Fix seçimler
Daha önce ‘fix menü’ diye bir tabir ve ifade duymuştum. Bunu turizm alanında paket programlar ifadesi ve kavramı karşılıyor. Ama ilk defa seçimlerle irtibatlı olarak “fix” ifadesine rastlıyorum. Daha doğrusu bu kavramla ilk tanışmam Kinşaşa’da oldu. Yolda okumak üzere, Kinşaşa Havaalanında ‘The Africa Report’ dergisini almıştım ve burada (Ocak 2008 sayısı) Nijerya ile alâkalı bir yazıya rastladım. Başlığı şuydu: Nigeria: How the British fixed the Independence elections... Nijerya’da bağımsızlığa geçiş sürecinde; tam da Ocak 1960 tarihinde sonucu belli bir seçim tertip ediyor veya ayarlıyorlar. Bizde, buna muvazaa da diyorlar. Sonucu belli ve baştan sabit, ayarlı ve ucu açık olmayan seçimlere ‘fix elections’ deniliyor. İşte bu fix seçimler dünyanın başını döndürüyor. Kenya’da, eski Devlet Başkanı Mwai Kibaki böyle fix menü bir seçim ayarladığından dolayı, ülke karıştı ve kan gölüne döndü. Neredeyse yeni bir Ruanda oluyor. Afrika’nın en istikrarlı ülkelerinden birisi olarak görülen Kenya da bu fix seçimlerle birlikte karışmaya yüz tuttu. Ama The Africa Report dergisinde de görüldüğü gibi, bu fix seçimlerin mucidi İngilizler ve onların ardından Amerikalılar. Pakistan’da ise, Müşerref ve Pakistan İstihbarat Teşkilatı (ISI). Nitekim, 1 Ocak 2008 tarihli McClatchy Newspapers tarafından yayınlanan bir haber bunu teyid ediyor. Saeed Shah tarafından kaleme alınan ve ‘Bhutto Report: Musharraf Planned to Fix Elections’ başlıklı yazı şüpheye mahal bırakmayacak bir şekilde bunu ortaya koyuyor.
Butto seçimlere hile karıştırılacağını ve sonucu belli bir seçim yürütüldüğünü ve bunu da Pakistan İstihbarat Teşkilatı (ISI)’nın ayarladığını kendi kanallarından haber almış. Gizli kanallarla aldığı bu haberi, çok ilginç bir şekilde, Bush yönetiminden ziyade, güvenilir Amerikan politikacılarla paylaşmak istemiş. Amerikalı Senatör Arlen Specter ve Temsilci Patrick Kennedy ile planlanan görüşmesinde, bu raporu ifşa edecekmiş. Pakistan Halk Partisi Seçim İzleme Komisyonu üyelerinden Safraz Han Lashari, sözkonusu raporun çok hassas olduğunu ve doğrudan doğruya ISI içinde Benazir’le irtibatlı ajanlardan derlendiğini söylüyor.
***
İşte, bu fix seçimlerle ilgili raporu açıklayacağı gecenin arefesinde, suikasta maruz kalarak, bir takım sırlarını da beraberinde götürüyor. Suikasta kurban giden eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto’nun Pakistan Halk Partisi, Butto yaşasaydı, Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in, iktidarını sürdürmek için seçimlere “hile karıştıracağını ispatlayacağını” duyurdu. Pakistan Halk Partisi Senatörü Latif Kosa yaptığı açıklamada, “Butto, suikaste kurban gittiği günün akşamı, seçim komisyonu ve istihbarat servislerinin seçim sonucuna hile karıştırmak için plan yaptığına dair deliller içeren bir belgeyi basın toplantısında açıklayacaktı” demiştir. “Demokrasiye bir kez daha leke sürüldü” başlığını taşıyan belgenin, 160 sayfadan ibaret olduğunu belirten Kosa, “Butto’nun basın toplantısının Pakistan’da bulunan Amerikalı senatörlerle bir görüşmeyle sona ereceğini” kaydediyor. Seçimlerin manipüle edilmesi için ISI, İslamabad’da güvenli bir evde sözkonusu operasyonu gizliden gizliye yürütüyormuş. Bu operasyonu ISI’dan yeni emekli olmuş bir general deruhte ediyormuş. Butto’ya sadık ISI elemanları, operasyonu haber vermişler ve bunun üzerine belgeli bir şekilde konuyla ilgili 160 sayfalık bir rapor tanzim edilmiş.
***
ölümüyle ilgili sır perdesi hâlâ tam olarak aralanmazken, Butto’nun, Amerikalıların kotardığı Müşerref’le arasındaki pazarlığa sadık kalmadığı için öldürüldüğü sanılıyor. Bizim de bir önceki yazımızda atıfta bulunduğumuz Robert D. Novak’ın Washington Post gazetesindeki mezkur makalesine dayanan 31 Aralık tarihli (2007) Dawn gazetesi, ‘Benazir distanced herself from deal’ başlıklı haberinde, Butto’nun çayı geçerken at değiştirdiği için öldürüldüğünü ima ediyor. Anlaşılan gizli kapaklı işlere burnunu fazla sokmuş. Mutabakat ve anlaşmaya mesafe koyan (Araplar tanassala diyor) Benazir Butto, bu ikircikliğini hayatıyla ödemiş bulunuyor. Butto, gerçekten de ne yöne gideceğini bilmeyen serseri bir mayını andırıyordu. Uyumsuzluğunun ve geçimsizliğinin bedelini hayatıyla ödemiştir. Yerini tayin edememiş ve yerini tayin edemediği için de Pakistan’daki kargaşayı daha da artırmış ve artırdığı kargaşa ortamında da Tarık Ali’nin deyimiyle oybirliğiyle ölüme mahkûm edilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.