Suriye’nin şimdiki durumuna “Arapsaçı” mı demeli, “Rus salatası” mı? 

Dilimizde “Arapsaçına dönmek” diye bir deyim var. “İyice karışmak, karmakarışık olmak” anlamına... Burada Arap’ın “zenci” demek olduğunu anlamak zor değil. Maksat herhangi bir kavmi, ırkı aşağılamak da değil elbette: “Durum zencilerin kıvır kıvır saçları gibi karışık” denilmek isteniyor. Ayrıca bugün Suriye meselesinin karmakarışıklığı ne Arapların işi, ne de bölgedeki diğer halkların...

Suriye meselesini gitikçe karmaşıklaştıran dünyanın muktedir devletleri. Bunların 5 tane olduğu Birleşmiş Milletler kurulurken tescil edilmiş. ABD, İngiltere, Rusya, Çin ve Fransa...

“Dünya beşten büyüktür” denilirken sesini yükseltmesi gereken ülkeler, devletler var. Galiba başında Almanya gelmeli... Almanya hali hazırda her bakımdan Avrupa’nın en güçlü ülkesi, fakat sıralamada daha gerilere düşmüş İngiltere veya Fransa’nın temsili devam ediyor. Almanya’nın dünya beşlisine sokulmaması 2. Dünya Savaşı sonrası havayla ilgili. 2. Dünya Savaşı’nın üzerinen 75 yıl geçti, fakat savaş sonrası çizilen statüko devam ettiriliyor. 

Dünyada olup bitenlerle ilgili söz hakkı verilmesi gereken ülkeler yok mu? Ekonomi olarak baksanız, mesela Japonya; nüfus olarak baksanız Hindistan, din olarak baksanız İslâm ülkeleri... Bunların temsilde behresi yok. 

Suriye konusunda Rusya baştan beri ayak diredi. Çin de Rusya’nın yanında yer aldı. İşte meselenin çözülmemesi için yeterli sebep. Fakat biliniyor ki, ABD ve batılı güçler isterlerse, Rusya-Çin dayanışmasını etkisiz kılabilirler... ABD’nin buna yanaşmadığı apaçık ortada. Sebebi de İsrail’in güvenlik önceliği...

Batının bölgeye cebren soktuğu İsrail onların koruması altında var olabiliyor. Suriye’nin sürmekte olan iç savaşı ve sonrasında beklenen parçalanmışlık, en çok İsrail’i rahatlatıyor. Şu anda bu rahatlıkla Müslümanların kutsal ibadethanesine, Mescid-i Aksa’ya saldırmakta beis görmüyor. 

Rusya’nın Suriye adına denkleme giriyormuş gibi görünmesi de İsrail’in yararına. Rusya, gerçekten Arapsaçına dönmüş olan Suriye meselesini Rus salatasına tahvil etmeye çalışıyor. Oyundaki rolünü daha ileri götürmek istiyor. Bazı safdiriklere yem olarak da “IŞİD’le savaşa katkı sunmak” olarak ilan ediyor. Buna balıklama atlayanlar var: “Suriye’de çözüm Türkiye’ye rağmen de olsa yakındır” (Ünal Çeviköz, Radikal, 21.9.2015)

Rusya’nın durumunu iyi niyetle yorumlayıp, Türkiye’nin kendi güvenliğini tehdit eden bir meselede geliştirdiği tavrı hepten kötü olarak görmek, ancak klasik hariciyeci kafası olabilir. Nitekim bu zat da öyle biri imiş! CHP’nin İstanbul il başkanı Karayalçın’ın danışmanı ve ilaveten CHP’den milletvekili adayı!

Şu hamakate bakın: Rusya’nın diktatörü her halükârda hayırhah, insanlığın ve bizim iyiliğimizi istiyor; Türkiye’dekiler hepten hain, çözüme ayak diretiyor!

Köhne hariciyenin temsilcisi, fersude bir diplomata ders vermek bize düşmezdi elbette. Dünyayı göz önüne getirmeden, Rusya’nın yayılma trendini dikkate almadan yapılan her yorum malûldür, sakattır. 

Rusya, kendini güçlü hissettikçe Kafkaslara, Kırım’a ve Ukrayna’ya sarkmadı mı? Sarktı… Kırım’ı göz göre göre ilhak etti.

ABD ve Avrupa bunu tanımıyor. Bu yüzden de Rusya’ya yaptırım uyguluyor…

Rusya, Suriye kartını açarak ABD ve Avrupa’ya bir şeyler söylemek istiyor. Ne demek istiyor olabilir acaba? 

Rus salatasına soğuk savaş döneminde “Amerikan salatası” denildiği hatırlardadır. Antikomünizm böyle bir adlandırma ile kendini belli etmişti. Şimdi bazıları da Rus salatasını IŞİD panzehiri diyerek yutturmaya çalışıyor!