Sünnîlerin Hali
Türkiye nüfusunun çoğunluğunu Sünnî Müslümanlar oluşturmaktadır.
Kelle sayısı itibarıyla çoğunlukta olan bu Sünnilerin, kendi aralarında, birbirinde kopuk bin parçaya, hizbe, fırkaya cemaate ayrılmış oldukları, bunların bazısı birbirleriyle çekiştiği için, ağırlıkları yoktur ve egemen azınlıkların oyuncağı olmaktadır.
Sünnî Müslümanların Ümmet çatısı altında toplanmaları ve birleşmeleri gerekir. Bu Ümmetin başında kendisine biat ve itaat edilen râşid ve âdil bir Halife bulunması gerekir. Bu Halifenin Ümmet işlerini ehil kimselerle istişare ederek (danışarak) Kur’ana Sünnete Şeriata İslam ahlak ve bilgeliğine uygun şekilde görmesi gerekir.
İslam dininin temel emir ve değerlerinden biri istikamet yani doğruluk ve dürüstlüktür. Sünnî Müslümanların doğruluk ve dürüstlük notu çok düşüktür. Onların doğruluk, dürüstlük, temizlik notları 10 üzerinden en az 7 olmadıkça kurtulmaları zordur.
Sünnî Müslüman kesim özeleştiri yapmamakta, kusur ve hatâlarını görmemekte, bütün kabahat ve kusuru dinsizlerin üzerine yıkmaktadır. Bu ise büyük bir noksanlıktır.
Birtakım Müslümanlar, ellerine imkan geçince haram rantlar ve gelirler elde ederek Kur’an Sünnet Şeriat hükümlerini çiğnemişlerdir.
Haram yiyen bir toplum iflah olmaz.
Ahlakı Kur’ana ve Sünnete uymayan bozuk bir İslam toplumu yenilgiye, bozguna mahkumdur.
Dinî konuların mıncıklandığı, herkesin kendi kafasından konuştuğu Müslüman bir toplum kaos anarşi sıkıntı içinde yaşamaya mahkum olur.
Zinanın suç olmaktan çıkartılmasını, partiye zarar verir diye tenkit etmeyenler iyi ve şuurlu Müslüman değildir.
Papaza kızıp oruç bozanlarda akıl ve idrak yoktur.
Saf Müslüman halkı kaz gibi yolup, inek gibi sağarak akıllarınca ganimet toplayanlar, bu haram gelirlere helaldir diyenler kafir olur. Ganimet, cihad fi sebilillah yaparken elde edilen ve şer’î hükümlere göre taksim edilen maldır.
Zekatı Kur’ana Sünnete Şeriata fıkha uygun şekilde vermeyen Müslümanlar iflah olmaz.
Eski kiliseleri restore ettiren, yeni kiliseler yaptıran, hattâ sinagoglar bile inşa veya tamir ettiren İslamcılar Ayasofyayı niçin açmadılar? Müslüman halk, bu konuda siyasî iktidara niçin baskı yapmadı?
Bediüzzaman’ın üzerinde en fazla durduğu konu birlik ittihad uhuvvet kardeşlik vifak ve tesanüttür. Peki, yirmiye yakın Nurcu grubu ne oluyor?
Tek bir Ümmet olamayan, râşid bir halifeye biat ve itaat etmeyen, İslam medeniyeti ile medenî olmayan, bin parçaya ayrılmış Müslüman bir toplum sürü durumuna düşmüş olur ve birileri onları tasmalayıp istediği yere götürür.
Son seçimlerde Müslümanlara kan kusturmuş, camileri yıkmış satmış, İslama barbarca saldırmış, Müslümanların temel hak ve hürriyetlerini çiğnemiş, inançları yüzünden nice vatandaşı asmış, müseccel azılı din düşmanlarını destekleyen sözde dindarlar görüldü. İçimizde böyleleri varken bizim iki yakamızın bir araya gelmesi çok zordur.
AK Parti tek başına iktidar olamayınca birtakım sabık mücahid sahtekarların rantları kesilecektir. İnşaallah beter olsunlar.