Ne oluyor?
Önce hayırlı Ramazanlar. Neyse bu yıl nizasız bir şekilde, rü’yeti hilal tartışmalarına girmeden Ramazan’a sessiz sedasız başladık.
Ramazan’ın bereketi ile artık daha iyimser olabiliriz. Yeni meclis, yeni hükümet ya da erken seçim bu ay içinde belli olacak..
Birileri tedirgin ve karamsar. Gün geçtikçe taşlar yerine oturuyor. Yepyeni dengeler, çözüm alternatifleri oluşuyor.. Bana kalırsa bugünkü parlamento yapısı içinde 4 parti içinden en az 4 ayrı grub çıkacak kadar milletvekili, herhangi bir sebeble bulunduğu yerden memnun değil ya da parlamento dışı lobilerin ve güç merkezlerinin yönlendirmesine açık. Önümüzdeki günlerde, özellikle grubların belli olması, grub başkanvekillikleri ve komisyon üyelerinin şekillenmesi aşamasında bu durum daha da belirgenleşecek.
Diğer bir sorun ise kim kimle koalisyon kuracak, kimler bakan olacak, koalisyon şartları ne olacak.. Partilerin birbirleri ile uzlaşmaları ayrı bir dert, kendi içlerinde uzlaşmaları ayrı bir dert..
Bugün anlaşsalar, yarın öbür kanat kongre ister ve parti yönetiminde değişiklik olursa ne olacak.. Bırakın koalisyon olmayı, aceba partiler kendi içlerinde bütünlüklerini koruyabilecekler mi?
Dikkat etmişsinizdir iktidar çevrelerinde derin bir sessizlik var. AK Parti yavaş yavaş durumu kabullenip, toparlanırken, muhalefet kanadının tedirginliği artıyor. Öteki taraf şartların aleyhlerine dönmeye başladığını görerek aceleyle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yeni havaalanı projesi ve 3. köprünün bağlantı yolları ile ilgili durdurma kararları bu anlamda ilginç. Kanal projesi için henüz temel atılmadı ama, aynı şekilde nükleer santral konusunda da bir durdurma kararı gelebilir.. Tabiri caizse dörtkoldan, topyekûn saldırıya geçtiler. İş dünyası, STK’lar, meslek odaları, media her kesimde adeta seferberlik ilan ettiler. Yabancı dostlarını da yardıma çağırdılar..
Ramazan ayı tefekkür için, bir arınma ve dua için mükemmel bir ay.. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerek.
Ramazan’dan sonra Türkiye’yi daha zor görevler bekleyebilir.. Suriye ve Irak hattındaki gelişmeler, DAEŞ, PYD, Musul, Kerkük meselesi, Kürt sorunu, göçmen sorunu ve terör daha can alıcı bir hal alabilir.. Hem güvenli bölge, hem terör, hem Musul ve Kerkük konusu ile bağlantılı olarak sınırötesi askeri hareketlilik sözkonusu olabilir..
Tek sorun hükümet kurma sorunu değil. Güçlü bir hükümet olmadan Türkiye bu sorunların altından kalkamaz. Onun için de AK Parti olmadan gerçekçi bir çözüm modeli sözkonusu değil.
Görünen o ki, bu arada Paralelle ilgili mücadele devam edecek..
Türkiye’nin hiç zaman kaybetmeden bir an önce kararını vermesi gerekiyor. Seçimse seçim, koalisyonsa koalisyon, geçici bir seçim hükümeti ise seçim hükümeti.
Eğer bu süreçte ekonomik ve siyasi kriz patlarsa, bu AK Parti’den çok muhalefetin başında patlayacaktır.
Aslında bir kriz lobisi var ve hiç boş durmuyor. Ellerinden gelse, AK Parti, Erdoğan, Davudoğlu, Hakan Fidan’dan kurtulup birtakım çözüm planlarının hayallerini kuruyorlar. Siyonist lobi bu fırsatı değerlendirerek, “One minute”ın ve Mavi Marmara’nın intikamını almak istiyor. Bir zamanlar Paralel yapı üzerinden Erdoğan’ın ellerine kelepçe takma hayalleri vardı. AK Parti ve Erdoğan’dan, Davudoğlu’ndan kurtulmak için, ekonomik, askeri ve siyasi krize bile razı olabilir bunlar..
Bütün bunlar üzerinde düşünüp, Ramazan ayının ruhaniyetine sığınarak bayram sonrasına hazır olmamız gerek. Gelecek günlerin geçen günleri aratmaması için hepimize düşen görevler var..
Şunu görelim, bulunduğumuz yerde durma şansımız yok. Ya ileri gideceğiz, ya geri.. Bıçak sırtı bir yerdeyiz. Karar sizin.. Buraya kadar bir şekilde geldik. Ama bundan sonrası için daha akıllı, daha dürüst, daha cesur kadrolara ihtiyaç var.
Selâm ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.