Herkes Bildiğini Okuyor
MÜSLÜMAN kesimde genellikle herkes bildiğini okuyor. Herkes ayrı telden çalıyor. Bazısının ak dediğine bazısı kara diyor.
Bu ülkede Sünnî Müslümanlar çoğunlukta ama kendi içlerinde birbirinden kopuk bin parçaya ayrılmış oldukları için ağırlıkları yok.
Dindarlık hızla geriliyor, çöküyor.
Her yerde cami var, bu camilerde bilhassa sabah namazlarında cemaat yok.
Bazı din baronları Ümmet ve Hilafet kelime ve kavramlarını hiç telaffuz etmiyor.
Ümmet birliği ve Hilafet olmadan ittihad-ı İslam da olmaz.
Bütün Türkiye’de bir tek gerçek ve vasıflı İslam mektebi yok. Belki de camilerin sayısı yüz bine yaklaştı ama evet bir tek mektep yok. Mektep olmayınca camiler nasıl ayakta duracak?
Birtakım Süslüman bezirgânlar tesettürün cılkını çıkarttılar.
İslam’ın içini boşaltma ve Müslümanları dünyevileştirme faaliyetleri hızlı devam ediyor.
Diyanet’in birkaç yıl önce başlattığı, camileri kadınlarla doldurma projesi iflas etti.
İslam Feministleri, devletin resmî vesikalarıyla yasal seks köleliği yapılmasına hiç itiraz etmiyor.
Namaz kılanların, oruç tutanların sayısında azalma var.
Zekatlar Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, fıkha göre verilmiyor.
Müslüman halk uyarılmıyor, aydınlatılmıyor, bilgilendirilmiyor.
Memlekette korkunç ve dehşetli bir terör var, her gün şehit haberleri geliyor. Bazılarının hiç umurunda değil.
Okullardaki Kenan Evrenî mecburî din dersleri aldatmacasını devam ediliyor.
Naylon müctehid sayısında patlama var.
Lıkır lıkır çay içerken, ahkam kesiyor birileri. Ayetlere işkembeden mana vermeler, sahih hadisleri uyduruk ilan etmeler.
Bir grup Müslüman hararetli bir şekilde tartışıyor, sohbet ediyor. Yakındaki camide ezan okunuyor. Bir tek kişi camiye gitmiyor, tartışmaya devam.
Kendisini derviş sanan birisi şeyhini uçurdukça uçuruyor.
Ne kadar çok gavs var. Bunların biri gerçek gavs ise ötekileri nedir?
Çin Müslümanları takke ve imame ile namaz kılarken Türkiye Müslümanları niçin başı açık kılıyor?
Ellerinde imkan, fırsat, hürriyet, para olmasına rağmen birileri niçin emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmıyor?
O mutaassıp grup, Bediüzzaman’ı niçin ve nasıl tekeli altına almış?
Beş vakit namaz kılan Müslüman bir profesör gördüm. Okuma yazma bilmiyordu.
Hiçbir şeye yanmam da, gece gündüz hiç durmadan gıybet ederek ölü iman kardeşlerinin etini yiyen o heriflerin ve karıların dindarlık taslamalarına yanarım.
Bendeki emanet 200 lirayı sur kovuğunda kalan zavallı kadıncağıza gönderdim. Küçük bir işte çalışan oğlu ile birlikte kalıyormuş. Kendisi yaz aylarında su satıyormuş. Kışın ne yapacak? Büyük soğuklarda elektriksiz, susuz sur kovuğunda nasıl barınacaklar?
Tanıdığım dini bütünlerden biri, ardıç kömüründe pişmiş kuyu kebabına bayılıyormuş ve laakal (en az) haftada iki kere yiyormuş.
Kendini muttaqi sanan birini gördüm, din ve ümmet işlerine, cep telefonuna verdiği değer kadar değer vermiyordu.
Geçen hafta köye gitmiştim. Beş altı kilometre uzaklıktaki elli hanelik bir köyden alışveriş yaparken akşam ezanı okundu, camiine gittim. Köyde Diyanet imamı yokmuş, namaz kıldırmaya ehil biri vekalet ediyordu. Hiç cemaat yoktu, bir imam, bir de bendeniz kıldık.