Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

İnsanlara katlanmak büyük ibadettir

İnsanlara katlanmak büyük ibadettir

AYET-İ KERİME

Her kim bir iyilik yaparsa ona, o yaptığı iyiliğin on katı vardır. En’âm, 160

 

HADİS-İ ŞERİF

İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır. Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, II

 

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

Başkalarının sana yaptıkları fenalıkları unut. Amma senin onlara yaptığın fenalıkları asla unutma. Onu tekrar iyilik yapmakla bertaraf etmeye çalış. (Lokman Hekim)

 

Dinimiz “Güzel ahlaka hiçbir şey yetişemez” buyuruyor. Kötülüğe karşı kötülük değil, iyilik yapmamız emrediliyor. Allah katında güzel ahlak, gece gündüz yapılan ibadetten daha üstün tutuluyor.

 

İn­san­la­rın sı­kın­tı­sı­na kat­lan­mak bü­yük bir iba­det­tir. Te­hec­cüd na­ma­zın­dan da­ha bü­yük bir iba­det­tir. Şa­ban, re­cep, ra­ma­zan sı­ra­lı üç ay­lar bo­yun­ca oruç tu­tan, her ge­ce te­hec­cüd kı­lan bi­ri­ni ele ala­lım. Gün­dü­zü oruç, ge­ce­si te­hec­cüd ya­ni. Bu­nu bir ta­ra­fa koy­duk. Di­ğer ta­ra­fa da sırf farz­la­rı ya­pan bi­ri­ni ko­ya­lım. Üç ay­lar bo­yun­ca sırf farz na­maz, farz oruç baş­ka bir şey yok. Fa­kat çev­re­si­ne gü­zel ah­lak­la mu­ame­le et­miş, kalp kır­ma­mış. “A­hi­ret­te, mi­zan­da han­gi­si­nin se­va­bı faz­la­dır?” di­ye so­ru­lu­yor. “Gü­zel ah­la­ka hiç­bir şey ye­ti­şe­me­z” buy­ru­lu­yor. Öbü­rü hem te­hec­cüd kıl­mış, hem oruç tut­muş, hem de gü­zel ah­lak­lıy­sa o baş­ka ta­bi. O nu­run ala nur olur. 

NA­MAZ­SIZ OL­MAZ

Ama “Ben te­miz kalp­li­yi­m” de­yip­te na­maz kıl­mı­yor­sa ol­maz ta­bi. Ada­ma “Fa­lan fa­lan ki­şi na­sıl­dır?” di­ye so­ru­yor­sun.  Adam da “Şöy­le iyi­dir, böy­le iyi­di­r” di­ye­rek sı­ra­lı­yor. Son­ra “Na­maz kı­lar mı?” di­ye so­ru­yor­sun.  Adam “E­e bir na­ma­zı yok iş­te­” di­yor. Kar­de­şim “Bir na­ma­zı yo­k” de­yin­ce de na­ma­zı hep­ten kü­çüm­se­miş olur­sun. Na­ma­zı ol­ma­ma­sı az bir şey de­ğil. Al­la­h’­a kar­şı va­zi­fe­si­ni yap­ma­yıp­ta so­rum­suz­luk ya­pan adam, in­san­la­ra da so­rum­suz­luk ya­par.

ÇOK KA­BA İN­SAN VAR

Mil­le­te sert dav­ra­nan, ka­ba, ço­lu­ğu­nu, ço­cu­ğu­nu, çev­re­si­ni kı­ran ama ab­des­ti­ni alıp na­ma­zı­nı da kı­lan­lar var. Böy­le­le­ri de çok bu­lu­nu­yor. Tak­va ge­çi­nen­ler­den, ha­cı­lar­dan, ho­ca­lar­dan bol­ca bu­lu­nu­yor ya­ni. Çok ka­ba­lar, in­san­la­rı kı­rı­yor­lar. 

NEF­SE AĞIR GE­LİR

“Bir adam gü­zel ah­la­kı sa­ye­sin­de sı­ra­lı oruç tu­tan, sı­ra­lı te­hec­cüd kı­la­nın mer­te­be­si­ne ula­şı­r” buy­ru­lu­yor. Bu gü­zel ah­lak bö­lüm bö­lüm­dür. Her­ke­se kar­şı va­zi­fe­ler var­dır. Nef­se en ağır ge­len şey­ler­den­dir. Çün­kü te­va­zu is­ter, çün­kü aşa­ğı­dan al­mak is­ter. “Ben ki­min kı­zın­dan aşa­ğı­yım? Ben ona ni­ye öy­le dav­ra­na­cak­mı­şım? O ba­na bir ke­re böy­le yap­tı, be­nim de ona yap­mam la­zı­m” gi­bi kı­sas man­tı­ğı­nı İs­lam teş­vik et­mi­yor. 

KAR­ŞIN­DA­Kİ­Nİ UTAN­DIR

Kö­tü­lü­ğe kar­şı iyi­lik ya­pa­cak­sın. “İ­yi mu­ame­le ile kö­tü mu­ame­le bir ol­maz. Kö­tü mu­ame­le­yi en iyi olan­la kar­şı­la­ya­cak­sı­n” buy­ru­lu­yor. 

Bu na­sıl bir şey ya­hu! Kö­tü­lü­ğe kar­şı iyi de­mi­yor ba­kın. En iyi di­yor.  Me­se­la adam sa­na to­kat at­tı. Sen ona to­kat at­san kı­sas olur. Bu hak­kın var. 

Ama “Sen ona iyi ya­p” di­yor. İyi ne­dir? Me­se­la ok­şa, sev. Ama “Da­ha iyi­si­ni ya­p” di­yor. Da­ha iyi­si ne­dir? Gö­tür bir ki­lo bak­la­va al, çi­ko­la­ta fa­lan da he­di­ye ver. “Ho­ca­efen­di bu tam bir ena­yi­lik. Ben bu­nu ya­pa­ma­m” di­yen­ler ola­bi­lir. Ama Ku­r’­an bu­nu söy­lü­yor. 

Teş­vik ba­bın­da söy­lü­yor ta­bi, farz ola­rak de­ğil. “O za­man en bü­yük düş­ma­nın­la en ya­kın dost olur­su­n” buy­ru­lu­yor. 

Kar­şın­da­ki adam uta­nır çün­kü. Adam­sa uta­nır ta­bi ora­sı da ay­rı.

 

MESAJ ADABI

Şimdilerde telefon açmak bile insanlara fazla geliyor. Her şey için mesaj atıyorlar. Alışmışlar, mesajı da kısaltarak, kelimelerin baş harflerini yazarak atıyorlar. Mesaj fazla para yazmasın diye herhâlde. “Abc bilmem ne” yazıyor. 

“Amcacığım babama cevap ver” diyor işte. “Yahu kardeşim nasıl oluyor abc?” diyorsun, “Biz anlaşıyoruz” diyorlar. 

O kadar da ucuzcu olmayın yahu! Selamün Aleyküm’ü de kısaltmışlar ‘Selam’ yapmışlar. “Selam” diye bir selam verme şekli hiçbir kitapta yok. Selamün Aleyküm diyeceksiniz. Para fazla yazmazsa “Ve Rahmetullahi” de ekle. Yani yazın, yazın.

AYIPTIR, GÜNAHTIR

Ben mesaj işlerini atmayı bilmiyorum. Mesaj biraz da ayıp kaçıyor. Zaten millet otomatiğe bağlamış. Kandil mesajını, bayram mesajını listesindeki yüz kişiye tak bir tuşla gönderiyor. Herkese aynı mesaj gidiyor. Ben bana gelen mesaja bakıyorum “Hocam” falan yazıyorsa anlıyorum ki bana gelmiş. Ya da hocam diye paketleyip, herkese o şekilde yolluyorlar. Ayıptır, yazıktır, günahtır. 

Telefon açamayacağın durumda mesaj atılır. Ama telefon açabiliyorsan mesaj atmak ayıptır.

 

 

COCUKLARINIZA NAMAZI EMREDiN

Abdullâh ibni Alevî el-Haddâd (Rahimehullâh) “en-Nesâihü’d-dîniyye” isimli eserinde şöyle demiştir:
“Bir Müslümanın namazı muhafaza etmesi gerekli olup, onu terk etmesi haram olduğu gibi, âilesine, çocuklarına ve yönetiminde bulunan herkese namaz hususunda ciddi uyarılarda bulunması, namazın terki için onlardan hiçbir mâzeret kabul etmemesi, söz dinlemeyenleri korkutması ve cezalandırması gerekir.

HAFİFE ALMAYIN

Bir kişi malını telef ettiği zaman yâhut değerli bir şeyine zarar verdiği zaman çoluğuna-çocuğuna ne kadar kızıyorsa namazı terk ettiği vakit daha çok gazaplanmalıdır, değilse o kişi Allâh’ın haklarından olan namazı hafife alanlardan olur. 

Bir insanın ne kadar yakını da olsa namaz gibi bir farzı yerine getirmesi için kendisine uyarılar yapıp, öfkesini gösterdiği halde yine onun sözünü dinlemiyorsa o insanı kendisinden uzak tutmalıdır, çünkü onda hayır yoktur.”
Reşîd er-Râşid ibni Mustafa (Rahimehullâh) “Tahzîrü’l-Müslimîn” isimli eserinde şöyle demiştir: 


“Ey din kardeşlerim! Allâh sizi muvaffak kılsın ve hidayet buyursun. Şunu bilin ki, hanımlarınıza ve çocuklarınıza namaza devam etmelerini emretmeniz, sizin üzerinizde kesinleşmiş bir haktır. Çünkü onlar sizin yanınızda emânetlerdir.

EMR-İ Bİ’L MÂRUF

Nitekim Allâh-u Teâlâ:

 ‘Ey iman etmiş olan kimseler! (Farzları ve sünnetleri yerine getirmeyerek, niyetlerinizin tersini açıklayarak ve ganimet mallarından çalarak) Allâh’a ve o Rasûl’e hâinlik etmeyin, (aranızda bulunan) emânetlerinize de (riâyetsizlik ederek) hıyânet etmeyin! Oysa siz (yaptığınız işin vebâlini ve nelerin iyi, nelerin kötü olduğunu) bilmektesiniz!’ (Enfâl Sûresi:27) buyurmaktadır.

Bir insanın kendisi namaz kılarken âilesini namazsız vaziyette terk etmesi kendisini kurtarması için yeterli olamaz, bilakis eşine, çocuklarına, ana-babasına ve tüm akrabasına namaz vakitlerinde yerine göre yumuşak vaazlarla, îcâbında ağır konuşarak ve yanlarından uzaklaşarak emr-i bi’l-mâruf yapması farzdır.

AİLE REİSLERİ MESUL

Çünkü Allâh-u Teâlâ:

 ‘Âilene /halkına (ve ümmetine)/ namaz (kılmaların)ı emret! Sen de ona devam et! (Geçim derdi seni namazdan alıkoymasın, zira) Biz senden (ne kendini ne de başkasını) rızık(landırmanı) istemiyoruz.

Seni (de, onları da) Biz rızıklandırıyoruz. O (övgüye değer güzel) âkıbet, takvâ (sahipleri) içindir’ (Tâhâ Sûresi:132) kavl-i şerîfinde mümin kullarına bu hususta açık bir emir yöneltmiştir. Yine böylece:  ‘Ey inanlar! Kendinizi ve âilenizi ateşten koruyun’ (Tahrim Sûresi:6’dan) buyurarak da âile reislerini mesul tutmuştur. Artık her kim hanımına namazı emretmez ve öğretmezse Allâh-u Teâlâ’nın bunca açık emirlerini terk ettiği için Allâh’a ve Rasûlü’ne hâinlik etmiş, bu sebeple de Allâh’ın azâbını hak etmiş olur. 

AZÂBA MÜSTEHAK

Dindar olmayan ve namaz kılmayan bir kadında ne hayır vardır?! Karısına, oğluna, kızına ve kız kardeşine namazı emretmeyen bir adamda ne hayır vardır?! Gerçekten de bunlar ilâhî rahmetten kovulmuş ve lânete çarpılmış kimselerdirler. Allâh’ın farzlarında kocasına itaat etmeyen kadın terk edilmeyi hak etmiştir. Çünkü o Allâh’a ve Rasûlü’ne isyan etmiştir.

Kadının velîsinin de farzları yerine getirmesi hususunda kocasına yardımcı olması gerekir. Yoksa o da Allâh’ın azâbına müstehak olarak cehenneme girecektir.” (Reşîd er-Râşid ibni Mustafa, Tahzîrü’l-Müslimîn min terki’s-Salâti an vaktihâ ve tahrîmi terkihâ, sh:30-31)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi