicilik!

Siyasetin Asıl Meselesi: Sahicilik!

Tür­ki­ye­’de si­ya­set vit­rin­de­ki isim­ler üze­rin­den yü­rü­yor. Va­tan­daş en çok gör­dü­ğü, ek­ran­lar­da ve ga­ze­te­ler­de en faz­la sö­zü ge­çen şah­si­yet­le­re ba­ka­rak son ka­ra­rı­nı ve­ri­yor. El­bet­te her­kes par­ti­le­rin dü­şün­ce ar­ka pla­nı, si­ya­sî yö­ne­li­şi ko­nu­sun­da bir fik­re sa­hip. O ar­kap­la­nı hal­kın di­li­ne ter­cü­me et­mek de par­ti­nin gö­rü­nür ki­şi­le­ri­nin be­ce­ri­si­ne bağ­lı. Ya­ni, tü­zük, prog­ram, se­çim bil­dir­ge­si... Ol­ma­sı ge­rek­ti­ği için, usu­len var!

Se­çim ya­kın. Her gün, her yer­de, her şey söy­le­ni­yor... Bir yüz es­ki­me­si, sö­zün de­ğe­ri­ni kay­bet­me­si hâ­li ile kar­şı kar­şı­ya­yız. Bu sı­ra­dan­laş­ma­yı, de­ğer­siz­leş­me­yi bes­le­yen en önem­li hu­sus, se­çim ca­lış­ma­la­rı­nın rek­lam kam­pan­ya­sı­na dö­nüş­tü­rül­me­si. Rek­lam pa­zar­la­ma­dır, pa­zar­la­na­cak mal­la il­gi­li imaj oluş­tur­mak­tır. Bü­tün li­der­le­rin böy­le bir imaj pa­zar­la­ma­sı ile kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­li­riz. 

“Şur­da şu­nu ko­nuş­ma­nız lâ­zım, şur­da şöy­le ha­re­ket et­me­niz ge­re­kir. Gü­lün, üzü­lün, ağ­la­mak­lı olun, öf­ke­le­nin, du­run, yü­rü­yün, ko­şun, top oy­na­yın!...” Bu pa­zar­la­ma­nın is­te­nen so­nu­cu ver­me­si, pa­zar­la­na­nın bu et­ki­yi uyan­dır­ma­sı ile il­gi­li...

Me­se­la CHP li­de­ri­ni çok din­dar ola­rak pa­zar­la­mak...

Me­se­la MHP li­de­ri­ni faz­la yuf­ka yü­rek­li ola­rak sun­mak...

Bun­la­rın din­dar­lı­ğı ve­ya yuf­ka yü­rek­li olup ol­ma­dık­la­rı önem­li de­ğil. On­lar­la il­gi­li oluş­tu­ru­la­cak ima­jın tut­ma­sı ki­şi­lik­le­ri­nin ve par­ti­le­ri­nin hal­kın zih­nin­de­ki kar­şı­lı­ğı ile il­gi­li. 

Si­ya­se­tin rek­lam­cı­la­rın ko­nu­su ol­ma­sı, si­ya­sî par­ti li­der­le­ri­nin sa­hi­ci­lik­le­ri­ni, sa­hih­lik­le­ri­ni da­ha önem­li hâ­le ge­tir­di. Her­kes her şey gi­bi gös­te­ri­le­bi­lir. İyi bir şar­kı­cı, iyi bir res­sam, mü­kem­mel bir ai­le rei­si, ha­ri­ka bir dans­çı, us­ta bir fut­bol­cu... Bun­lar ilk ak­la ge­len­ler. Böy­le gös­te­ril­mek­le böy­le ol­mak ay­nı şey de­ğil. Bu­nu hal­kın fark ede­me­ye­ce­ği­ni mi sa­nı­yor­su­nuz? 

Si­ya­set­te sa­hi­ci­lik söz ko­nu­su olun­ca Men­de­re­s’­ten bu ya­na hal­kın bü­yük rağ­bet gös­ter­di­ği isim­ler gö­zü­mü­zün önün­den ge­çi­yor. Men­de­re­s’­in sa­hi­ci­li­ğin­den son­ra en faz­la Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın sa­hi­ci et­ki­si uyan­dır­dı­ğı­nı söy­le­ye­bi­li­riz. So­mur­tan Cum­hu­ri­yet ida­re­ci­le­ri ye­ri­ne, gü­lüm­se­yen bir Baş­ba­kan, Men­de­res hal­kın kal­bi­ni fet­het­miş­ti. Üs­te­lik hal­kın ara­sı­na gi­ri­yor, on­lar­la hem­hal olu­yor, on­la­rın his­si­ya­tı­nı ta­şı­yor. Ad­nan Men­de­res seç­kin bir ta­ba­ka­dan ge­li­yor­du. Tay­yip Er­do­ğan halk­tan bi­ri ola­rak, en alt­tan ge­le­rek mil­le­tin gön­lü­nü fet­het­ti. Her an halk­la be­ra­ber ola­bi­le­ce­ği­ni, her şart al­tın­da va­tan­daş­lar­la en sı­cak di­ya­log­la­rı ku­ra­bi­le­ce­ği­ni gös­ter­di. Ya­şa­dı­ğı gi­bi ol­du­ğu­nu, inan­dı­ğı gi­bi ya­şa­dı­ğı­nı va­tan­daş­lar gör­dü. 

Ah­met Da­vu­toğ­lu da bu an­lam­da sa­hi­ci bir ka­rak­ter. İyi ye­tiş­miş bir ilim ada­mı. Ka­de­rin sev­kiy­le si­ya­se­tin için­de bul­du ken­di­ni. Şim­di bir va­zi­fe ve me­s’­uli­yet ada­mı ola­rak par­ti­si­ni ba­şa­rı­ya ulaş­tır­mak için ça­ba­lı­yor.

Bu­ra­ya ka­dar sa­hi­ci­lik me­se­le­si yok. “Yok­sa icad ede­riz, bu ka­dar da sa­hi­ci­lik prim yap­ma­z” di­ye mi dü­şü­nü­lü­yor aca­ba?

Ne­den bu ka­na­ate var­dım? 

Par­ti­nin pa­zar­la­ma­cı­la­rı Da­vu­toğ­lu­’na Trab­zo­n’­da fut­bol oy­nat­tı­lar...

Böy­le iş­ler Trab­zo­n’­da olur! Çün­kü Trab­zon fut­bol has­ta­lı­ğı­nın ta­van yap­tı­ğı ili­miz. Mi­zan­sen her ta­raf­tan akı­yor.

Trab­zons­po­r’­un es­ki­le­ri ile Baş­ba­kan ve et­ra­fın­da­ki­le­rin ma­çın­da Da­vu­toğ­lu us­ta bir fut­bol­cu ola­rak hal­ka tak­dim edi­li­yor. Ha­ni bı­ra­kıl­sa, pro­fes­yo­nel lig­de trans­fer re­ko­ru kı­ra­cak!

Bu ba­na, 1960’lı yıl­lar­da es­ki Mil­lî Şe­f’­in par­ti baş­ka­nı ola­rak her yaz İs­tan­bu­l’­da de­ni­ze gir­me­si ha­ber­le­ri­ne ha­tır­la­tı­yor. İs­met İnö­nü, ta­ri­hî ma­yo­su­nu gi­yi­yor ve de­ni­ze çi­vi­le­me at­lı­yor!

Bu­nun si­ya­se­ten bir de­ğe­ri var mı? Ga­li­ba top­lu­ma şu söy­len­mek is­te­ni­yor: Pa­şa yaş­lı ama zin­de! Ay­nı za­man­da mo­dern ve spor­cu!

Ba­kın Ah­met Da­vu­toğ­lu­’nun fut­bol­cu­luk ha­be­ri­ne. 

İş­te baş­lık: “Da­vu­toğ­lu Av­ni Aker'de şov yap­tı.” Al­ter­na­tif baş­lık: Baş­ba­kan Av­ni     Ake­r’­de fır­tı­na gi­bi es­ti.” 

Ve ha­ber: “Baş­ba­kan Ah­met Da­vu­toğ­lu, es­ki Trab­zons­por­lu fut­bol­cu­lar­la maç yap­tı. Kırk da­ki­ka bo­yun­ca sa­ha­da ka­lan ve for­vet mev­ki­in­de oy­na­yan Da­vu­toğ­lu, kar­şı­laş­ma­da ta­kı­mı­nın 3 go­lü­nü ata­rak hat-trick ya­par­ken, 1 go­lün de pa­sı­nı ver­di. İz­le­yi­ci­ler­den sık sık al­kış alan Ah­met Da­vu­toğ­lu'na ma­çın bi­ti­mi­nin ar­dın­dan da te­za­hü­rat­lar­la sev­gi gös­te­ri­le­rin­de bu­lu­nul­du. Kar­şı­laş­ma so­nun­da her iki ta­kım spor­cu­la­rı da or­ta alan­da top­la­na­rak tat­lı ye­di.”

Baş­ba­ka­n’­a hat­ti­rik yap­tır­ma­yı pro­pa­gan­da sa­nı­yor­lar!

“Hat­ti­rik de ne?” di­ye so­ran va­tan­daş­la­rı bu dil se­fa­le­ti gös­te­ri­si­ni ya­pan sah­te­ci­le­rin rağ­mı­na ya­za­ca­ğım: Üç­le­me. “Baş­ba­kan üç­le­di!” Ne­den böy­le yaz­ma­dık­la­rı­nı va­rın siz dü­şü­nün!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi