Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Müslümanların dertleriyle dertlenin

Müslümanların dertleriyle dertlenin

Müs­lü­man­lar dün­ya­nın bir­çok ye­rin­de sı­kın­tı için­de ya­şı­yor, zu­lüm gö­rü­yor­lar. Biz ise bu­ra­da ra­hat­lık için­de, ye­di­ği­miz 
önü­müz­de ye­me­di­ği­miz ar­ka­mız­da yan ge­lip ya­tı­yo­ruz. Çok da­ha has­sas ol­ma­mız la­zım. Müs­lü­man­la­rın dert­le­riy­le dert­len­me­li­yiz.

Dün­ya­da ne­ler olu­yor ha­be­ri­niz var mı hiç? Ta­ci­kis­ta­n’­da ve Öz­be­kis­ta­n’­da ha­pis­te ho­ca­la­rı­mız var. Za­val­lı ka­dın bir ho­ca bi­le ha­pis ya­tı­yor. Bir du­a bi­le yap­mı­yor kim­se. “Bi­ze de­me­din ki ho­ca­m” de­me­yin. Bi­raz da siz öğ­re­nin, me­rak­lı olun. Myan­ma­r’­da Müs­lü­man­la­rı ıs­sız ada­ya at­mış­lar yi­yin bir­bi­ri­ni­zi di­ye. Ma­lez­ya al­ma­dı, En­do­nez­ya bak­ma­dı. Müs­lü­man­lar ne hal­de siz bi­li­yor mu­su­nuz? Siz bu­ra­da ya­tı­yor­su­nuz, yi­yor­su­nuz, her şe­yi gö­tü­rü­yor­su­nuz. Mil­let aç, açık, öl­mek üze­re. Ya­ni Müs­lü­man­lar çok zor­da­lar. Do­ğu Tür­kis­tan da öy­le. Her yer öy­le. 

5 PO­LİS KA­DI­NA TE­CA­VÜZ ET­MİŞ

Su­ri­ye­’nin du­ru­mu­na bak­sa­nı­za. Adam bir bom­ba­lı­yor 70 ki­şi ölü­yor. Bir da­ha bom­ba­lı­yor 100 ki­şi ölü­yor. Bü­tün Ehl-i Sün­net  Müs­lü­man­la­rı öl­dü­rü­yor­lar. Ga­ze­te­miz­de ge­çen­ler­de bir ha­ber çık­tı. Su­ri­ye­’de bir ka­dın “Ço­cu­ğu­mun gö­zü önün­de Ese­d’­in 5 po­li­si ba­na te­ca­vüz et­ti­” di­yor. Ka­dı­nın adı da Um­mu Ab­dul­lah. O ka­dı­nın ne gü­na­hı var. O ka­dı­nın Al­lah in­din­de çok mer­te­be­si var­dır. Ka­dın “Ko­ca­mı öl­dür­dü­ler, ne­ler et­ti­le­r” di­yor. Ne za­man kur­tu­la­cak bu Müs­lü­man­lar!

HO­CA­LA­RIN İŞİ Sİ­YA­SET OL­MA­MA­LI

Ar­ka­daş­lar bi­raz dert­li olun. Biz yan ge­lip ya­tı­yo­ruz. Böy­le İs­lam der­di olur mu? Ha­cı­la­rın, ho­ca­la­rın işinin ri­ya­set, si­ya­set, ma­sa, kol­tuk, san­dal­ye ol­ma­ma­sı la­zım. Ho­ca­la­rın, Ehl-i Sün­net Müs­lü­man­la­rın dün­ya­da­ki dert­le­riy­le uğ­raş­ma­sı la­zım. Ne ol­du bu iş­ler. Biz üzü­lü­yo­ruz. Uy­ku­la­rı­mız, iş­tah­la­rı­mız ka­çı­yor. Siz de öy­le­si­niz­dir emi­nim. Ben­den da­ha has­sas ol­du­ğu­nu­zu dü­şü­nü­yo­rum. 

NAMAZSIZLIK CEHENNEM KUYUSUNA DÜSÜRÜR 

Allâh-u Teâlâ: “Nihâyet onların ardından birtakım kötü döller gelmişti ki onlar o (farz namazlara inanmayarak veya tamamen terk ederek yahut kazaya bırakarak ya da ta‛dîl-i erkâna riâyet etmeyerek) namazı zâyi etmiştiler ve (içki, zina gibi haramlar işleyerek, namazdan ve zikirden alıkoyan nefsâni arzulara ve) şehvetlere tamamen uymuştular.

Muhakkak ki onlar büyük bir şerre o azgınlığ(ın ağır cezasın)a (cehennemdeki diğer vadilerin bile, şerrinden Allâh’a sığınmakta oldukları) ğayy (kuyusun)a kavuşacaklardır” (Meryem Sûresi:59) buyurarak namazsızların kötü âkibetini beyan etmiştir.

ĞAYY VADİSİ

Nitekim namazı zâyi edenlerin tehdit olunduğu “Ğayy” ile:

 “Her kim bunu yaparsa, günahın(ın) cezasına kavuşacaktır” (Furkan Sûresi:68’den) âyet-i kerîmesinde zikredilen “Esâm” tâbiri hakkında Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem):

 “Ğayy ile Esam iki ırmaktır ki, cehennem ehlinin irinleri oraya akmaktadır” buyurmuştur. (İbni Merdûyeh, Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr:10/101) 

İbni Mesûd (Radıyallâhu Anh) şöyle buyurmuştur: Bunun manası: 

“Namazı tamamen terk ettiler” demek değildir. Lakin: “Onu vakitlerinden geciktirdiler” demektir.

Tâbi‛înin imâmı olan Saîd ibni Mü-seyyeb (Radıyallâhu Anh) şöyle buyurmuştur: “Namazı zayi etmek demek; ikindi gelinceye kadar öğleni kılmamaktır, akşama kadar ikindiyi kılmamaktır.

Yatsıya kadar akşamı kılmamaktır, imsak vaktine kadar yatsıyı kılmamaktır, güneş doğuncaya kadar da sabahı kılmamaktır. 

Her kim bu hal üzere ısrar ederek tevbe etmeden ölürse Allâh-u Teâlâ onu cehennemde dibi çok derin olan ve azabı çok şiddetli olan Ğayy vâdisi’ne atmakla tehdit etmiştir.”

EN BÜYÜK SEBEB

Mevlâ Teâlâ cennet ehliyle cehennemlikler arasında geçen bir konuşmayı naklederken şöyle buyuruyor:

 “(Onlar) pek değerli cennetler içindedir(ler). Birbirlerine O suçlular(ın durumun)dan sormaktadırlar. (Sonra aralarından perde açılınca dediler) ki: ‘Sizi Sekar’a sokmuş olan şey nedir?’

(Cehennem ehli cevaben) dediler ki: ‘Biz namaz kılanlar(ın yaptığı işin farziyetine inananlar)dan değildik! (Müslümanlar gibi,) yoksulu da yedirmezdik! (Allâh’ın âyetleri hakkında inkâra) girişenlerle birlikte biz de dalmaktaydık!

Ceza gününü de yalan saymaktaydık! Tâ ki o kesin gerçek (olan ölüm) bize geldi (çattı)!’” (Müddessir Sûresi:40-47) 

Gerçi bu âyetlerde kâfirlerden bahsedilmektedir ama cehennem ehlinin suçlarını sayarken ilk olarak namazsızlıklarını zikretmeleri elbetteki boşuna değildir.   

İNSANLAR BİR KAÇ TABAKADIR
Vehb ibni Münebbih (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir: “İnsanlara şaşılır, cesedi ölene ağlıyorlar da kalbi ölene ağlamıyorlar, halbuki o daha beterdir. 

Kalp ölümüne sebep olan en büyük tehlike namazsızlıktır. 

İnsanlar namaz hususunda tabaka tabakadırlar. Bir kısmı baştan namazı kabul etmediler. Onların yeri sekardır.  

Allâh-u Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurmuştur:

 “Sizi Sekar’a sokan ne oldu? (Cehennem ehli cevaben): ‘Biz namaz kılanlar(ın yaptığı işin farziyetine inananlar)dan değildik!’ dediler.” (Müddessir Sûresi:43)

ŞİDDETLİ AZAP

Bir kısmı kabul ettiler fakat edâ etmediler, onların gideceği yer de Ğayy’dır ki o, cehennem kuyusudur. (Bu konu ilk başlık altında tafsilatla anlatılmıştır.)

Diğer kısım ise; inandılar, edâ ettiler ama vaktinde kılıp-kılmamaya hiç önem vermediler. 

Nitekim dünya işlerine dalanların birçoğu bu haldedir, namaz vakti çıkar da farkında bile olmazlar, namazı vaktinden çıktıktan sonra kılarlar da pişman bile olmazlar.

Gece sabaha kadar otururlar, namazı ancak güneş doğduktan sonra kılarlar. İşte bu gibi namazlarını önemsemeyen kimselere veyl vardır ki o, şiddetli azap demektir. (Reşîd er-Râşid ibni Mustafa, Tahzîrü’l-Müslimîn min terki’s-Salâti an vaktihâ ve tahrîmi terkihâ, sh:5-6)

 

AYET-İ KERİME

“İnkâr edenlerin (Allah’ı) yeryüzünde âciz bırakacaklarını sanma! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeridir o!” (Nur, 24 / 57)

HADİS-İ ŞERİF

“Sizden kim bir şey yerse “Bismillah (Allah’ın adıyla)” desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: “Bismillahi fî evvelihî ve âhirihî (başında da sonunda da Bismillah).” (Ebu Dâvud, Et’ime 16; Tirmizî, Et’ime 47)

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

Kardeşlerim, dün öldü, bugün can veriyor. Yarın henüz doğmadı. Zamanın kıymetini bilin. Ömrü boş işler peşinde harcamayın. Şöhretten sakının. İnsanlar bir gün över yarın söverler. (Bişr-i Hafi)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi