Son geceyi huzur ve huşu içinde geçirin
AYET-İ KERİME
(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar. En’âm, 12
HADİS-İ ŞERİF
Allah rahmeti yüz parçaya ayırdı. Bunlardan doksan dokuzunu kendi katında tuttu. Bir cüzünü yeryüzüne indirdi. İşte bu bir cüzün rahmeti sebebiyle canlılar birbirine acıyıp şefkat gösterirler. Hatta yavrusunu emziren hayvanın yavrusuna dokunur diye ayağını kaldırması bile bu merhamet sebebiyledir. Buhârî, Edeb, 19; Müslim, Tevbe, 17-21
ALİMLERDEN ÖĞÜTLER
Ey oğulcuğum! İnsanların ve cinlerin ameli kadar amelin olsa bile “ben” demekten sakın, zira Allah ben iddiasında bulunanları acz içerisinde bırakır. Benlik davasında isen maddî-manevî derecen düşer, bunu unutma. (Şeyh İbrahim Düsuki)
Ramazan-ı şerifin son gecesi de Kadir Gecesinin aranması gereken gecelerdendir. Bu gece de ayın tamamında cehennemden azat edilen milyonlarca günahkârın toplamı kadar genel bir aff-u mağfiret tecelli edecektir.
Bu mübârek gece de, Kadir Gecesi olarak aranıp ihya edilmesi müstehap olan gecelerdendir. Nitekim Mu’âviye (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kadir gecesini ramazanı son gecesinde arayın.” (Muhammed ibni Nasr, sh:106; İbni Cerîr; Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr:15/559)
Ayın yirmi dokuz çekmesi durumunda son gece yirmi dokuzuncu gece olacağından, zaten Kadir Gecesinin arandığı tek gecelerdendir.
ALTI YÜZ BİN AZATLI
Ama otuz çekmesi halinde, tek gecelerden olmasa da, ayın tamamında cehennemden azat edilen milyonlarca günahkârın toplamı kadar genel bir aff-u mağfiret tecellî edeceğinden dolayı, son gecenin tam bir huşû ve huzur içerisinde geçirilmesi kuvvetle müstehaptır.
Nitekim Hasen (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Azîz ve Celîl olan Allah’ın, ramazânın her gecesinde ateşten altı yüz bin azatlısı vardır. Son gece olduğunda ise geçmişler sayısınca âzâtta bulunur.” (Beyhakî, Şu‛abu’l-îman, No:3332, 5/220-221; Münzirî, et-Terğîb, 2/104; Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr, 1/446; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:23719, 8/479)
ÜCRET İŞ BİTİNCE VERİLİRR
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte de Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) son gecedeki mağfireti şöyle açıklamıştır:
“Ramazân-ı şerîfin son gecesinde (oruç tutan kullar) affolunurlar.”
O zaman: “Yâ Rasûlallâh! O gece Kadir Gecesi midir?” diye sorulunca, Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Hayır! Lâkin çalışan kişiye ücreti, işini bitirdiği zaman verilir” buyurdu. (Ahmed ibn-i Hanbel, el-Müsned, no:7148, 7767-7770, 7775, 7904; Bezzâr, no:963, 1/458; Beyhakî, Şu‛abu’l-îmân, no:3330, 3331, 5/219-220; Tahâvî, Şerh-u Müşkili’l-âsâr, 4/142; Heysemî, Mecma’u’z-zevâid, no:4778, 3/341)
İşte son gece tecellî edecek olan bu mağfiretin ve cehennemden âzâdın bolluğundan dolayıdır ki, Ebû Hureyre
hadîsinde:
“Ramazân ayının başı büyük bir rahmettir, ortası tam bir mağfirettir, sonu ise cehennemden âzâttır” buyrulmuştur.
RAMAZAN-I ŞERİF'TE İNSANLARLA İYİ GEÇİNMEK
Selmân (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “O, iyi geçinme ve bölüşme ayıdır” (İbni Huzeyme, no:1887; Diğer kaynaklar için bkz. Sh:97) İbni Şemseddin Hazretlerinin beyânı vechile; burada geçen “Müvâsât”, müdârât ve telettuf anlamına gelmektedir ki; bu da, insanlarla iyi geçinmek, yumuşak konuşmak ve onlara iyi davranmakla ele geçer.
Bu hadîs-i şerîfin işareti vechile, ramazân-ı şerîf ayının sünnetlerinden biri de, insanlarla kavga gürültü etmeyip, onlara karşı yumuşak davranmak ve tatlı dille hitap etmektir.
DÖRT ALAMET
Gerçi Enes ibni Malik (Radıyallahu Anh) dan rivâyet edilen:
“Herkim bir mümine hoş davranır, ya da küçük veya büyük herhangi bir ihtiyacı hususunda ona kolaylık sağlarsa, cennet hizmetçilerinden bir kısmını ona hizmetçi yapması Allâh-u Teâlâ üzerine bir hak olur.” (Müsned-ü Ebî Ya’lâ, No:4105, 4/402) hadîs-i şerîfi ile; Ebû Malik el-Eş’arî (Radıyallâhu Anh) dan rivâyet edilen:
“Şüphesiz cennette öyle köşkler vardır ki, içinden dışı, dışından içi gözükür. Allâh-u Te‛âlâ onları, yumuşak konuşan, yemek yediren, peş peşe oruç tutan ve insanlar uyurken geceleyin namaz kılanlara hazırlamıştır.” (Tirmizî, Birr:53, No:1984, 4/354; Ahmed ibn-i Hanbel, el-Müsned, 5/343 İbn-i Hıbban, no:509, 1/363; Beyhakî, Şu‛abu’l-îmân, no:3609, 5/400, es-Sünenü’l-kübrâ, 4/301; Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, no:3466-3467, 3/342; Abdürrazzak, el-Musannef, no:20883, 11/418-419; İbn-ü Huzeyme, no:2137, 3/306-307; Hatîb, Târîh-u Bağdâd, 4/203; Beğavî, Şerhu’s-Sünne, no:927, 4/40; Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr:1/44; Nebhanî, el-Fethu’l-Kebir, No:4016, 1/367) hadîs-i şerîfi bu hasletlere her zaman sahip olanlara büyük müjdeler vaad etmektedir.
Ama tabi ki bu aydaki güzellikler elbette bir başka güzel olur ve orucun kabulüne vesile olur.
“Kifâyetü’ş-Şa’bî” de zikredildiğine göre; orucun kabulünün alâmeti dörttür. Hayırlara muvaffakiyet bulmak, Allâh-u Teâlâ’nın lütfunu görmek, Kabul olunmamaktan korkmak, Yemekten sebep hizmetçiye eziyet etmemek. (Mecmû’atü’l-fevâid, Süleymaniye Kütüphanesi, Reşid Efendi, 546, Varak:57-58 )
RAMAZÂNIN SEVABI MEKKE’DE KATLANIR
Zamanın şerefine bir de mekânın şerefi eklenince, sevapların katlanacağında hiç şüphe yoktur. Nitekim: İbn-i Ömer (Radıyallâhu Anhuma)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Mekke’de ramazân orucu tutmak, Mekke dışındaki bin ramazân’dan daha üstündür.” (Bezzar, No:966, Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, No:4799, 3/348)
İbn-i Abbas (Radıyallâhu Anhuma)dan gelen diğer bir rivâyette Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Herkim ramazâna Mekke’de kavuşur da orucunu tutar, kolayına geldiği (şekilde kendisini zora sokmayacak) kadar da kıyamda bulunursa, Allâh-u Teâlâ ona başka yerlerdeki yüz bin ramazan (sevabı) yazar. Her gününe ve gecesine karşılık bir köle azadı yazar(ak onun da boynunu cehennemden âzâd eder). Bir de hergün Allâh yolunda binek bir at (infak sevabı) yazar. Ayrıca her gününde ve gecesinde bir hasene yazar.” (İbn-i Mâce, Menasik:106, No:3117, 2/1041, Münzirî, et-Terğîb, No:1479, 2/106)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.