Diyanet’e Açık Mektup
KUR’an israfı (savurganlığı) kötü görmekte, müsrifleri kınamaktadır. Allah, mukaddes kitabında müsriflerin şeytanın kardeşleri olduğunu beyan buyurmaktadır.
İsrafın günah, çirkin, kötü olduğunda hiç şüphe yoktur.
İnsanın kendi kesesinden yapacağı israf bir günah ise, beytülmal-i müslimînden yapılacak israf bin defa daha ağır bir günahtır.
Diyanet bir devlet kurumudur. Bütün masrafları devlet bütçesinden karışlanmaktadır, mensupları maaşlarını devletten almaktadır. Devletin bütçesi adaletli, insafla harcanmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesi içinde zerrece israf yapılmamalıdır.
Diyanet İslam ahlakına, İslam hikmetine uymak zorundadır.
Diyanet İşleri Başkanı’na son derece pahalı, son derece lüks, son derece şatafatlı, son derece masraflı ve israflı bir makam otomobili yakışır mı?
Bu sorunun cevabını fetvasını bizzat Diyanet’ten talep etmekteyim.
Diyanet hem kurum olarak, hem de personel olarak Kur’an’a uymak zorundadır… Sünnete uymak zorundadır… İslam ahlakına ve hikmetine uymak zorundadır.
Diyanet, içinde içki satılan, İslam’ın azgınlık olarak gördüğü günahlar işlenen beş veya yedi yıldızlı mekânlarda muhteşem ziyafetler iftarlar verebilir mi?
Şu memlekette Resûl-i Kibriya sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ahlakına uygun bir hayat sürmekle mükellef (yükümlü) insanların birincisi Diyanet reisi değil midir?
İslam dışı siyasî bir rejimin bürokratı da olsa Diyanet Başkanı lüksten şatafattan kaçınmalı değil midir?
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer efendilerimiz nasıl mütevazı yaşamışlardı?
Efendimizin o iki veziri ve yârı, Beytülmal-i müslimînden (Müslümanların bütçesinden) bir kuruş bile israf etmemişlerdi.
Tevâzunun mânen yükselttiğini, israf ve şatafatın alçalttığını kim inkâr edebilir?
Uruguay’ı sekiz sene idare eden Mujica’nın, Başkanlık sarayında kalmayıp iki gözlü kendi kulübesinde oturduğunu, lüks devlet arabasına binmeyip kendi 1987 model Volkswagen’i ile gezdiğini bilmiyor muyuz?
İnsanların en hayırlısı, en güzel örnek ve model olan Allah’ın Resulünün evleri basit ve mütevazı, binitleri genellikle basit değil miydi?
Türkiye’nin bir israf, şatafat, ihtişam, şaşaa, debdebe, tantana çılgınlığı içinde bulunduğu şu devirde, Diyanet İşleri Başkanı’nın; hem halkımıza, hem de bütün insanlığa fazilet ve hikmet dersi vermesi gerekmez mi?
Muasır=çağdaş dünyada İslam’ı elbette lüks otomobillerle gezen, israf içinde yaşayan petrol kralları temsil etmez.
Diyanet’in her hususta Kur’an’a, Sünnete, İslam ahlakına, İslam hikmetine uymasını bekliyoruz.
Allah müsrifleri sevmez. Allah mütevazı ve kanaatkâr mü’min kullarını sever.
İsraf gurura kibre yol açar.
Gurur ve kibir ise kişiye çok zarar verir.