HAZRET-İ ALİ (r.a.)
Peygamberimizin amcasının oğlu, ilk Müslüman çocuk olarak onun devlet hanesinde büyüyüp yetişmiş, 4.halifesi olmuş Hz.Ali (r.a.) büyük bir zattır. Gerek bilgi birikimi ve gerekse cesaret ve yiğitliğiyle ashâbın arasında farklı birisidir. Peygamberimize kâtiplik de yapan ve “Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır” buyurduğu Allah’ın aslanı, Resûlüllah’ın sevgili kızı Hz.Fatıma (r.a.)ile evlenmiş olduğundan, Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin r.a. gibi iki evlada sahiptir.
Hz.Osman (r.a.)dan sonra Hicrî 35 (M.656) senesinde Müslümanların halifesi seçilen Hz.Ali (r.a.) 4 sene sekiz buçuk ay halifelik yapmıştır. Hicretin 40. Yılında 63 yaşında iken, Kûfe’de bir Cuma günü sabah namazını kıldırmaya camiye gitmişti. Ramazan ayının on beşi idi. İbni-Mülcem isimli zındık bir kişi zehirli hançer ile vurup şehit etti. Oğlu Hz.Hasan cenaze namazını kıldırmış ve aynı caminin yanına defnedilmiştir.
Peygamberimizin temiz nesli, Seyyit ve Şerif olarak onun soyundan devam edip geldiği gibi, ilim-irfan ve irşadı (Altın silsile) seyyidler zinciri kanalıyla bu güne kadar devam etmiştir. Kıyamete kadar da devam edecektir. Hz.Ali’nin hizmetleri ve güzel sözleri yolumuzu aydınlatan kandiller ve yön gösteren pusula gibi ışık tutmaktadır.
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile aralarında şu diyalog yaşandı:
• “Ya Ali Allah’ı sever misin?”
• “Şüphesiz ya Rasûlallah”
• “Beni sever misin?”
• “Severim.”
• “Fâtıma’yı sever misin?”
• “Severim.”
• “Hasan ve Hüseyin’i sever misin?”
• “Severim.”
• Kalp bir, muhabbet beş. Bu beş muhabbeti bir kalbe nasıl sığdırıyorsun? Bu soruya Hz.Ali cevap veremedi. Eve gelip Hz.Fatıma’ya durumu anlatınca aldığı cevap şuydu:
• “Sevginin yerleri ayrıdır; Allah’ı sevmek akıldan, Peygamberi sevmek imandan, evladı sevmek tabiattan, eşini sevmek muhabbettendir.” Hz.Ali bu cevabı Peygamberimize arz ettiğinde şöyle buyurdu: “Bu cevap ancak nübüvvet ağacının meyvesindendir.”
Hz.Ali’ (r.a.) nin hikmetli güzel sözlerinden bir demet sunmak istiyorum:
*İnsanlar uykudadırlar, öldükleri zaman uyanırlar.*Haddini bilen kişi helâk olmaz. *Herkesin değeri, yaptığı iyilikle, ihsan ve ilmiyle ölçülür.*Zulüm ile zafer olmaz. *Kişi dilinin altında gizlidir.*Dili tatlı olanın dostu çok olur.*Yalancıda insanlık yoktur.*İyilik ile hür kişi köle yapılır.*Söyleyene bakma, söylediğine bak. *Belâ vaktinde sızlanmak mihneti artırır.
*Oburlukla sıhhat birleşemez. *Edepsizlikle şeref birleşemez. *İntikam hissiyle ululuk olamaz. *Danışmayı terk eden doğruya varamaz. *Takvadan üstün şeref yoktur. Afiyetten daha güzel bir elbise olamaz. *Cehaletten daha tehlikeli bir hastalık olamaz. *İnsan bilmediği şeye düşmandır. *Toplum içinde birisine nasihat etmek, onu utandırmaktır.
*Cahildeki bir nimet, çöplükteki çiçeğe benzer. *Düşmanın en büyüğü hilesini en çok gizleyendir. *İlim, hikmet mümin kişinin yitiğidir. Bulduğu yerde hemen alır. *Cimrilik, ayıpların bütün çeşidini toplar. *Allah’ın takdiri olunca, kulun tedbiri yok olur. *Hiçbir nimet devamlı değildir. *Sefalet ve meşakkat ebedî değildir. *İnsan arkadaşlık ettiği kişiyle tanınır. *Cahil ile dost olma ondan sakın. Zira nice cahiller, hikmet sahibiyle arkadaş olduklarında onu mahvetmişlerdir. *Her hastalığın ilacı vardır. Lakin kötü huyun ilacı yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.