Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Fitre Ramazan ayını Allah'a ulaştırır

Fitre Ramazan ayını Allah'a ulaştırır

Fıtır sadakası, ramazân-ı şerîfin sonuna yetişen ve temel ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı bir mala sahip bulunan her hür Müslüman için verilmesi vacip olan bir sadakadır. Hadis-i şerifte “Ramazan ayı, gök ile yer arasında asılı kalmıştır, fitre verilmeden Allâh-u Teâlâ’ya ulaştırılmaz” buyruluyor.

Cerîr (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:  

“Ramazan ayı, gök ile yer arasında asılı kalmıştır, fitre verilmeden Allâh-u Teâlâ’ya ulaştırılmaz.”(İbni Şâhîn, ed-Dıyâ, Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:23687, 8/466) Ebû Hureyre (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:   “Herkim ramazanı oruçlu geçirir, gusül alarak namazgâha erkenden gider ve onu sadaka(; fitre) ile sona erdirirse, (bayram namazından) bağışlanmış olarak döner.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:23733, 8/482)

FITIR SADAKASI İLE İLGİLİ FETVALAR

Fıtır sadakası, ramazân-ı şerîfin sonuna yetişen ve temel ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı bir mala sahip bulunan her hür Müslüman için verilmesi vacip olan bir sadakadır. 

Fıtır sadakası, ramazan bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren vacip olursa da bundan birkaç gün, hatta bir kaç ay veya sene evvel de, sonra da verilebilir. Ta ki fakirler, bununla bayram namazına çıkmadan evvel, noksanlarını tedarik edebilsinler.

Fıtır sadakası, nisap miktarı mala sahip olan her hür Müslüman için vaciptir. Hatta çocuk veya deli olsa bile. Bunların velileri bunların mallarından bu sadakayı vermezlerse, bunu kendileri büluğ çağına erdikten veya iyileştikten sonra ödemekle mükellef bulunurlar. 

SEKSEN BİR GRAM ALTIN

Bu nisaptan murat, yirmi miskal (81 gram) altın veya bunların kıymetlerine denk olan bir maldır. Bu mal, temel ihtiyaçlardan, yani sahibinin borcundan ikametgâhından, evinin lüzumlu eşyasından binip kuşanacağı at (araba) ile silahından ve kendisi ile aile fertlerinin bir aylık veya diğer bir görüşe göre bir senelik nafakalarından fazla bulunmalıdır. 

Hatta bu fazla, haddizatında nakitler gibi, ticaret malları gibi artıcı sayılan bir mal olmasa bile. Bu fazla malın üzerinden bir sene geçmiş olması da şart değildir. 

İşte bu miktar bir mala sahip olan bir Müslüman için zekat almak veya vacip sadakaları almak haramdır, kurban kesmek vaciptir.  Ramazân-ı şerîf bayramının ilk günü fecrin doğuşundan evvel vefat eden veya fakir düşen veya doğuşundan sonra doğan veya kâfirken hidayete eren bir Müslümana fıtır sadakası vacip olmaz. 

MALININ ÜÇTE BİRİ

Fakat doğuştan sonra vefat eden bir Müslümana vacip olmuş olur. Bundan dolayı vasiyet etmiş ise, geriye bırakmış olduğu mal varlığının üçte birinden verilir. Varislerinin kendi mallarından vermeleri de caizdir.

Nisap miktarı mal, fıtır sadakasının vacip olmasından sonra telef olsa da, fitre düşmez. Çünkü verilmesi için evvelce bir verme gücüne sahip bulunmuştur. 

Ramazân-ı şerifte  hastalık, yolculuk ve takatsiz düşüren yaşlılık gibi meşru bir özür sebebi ile oruç tutmakla mükellef olmayan bir Müslüman hakkında da fıtır sadakası vaciptir. 

KENDİ SORUMLUDUR

Bir kimse kendi hanımının ve büyük, akıllı olan evladının fıtır sadakasını vermekle mükellef olmaz. Çünkü bunlardan her biri kendi nefsinde tam bir velayete sahip, malında müstekıllen tasarruf hakkına sahiptir. 

Bu bakımdan her biri nisaba sahip ise, zekatını kendi malından vereceği gibi, fıtır sadakasını da kendi malından vermesi lazım gelir. 

Bir de sadakalarda bir ibadet mahiyeti vardır. Koca ise, hanımına ait bir ibadet vazifesini yüklenmek için evlenmemiştir. 

Ama bir kimse kendi malından hanımının veya büyük evladının fitrelerini izinleriyle verecek olsa, yeterli olur. Ve bunlar kendi ailesi içerisinde idaresinde bulunduğu takdirde, izinleri olmaksızın vermesi de kâfidir. 

NİYETSİZ OLMAZ

Çünkü bu halde örf-adet bakımından izin vardır. Aile arasında bulunan diğer şahıslar hakkında da hüküm böyledir. Bu hususta hakikaten veya örf-adet bakımından izne lüzum vardır. 

Zira fıtır sadakasının verilmesi niyetle beraber olmalıdır, niyetsiz verilemez. 

Böyle bir izin ise, niyet hükmündedir.

Bir kimse kendi ailesi içerisinde bulunsalar bile babasının, anasının fıtır sadakasını vermekle mükellef değildir. Ancak babası fakir olduğu halde deli olursa, o halde mükellef olur. Fıtır sadakası dört cins şeyden muayyen miktarda verilir.

Şöyle ki; buğdaydan yarım sa’ı Iraki, yani beş yüz yirmi dirhem verilir. Buğday unu ile kavudu da buğday hükmündedir. Arpadan, kuru üzümden veya kuru hurmadan da bir sa’ (kile) yani bin kırk dirhem verilir. 

ARPA, ÜZÜM, HURMA

Bunların yerlerine kıymetlerinin verilmesi de caizdir, hatta daha faziletlidir. Ancak fakirlerin ihtiyaçları bunların bizzat kendilerine daha fazla olursa, o zaman daha faziletli olmaz.

Fıtır sadakası için buğday, arpa, üzüm ile hurma birer sabit ölçüdür. Çünkü bundan maksat, fakirin bir günlük ihtiyacını olsun gidermektir ki, o da bunlar ile mümkün olabilir. 

Halbuki muayyen bir para ölçü olarak gösterilmiş olsa idi, bu maksat temin edilmiş olamazdı. 

Zira erzakın fiyatları zaman zaman değişmekte olduğundan o muayyen para, bazı senelerde bu maksadı temin edebilirdi, bazı senelerde temin edemezdi.

EVLİLİLİK VE DOĞUM BAĞI

Fıtır sadakası, zekat gibi niyetle birlikte fakirlere mülk yapmak suretiyle verilir, serbest bırakılamaz. 

Bu niyet, verilecek malı ayırmak zamanında yapılabileceği gibi, verileceği zaman da yapılabilir, fakat fakire verilirken bunun bir fitre olduğunu söylemek lazım değildir. Fıtır sadakasını aralarında evlilik veya doğum bulunan kimselerin birbirine vermeleri sahih değildir. 

Mesela bir kimse kendi fitresini, fakir olan hanımına veya babasına veya oğluna veremez.

Fıtır sadakası, fakir olan gayrimüslim vatandaşlara da verilemez. 

Bulunduğu yerde vermeli

Çünkü bunun verilmesindeki maksat, bayram gününde fakir Müslümanların ihtiyaçlarını gidererek onların da bayrama kalpleri rahat bir halde iştirak etmelerini ve dilenmekten kurtularak ibadet ile uğraşabilmelerini temin gibi şeylerden ibarettir. 

Bu maksat ise, bu sadakanın gayrimüslim vatandaşlara verilmesiyle meydana gelmez.

Bir kimse, fitresini bir fakire vereceği gibi, birkaç fakire de dağıtabilir. 

Birden fazla kimseler de fitrelerini birkaç fakire verebilecekleri gibi, bir fakire de verebilirler.

Birden fazla fitreler, gerek mal olarak ve gerek kıymetleri olsun, sahiplerinin izinleriyle karıştırılmış bir halde fakirlere verilebilir. 

Her fitreyi diğerinden ayırmaya lüzum yoktur.

Bununla beraber fitrelerin ayrı ayrı verilmesi ihtiyata daha uygundur.

Fıtır sadakası, mükellefin bulunduğu yerdeki fakirlere verilmelidir. Başka yerlere gönderilmesi mekruhtur.

KADİR GECESİ NAMAZI

Kadir Gecesi namazı hakkında İbni Abbas (Radıyallahu Anhuma)dan Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:
“Her kim Kadir Gecesinde iki rekat kılar da her bir rekatında bir Fâtiha, 
yedi kere de İhlâs okursa, selam 
verdiğinde ise, yetmiş kere: “Estağfirullahe ve etûbu ileyh” derse, Allâh-u Teâlâ kendisini ve anne babasını affetmedikçe yerinden kalkmaz. 
melekler köşKler yapar
Allâh-u Teâlâ cennete melekler gönderir de onlar onun için ağaçlar dikerler, köşkler yaparlar ve ırmaklar akıtırlar. Kendisi de bunların tümünü görmedikçe dünyadan çıkmaz.” (Muhammed Hakkı en-Nâzilî, Hazîne-tü’l-esrâr, sh:39)
Sâlihler son on gecenin her birinde, Kadir Gecesinin kıyamına niyet ederek iki rekat kılarlardı. Ebu’l-Leys (Rahimehullâh)ın beyânına göre: “Kadir Gecesi namazının en azı iki rekat, ortası yüz rekat, en çoğu ise bin rekattır. Her bir rekatta kıraatın ortası, Fâtiha’dan sonra bir İnnâ Enzelnâ, üç kere de İhlâs okumaktır. Her iki rekatta bir selam verilir, selamın ardından da Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e salavât okunur.” (İsmâil Hakkı, Rûhu’l-beyân, 10/483)

Ayet-i Kerime

Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslam’a açar.Enam 125

Hadis-i Şerif

Şüphesiz Allahü teâlâ, dinini günahkâr kimse ile de kuvvetlendirir. Buhari

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi