Çanakkale’nin Yüzüncü Yılında Ciddiyet İlân etmek!
Tarihin yönünü değiştirdik; 100 yıl önce Çanakkale’de yaptığımız bundan başka bir şey değildi...
“Çanakkale sonradan geçildi, dolayısıyla binlerce Mehmetçik boşuna öldü!”
Resmin bütününü gören, böyle bir mantık sefaletine düşmez.
Önce Çanakkale’de mağlup olsaydık neler olabileceğini düşünmemiz gerekir... Her şeyden önce izzetinefsimizi ayakta tuttuk. 1. Dünya Savaşı sona erdikten sonra İstanbul’a gelen düşman donanmasının destek vereceği Rus Çarlığı yoktu! Ve Çanakkale’de yaptığımız, yapacağımızın teminatı idi!
Zafer ile mağrur olmak değil, zaferin hakkını vermek, bizim pek yapamadığımız bir şey. Yapmak fakat yazmamak, Yahya Kemal’in üzerinde durduğu bir eksikliğimiz. Onun bu noksanlığı gidermek için zaferler döneminin dili ve üslübuyla şiirler yazdığını biliyoruz: En meşhurları İstanbul’u Fetheden Yeniçeriye gazel ve Selimname!
Savaşın ve zaferin gerçeğini hissetmek ve yazmak: Osmanlı Harbiye Nezareti Çanakkale’de savaş devam ederken bir edebî heyeti cepheye gönderdi. Yazarlar, gazeteciler, iki bestekâr, iki ressam, fotoğrafçı, kameraman...10 gün savaşın gerçeği ile iç içe yaşadılar. Nelerin pahasına düşmanın durdurulduğunu yakinen gördüler, orada askerimizin kahramanlığının tabiî bir hal olduğunu idrak ettiler. Hatta bulutların yazdığı Fetih âyeti “fethun karib” (fetih yakın)ni görenler oldu...(Ömer Seyfeddin bunun hikâyesini yazdı).
Edebî Heyet’in hikâyesini Beşir Ayvazoğlu dostumuz nefis bir üslupla kitaplaşırdı. Daha önce Ömer Çakır hoca da Türk Şiiri’nde Çanakkale Muharebeleri kitabında konuyu ele almıştı. Beşir Bey, kitapta edebî heyetin hikâyesini anlattıktan sonra “Edebiyatın Çanakkale ile İmtihanı” başlığına uygun bir sonuca varıyor: “Edebî heyet imtihanda fazla başarılı olamadı...”
Buna rağmen sorumuz şu: Tarihimizde Çanakkale kadar edebiyatın konusu olmuş başka bir savaşımız, zaferimiz var mı?
Çanakkale’yi zihnimizde ilim adamlarından çok, edebiyatçılar diri tuttu. Bilhassa da Mehmed Âkif. O heyette yoktu, o sırada Arabistan görevinde idi. Edebî heyettekilerin bazıları üstüne düşeni hakkıyla yaptı, bazıları ise yapamadı. Buna rağmen yüz yıl önce Harbiye Nezareti’nin Edebî Heyet projesi iyi niyetli güzel bir başlangıçtı.
Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı kutlanırken, hem Edebî Heyeti yad etmek, hem de bugünün okuyucularına, Çanakkale gerçeğini yeniden yaşatmak için bir yazar topluluğunu Çanakkale’ye götürmek... Tarihe doğru bir yolculuğa çıkarmak...Hep aklımızda idi.
“İlgili müsteşar”la Ankara’da birkaç kere karşılaştık. Sonra Maraş’ta bir toplantı vesilesiyle beraber olduk. Akabinde ziyaretine gittik. Görevinde yeni sayılırdı. Söz arasında yüz yıl önceki edebî heyetten bahsettik. Çok heyecanlandı. “Mutlaka yapalım. Projeleri bugünlerde karara bağlayacağız, bekliyorum” dedi...
Ertesi gün, proje taslağını özel kalemine ulaştırdık... Teyidini aldık.
Bir süre sonra telefonla arayarak proje ile ilgili görüşünü öğrenmek istedik. Haberdar değilmiş gibi konuştu. Ne zaman vermiştik, kime vermiştik... İzah ettik. Bir hafta sonra yeniden sorduk: Yine aynı hava... Üçüncü yoklamadan sonra, cumhuriyet ilanının değil ciddiyet ilanının daha önemli olduğunu bir daha idrak ettik!
Önümüzdeki ay, Çanakkale’de düşmanın son büyük taarruzlarının yıldönümü... 21 Ağustos’taki Anafartalar saldırısı püskürtüldükten sonra düşman güçleri bir daha taarruza cesaret edemedi. Eylül ayında Çanakkale’de sonuç alanamayacağını anlayan İngilizler, ekimde kumandanlarını azlettiler. Kasım ayında Harb Kabinesi Gelibolu’dan çekilme kararı aldı. Ağır seyreden çekilme, 1916 Ocak ayında tamamlandı.
Bu kesin zaferin ilanından başka bir şey değildi. Büyük gürültüler çıkararak gelmişlerdi; sessizce, hatta çaktırmadan gittiler!
Çanakkale’nin 100. yılı ile ilgili Devlet’in yaptıkları geniş kitlelerin işin içinde olduğu bir hatırlama değildi. Veya bizim bildiğimiz o kadar. Bir şeyler yaptılar da, kamuoyuna mal edemediler belki de! Gazeteler Vahdet hariç, çok fazla ilgilenmedi, Derin Tarih dergisi Çanakkale Özel sayısı yayınladı. Türkiye Yazarlar Birliği’nin yayınladığı TYB Akademi 11. sayısını Çanakkale edebiyatına ayırdı... Diyanet İşleri güzel bir kitap yayınladı. “Bir Milletin Yeniden Dirilişi: Çanakkale”
Bildiklerimiz bundan ibaret!
Anzaklar ne yaptı? İyi ki bilmiyoruz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.