Şehitlerin kanı yerde mi kalacak?
Her şehit haberi geldikçe, şehitlerle birlikte “vurulup vurulup kıvranıyor” millet. Öfke ve figan Anadolu’yu sarıyor, öfke ve gözyaşı anaların, babaların, eşlerin, çocukların ciğerlerini dağlıyor, öfke ve acı damar damar, yürek yürek büyüyor.
Bu öfkede nefs ve kin, menfaat ve hınç yok. Bu öfkede Allah (c.c)’ın âyetlerine, Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnet ve hadisine aykırılık, kader ve ecel vaktini inkâr yok.
Şüphesiz ki Allah (c.c), âyetinden bildirdiği üzere her kul bir vesile kılınarak ölecektir ve şehitlik mertebesine ulaşacaktır. Âmenna!
Fakat düşman, yâni PKK ve yandaşları kuduz köpekler gibi saldırıyor. Kan içen vampirlere dönüştü yine. Asker ve polislerimizi şehit etmeye başladı. Yollar yine şehit kanlarına boyandı.
Bu ülkede çeyrek asırdır hep Mehmetçikler ve polisler şehit edilir. PKK’yla savaşır, şehit olur, sakat kalır ve sonunda bir hanede yazgısına razı yaşarlar. Bu fedakâr ve sâdık, Müslümanlığıyla temayüz etmiş gençleri, bu, hesapsız vatansever delikanlıları, bu, kıt kanaat geçinen vatansever ailelerin çocuklarının kanlarını yerden kim kaldıracak.
ŞEHİTLERİN KANINI YERDEN KİM KALDIRACAK?
Devlet ricalinin “Şehitlerin kanı yer de kalmayacak”, “Polisimin, askerimin, şehidimin kanı yerde kalmaz” sözleri ne zaman gerçekleşecek?
Askerlik zamanları geldi mi hiçbir kaçamağa, bürokratik üçkağıda, sahte sağlık raporuna, yurt dışı ikametlerine tenezzül ve tevessül etmezler. Askerlik çağları geldi mi gâzâya gider gibi giderler sülüslerinde yazılı kıtalarına.
Kandil Dağı’nı yakıp eritmedikçe bu belâ eksilmez. Dağlarda yuvalanan PKK cânilerini tek tek bulup darağaçları kurmadıkça bu bölücülerin kökü kurumaz.
PKK’lı kaatiller gündüz işçi, memur ve esnaf sûretinde görünüyor, geceleri kılık değiştirip PKK iblisine dönüşerek kanlı eylemlere katılıyor. Bunları bulup bir bir tehcir etmek zaman geldi.
Bu ülke ki, devasa ordusu bir avuç PKK’lıyla çeyrek asırdır baş edemiyor. Ülkenin generalleri ve komutanları beş yıldızlı lojmanlarda, tatil evlerinde ve gazinolarda semiriyorlar mı?
Bu ülke ki, gün geçmiyor askerleri, polisleri şehit oluyor ve yüreklere ateş düşüyor. Fakat bu ülkenin idarecileri, komutanları ve siyasî liderleri utanmadan içi boş protokol beyanatlar yarıştırmakla meşguller Bu, böyle devam edip gidiyor çeyrek asırdır.
ASKERE GİTMEYEN, ŞEHİT OLMAYI GÖZE ALAMAYANDAN VATAN VERGİSİ ALINMALI
Bu ülkede İslâmî sosyal adalet yok efendi! Kapitalizmin azgın iştihası içinde yaşayan milyonlarca güruh var. Bu ülkenin kremasını yiyen nemelâzımcı, lüpçü, rantçı büyük bir kitle var. Bunlar için mi PKK’yla savaşıyor bu gençler?
Her imkânlarını kullanarak askere gitmeyen kapitalist zümreler şehit olmayı göze alamıyor ve inanmıyorlarsa bu milletten değildir. Bu güruh askere gitmekten ve şehit olmaktan imtina ediyorsa sadece bu zümreden vatan vergisi alınmalıdır.
Müslüman milletle hiçbir organik bağı olmayan ciğeri beş para etmez azgın kapitalist nemelâzımcı ulusalcı, laikçi zümreler için mi koşa koşa gidiyor askere bu asil delikanlılar?
Milletle ortak bağı olmayan zümreler terörden uzak rahatça semirsinler, eğlensinler, yiyip içsinler diye mi şehit oluyor bu masum Anadolu çocukları?
Din-i mübin üzere inandıkları vatan için şehit oluyorlar. Vatanı korumak dînî, yâni millî bir vazifedir. İslâm, vatan müdafaası için savaşmayı ibadet saymıştır.
ŞEHİDİNİN ÖCÜNÜ ALMAYAN DEVLET İFLAH OLMAZ
Şehitlik, Kur’anî bir kavramdır; Allah’ın, din ve vatan uğruna canını fedâ eden kişilere verdiği en yüksek mânevî rütbedir. Dinimize göre şehitler cennetle müjdelenmiş. Hz. Peygamberimiz s.a.v. “Vatanın savunması için nöbet bekleyenlerin gözlerini cehennem ateşinin yakmayacağını” buyurmuşlardır.
Sözün özü; şehidinin öcü almayan devlet iflah olmaz. Keza şehidinin oğluna sahip çıkmayan millet de iflah olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.