Demokrasi sandıktır!
Sevgili dostlar, seçimin ertesi günü fikrimi açıkça ortaya koydum; yasal süre dolana kadar 4 partinin içinde bulunduğu siyaset havuzu serbest bırakılmalı ve partilerin birbirleriyle görüşmeleri saygıyla beklenmeli...
Süre doldu, hükümet kurulamadı ve Türkiye’de yeniden sandık kurulması için süreç başladı...
1 Kasım’a giderken son dönemde yaşananlardan bazı notlar çıkarmak ve paylaşmak istiyorum...
Sevgili dostlar, son seçim sonrası ortaya çıkan tablo ile eski Türkiye’nin “dışlanmışları” havuza ilk günden dalarken, ROL ÇALMA ve ESKİ TÜRKİYE’yi geri getirme hırsları boylarını aşmış durumda...
Eski Türkiye manzarasının ana parçaları akıllarınca boşluk bulup sahne almaya çalışıyorlar...
Bu noktada detayları hatırlayalım. Daha önce yazdım ama durum vahimleştikçe hatırlatmakta yarar görüyorum; Hükümet kurulması çalışmaları öncesi partilerden randevu isteyen TÜSİAD, görüşmeler yaptı ve hâlâ yeni seçim sonrası için yapıyor... İşin daha ilginç kısmı; % 52 ile seçilmiş Cumhurbaşkanı ile “ne görüşeceğim” diye soranlar, söz konusu TÜSİAD olunca sorgusuz sualsiz kapılarda bekliyorlar... YAP denileni yapmak için yarışıyorlar...
Sevgili dostlar, çok samimi iki sorumu yeniden soracağım;
1- Oy pusulasında TÜSİAD vardı ve ben mi görmedim? Yeni pusulada olacak mı !!
2- Demokrasilerde derneklerin özellikle parası olanların kurduğu derneklerin seçimden çıkmış partiler yani SEÇİLMİŞLER ARASINDA sayılma gibi bir gelenek mi var? Yalnız her dernek değil, mesela “kanarya sevenler” derneği var hukuken TÜSİAD ile aynı statüye sahip ama koalisyon görüşmelerinde yok... Yoksa onların parası yok diye demokrasinin aktörü olamıyorlar mı?
3- Bir partinin Başkanı geride bıraktığımız hükümet kurma süreci yaşanırken başta İngiliz Büyükelçisi olmak üzere büyükelçiler ile görüştü! Bu normal mi? İngiltere’de aynı koalisyon kurma çalışması olsa Parti Başkanı Türk Büyükelçisi ile bu konuyu görüşür mü!
Sonuç 1: Herkes, her sivil toplum unsuru hatta her oluşum, fikrini beyan edebilir, sonuna kadar destekleriz, konuşma özgürlüğünü ortaya koymasına saygı duyarız... Ama seçilmiş 4 parti daha birbiriyle görüşmeden, partilerin bazılarının liderleri seçilmiş Cumhurbaşkanı ile değil partiler ile görüşürüm açıklaması yaparken, “Eski Türkiye’yi” hortlamaya çalışanların ROL ÇALMA DENEMELERİ ve arkasından yaşananlar düşündürücüdür...İBRETLE YENİDEN İNCELENMELİ VE DERS ÇIKARILMALIDIR !
Sonuç 2: Eğer parası olanlar sadece parası olduğu için benim oy verdiklerime akıl verecekse hatta bazıları MAZBATALARINI paylaşacak duruma düşmüşse; bunun adı DEMOKRASİ değil PARAKROSİ OLUR... YANİ PARASI OLANLARIN YÖNETİMİ! Fransız Devrimi sırasında yazılmış bir makalede bakın ne diyor yazar; “...toplum deyince, hayatın tüm zevklerini ve ülkenin tüm nimetlerini ele geçirmiş, zenginliği sayesinde imtiyazlı duruma gelmiş sınıf anlaşılamaz. Toplum, vatanın sınırlarını savunan, emekleriyle toplumu doyuran, sayıları kat kat fazla olan sınıflardır”...
Son söz: DEMOKRASİ SANDIKTIR ! SEÇİLMİŞ OLAN ESASTIR...SEÇİLMİŞ OLANA SAYGIMIZ SONSUZDUR...SEÇİLMİŞLER MAZBATASINI ASLA AMA ASLA PAYLAŞAMA ! SEÇİLMİŞ OLAN MAZBATASINI PAYLAŞIRSA, ORADA DEMOKRASİ DERİN DARBE ALIR ! DEMOKRASİ SANDIKTIR !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.